İsrail’in Kara Saldırısının Ardından Daha Fazla Savaş Suçu İşlenmesine Engel Olun

Uluslararası Af Örgütü bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in 10 gün süren hava saldırılarının ardından dün gece Gazze’ye karadan saldırısının, Gazze ve İsrail’deki sivillerin tüm tarafların gerçekleştirdiği savaş suçlarına karşı korunması için derhal uluslararası eyleme geçilmesi gerektiğine işaret ettiğini söyledi.

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Philip Luther “İsrail’in Gazze’ye yönelik acımasız hava saldırısı, İsrail güçlerinin, uluslararası insancıl hukuk tarafından korunan sivillerin hayatını açıkça hiçe saydığını gösteriyor” diye konuştu.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne göre, kara harekatından önce 171’i sivil olmak üzere yaklaşık 240 Filistinli öldürüldü. Öldürülen sivillerin 48’i çocuk ve 31’i kadın. İsrailli bir sivil ise Gazze’den 15 Temmuz’da gerçekleşen havan ateşi sonucu öldü.

Kara saldırısının başlamasından bu yana en az 30 Filistinli’nin daha öldürüldüğü belirtliyor.

Luther, “Sivilleri hedef almak ve sivillere ait mülklere yönelik doğrudan saldırılar haklı gösterilemez. Uluslararası hukuku ceza almaksızın defalarca ihlal eden iki taraf da sorumlu tutulmalı. Bunun için atılacak ilk adım BM denetiminde uluslararası bir soruşturmanın başlatılması” dedi.  

İsrail’in saldırıları sonucunda 1780’den fazla evin tamamen yok edilmesi veya yaşanmaz hale getirilmesi ile 10,600 Gazzeli evsiz kaldı. İsrail’deki sivillere ait mülkler de Gazze’den ateşlenen roketler sonucunda zarar gördü.

10 Temmuz’da erken saatlerde Gazze Şeridi’nde bulunan Han Yunus mülteci kampındaki Mahmut Lütfi el-Haj’ın evine yönelik hava saldırısı sonucunda bir ailenin sekiz ferdi öldü. Öncesinde hiçbir uyarı olmayan saldırıda 20 kişi yaralandı.

Ailenin kurtulan iki ferdinden biri olan Yaser Mahmut Lütfi al-Haj Uluslararası Af Örgütü’ne “Amcamı annemin cesedi kollarında evden çıkarken gördüm. Koşuyordu. Annemi görmek istiyorum diye bağırıyordum… ardından kurtulan oldu mu diye hastaneye gittim… Kardeşim Tarık’ın hayatta olduğunu öğrendim ama sonra o da öldü. Panik halinde kendimi kaybettim, beni sakinleştirmek için iğne yaptılar” diye konuştu.  

Ailenin komşularından biri olan Mahmut Atamneh Uluslararası Af Örgütü’ne “kamp alanı son derece kalabalık bir alan. Saldırı eve değil topluluğun tamamına yönelikti” diye belirtti.

İsrail Gazze arasındaki çatışma şiddetlenirken tüm taraflar sivilleri korumalı

Luther, “Sivil bir mülke kasten saldırmak savaş suçudur. Bazılarında bir ailenin tüm fertlerinin yaşadığı sivillere ait evlerin büyük ölçüde yok edilmesi savaş hukukunun tekrar eden bir şekilde ihlal edildiğine işaret ediyor” dedi.

İsrail yetkilileri bu tür saldırılara gerekçe olarak gösterilebilecek herhangi bir bilgi sağlamadı. Bunu yapamadıkları sürece bu tür saldrıların tamamı savaş suçudur ve toplu cezalandırmaya eş değerdir.

İçerisinde Filistinli bir silahlı grubun üyesi olsa dahi, bir ailenin bulunduğu sivil mülklere yönelik saldırılar orantısız saldırılardır.

Bazı vakalarda İsrail güçleri sivillere ait evlere hiçbir uyarı olmaksızın ya da bölgede yaşayanlara orayı boşaltmak için yeterli zaman bırakmadan hava saldırıları düzenledi. Diğer vakalarda ise, Filistinli silahlı grupların bölgede hiçbir belirgin faaliyet göstermediği yerlerde, siviller İsrail’in güdümlü füzeleriyle açık havada vuruldu ve öldürüldü.

İsrail Gazze çatışmasında sivil kayıpların sayısı artarken BM silah ambargosu uygulamalı

İsrail hava saldırıları ve bombardımanı ayrıca Gazze Şeridi boyunca su ve sağlık altyapısına büyük ölçüde zarar verdi. Üç işçi kritik öneme sahip noktalarda tamir yapmaya çalışırken öldürüldü ve devam eden düşmanlık birçok bölgede bu gibi işleri oldukça tehlikeli hale getirdi. 16 Temmuz’da BM, Gazze nüfusunun en az yarısının -yaklaşık 900,000 insan- suya erişemediğini belirtti. Kanalizasyon ve pompalama tesislerindeki hasar ve dolayısıyla su kaynaklarının kirlenmesi olasılığı bir kamu sağlığı sorununa sebep oluyor.

Luther, “Gazze'nin altyapısı çökmenin eşiğinde ve temiz suyun sürekli eksikliğinin sonuçları bir felaket olabilir” dedi.

Çatışmalar başladığından beri Gazze’de en az 84 okul zarar gördü ve en az 13 sağlık tesisi kapanmaya zorlandı. Şicaiye'deki Vefa Rehabilitasyon Hastanesi’nin 17 Temmuz’da ikinci defa ateş altında kalmasından sonra iddialara göre personel bütün hastalarını ateş altında tahliye etmek zorunda kalmıştı ve sonrasında hastane harap olmuştu.

Luther, “İsrail güçleri, uluslararası hukuku çiğneyerek sağlık tesislerini hedef almak yerine hastaları ve doktorları korumalı, yaralıların güvenle Gazze’deki ve gerekli olduğunda Gazze Şeridi dışındaki sağlık tesislerine ulaşabilmesini sağlamalı” dedi.

İsrail ve Mısır, yeterli miktarda yakıt da dahil olmak üzere, gerekli tıbbi ve rahatlatıcı malzemelerin acilen Gazze Şeridi’ne sürekli ulaşmasını sağlamalı.

Hamas ve Filistinli silahlı gruplar da uluslararası hukuku hiçe sayıyor ve sivilleri tehlikeye atıyor. 16 Temmuz’da UNRWA (Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu), Gazze Şeridi’nde terk edilmiş bir okulda saklanmış yaklaşık 20 roket buldu. Gazze’de yerinden edilmiş en az 22,900 sivilin büyük çoğunluğu UNRWA’nın yönetimindeki 24 okulda barınıyor.

Luther, “Gazze Şeridi’ndeki Filistinli silahlı gruplar yerleşim bölgelerinde cephane depolamamalı ya da buralardan saldırı düzenlememeli. İsrail’e 1,500’den fazla hedef ayrımı gözetmeden roket ateşleyen Hamas’ın askeri kanadı ve Gazze’deki diğer Filistinli gruplar, bu tür savaş suçlarına hemen son vermeli” dedi.

Uluslararası Af Örgütü uluslararası hukukun daha fazla ihlal edilmesine engel olmak için BM’ye bir kez daha çatışmanın bütün taraflarına silah ambargosu uygulama çağrısı yapıyor.