İsrail’in Filistin topraklarını işgalini hukuka aykırı bulan UAD görüşü, Filistinlilerin haklarını doğrulayan tarihi bir karardır

İsrail’in Filistin topraklarını işgalini hukuka aykırı bulan UAD görüşü, Filistinlilerin haklarını doğrulayan tarihi bir karardır

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in İşgal Altındaki Filistin Toprakları’ndaki politika ve uygulamaları ve İsrail’in eylemlerinin diğer devletler açısından sonuçları hakkında tavsiye niteliğinde tarihi bir görüş açıkladı. Uluslararası Af Örgütü Araştırma, Savunuculuk, Politika ve Kampanyalar Kıdemli Direktörü Erika Guevara Rosas konuya ilişkin açıklamasında şunları kaydetti:

“Uluslararası Adalet Divanı görüşünü açıkladı, sonuç kesin ve net: İsrail’in Filistin topraklarını işgali ve ilhakı hukuka aykırıdır ve Filistinlilere yönelik ayrımcı yasa ve politikaları ırk ayrımcılığı ve apartheid yasağını ihlal etmektedir.”  

“UAD’nin görüşü, on yıllardır İsrail’in hukuka aykırı işgalinden kaynaklanan zulüm ve sistematik insan hakları ihlallerine maruz kalan Filistinlilerin haklarını doğrulayan tarihi bir karardır.”

“İşgal, İsrail’in Filistinlileri tahakküm altında tutmak için kullandığı, kitlesel çapta ızdıraba yol açan apartheid sisteminin temel unsurlarından biridir. Filistinliler yerleşimlerin inşası ve genişletilmesi için evlerinin yıkılmasına ve arazilerine el konulmasına tanıklık ediyor; ailelerin birbirinden ayrılması ve dolaşım özgürlüğü kısıtlamalarından toprak, su ve doğal kaynaklara erişimlerinin engellenmesine kadar, gündelik yaşamlarını her yönüyle aksatan boğucu kısıtlamalarla karşılaşıyor.”

UAD görüşü, İsrail’in son dokuz aydır işgal altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları sırasında uluslararası insancıl hukuku dehşet verici bir biçimde ihlal ederek ölümcül ve hukuka aykırı saldırılar gerçekleştirdiği bir dönemde açıklandı. Saldırılar, daha önce benzeri görülmemiş seviyede sivil can kaybına yol açtı. İsrail, aynı zamanda, işgal altındaki Batı Şeria’da yasadışı arazi gaspını da artırarak ve yasadışı bir şekilde ilhak edilen işgal altındaki Doğu Kudüs’te her geçen gün daha fazla yerleşimin inşasına izin vererek, hukuksuz işgali köklü ve yerleşik hale getiriyor. İsrail yetkilileri, UAD’nin Gazze’de soykırımın önlenmesi için geçici tedbirlerin alınması kararına da ısrarla uymadı. İsrail’in uluslararası hukuku daha fazla hiçe saymasına izin verilmemelidir.”

“Uluslararası toplum, özellikle de İsrail’in müttefikleri İsrail’in hukuksuz işgaline son vermesini sağlamak için derhal kararlı adımlar atmalıdır. Bu kapsamda ilk olarak İsrail yerleşimlerinin genişlemesinin acilen durdurulması, Doğu Kudüs dahil Filistinlilerin topraklarının ilhakının sona ermesi ve İsrail’in Filistinlilere yönelik acımasız apartheid sisteminin ortadan kaldırılması gerekiyor. İşgalin sonlandırılması, İsrail ve İşgal Altındaki Filistin Toprakları genelinde tekrarlayan insan hakları ihlalleri döngüsünü durdurmak için hayati önemdedir” diyen Guevara-Rosas sözlerini şöyle noktaladı: 

“İsrail, Gazze Şeridi dahil işgal altındaki toprakların tüm bölgelerinden güçlerini çekmeli ve yasadışı bir şekilde ilhak edilen Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’daki yerleşimcilerini bu bölgelerden çıkarmalıdır. Ayrıca, Filistinlilerin yaşamlarını tüm yönleriyle kontrol etmekten vazgeçmeli ve işgal altındaki toprakların sınırları, doğal kaynakları, hava sahası ve karasuları üzerindeki kontrolünü bırakmalıdır. Bu da Gazze üzerindeki yasadışı ablukanın kaldırılması ve Filistinlilerin Gazze ile Batı Şeria arasında özgürce seyahat etmesine izin verilmesi demektir.”
 
Arka Plan

UAD, Filistin dahil 50’den fazla ülkenin ve üç uluslararası kuruluşun katıldığı kamuya açık duruşmaları da içeren 18 aylık bir sürecin ardından, İsrail’in İşgal Altındaki Filistin Toprakları’ndaki politika ve uygulamalarının yasal sonuçları ve İsrail’in eylemlerinin diğer devletler açısından sonuçları hakkındaki tavsiye görüşünü açıkladı. Uzun zamandır beklenen görüşte, İsrail’in Filistin topraklarını işgalinin uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiği belirtildi.

Temmuz 2004’te, UAD ilk tavsiye görüşünü açıklayarak, İşgal Altındaki Filistin Toprakları içinde bir ayırma duvarının inşa edilmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğuna ve bu nedenle durdurulması gerektiğine hükmetmişti. Uluslararası Af Örgütü de duvarın uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve ciddi insan hakları ihlallerini körüklediğini savunmuştu.

Uluslararası toplumun 2004’teki UAD görüşünde yer alan tavsiyeleri uygulamakta başarısız olması, İsrail’i uluslararası hukuka meydan okumak konusunda cesaretlendirdi ve cezasızlığını pekiştirdi.