İsrail ve İşgal Altındaki Filistin Toprakları'nda Savaş Suçlarının Yarattığı Adaletsizlik Döngüsünü Kırmanın Anahtarı Uluslararası Ceza Mahkemesi

Uluslararası Af Örgütü, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Filistin Yönetimi ve İsrail'in, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) mevcut ve geçmişteki İsrail-Filistin çatışmalarında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten sorumlu olanları adalet önüne çıkarmasını olanaklı kılmak için tüm yetkilerini kullanmaları gerektiğini dile getirdi.

8 Temmuz'dan bu yana 1.400'den fazla Filistinli süre giden çatışmalarda öldürüldü. BM'ye göre öldürülenlerin çoğu Filistinli sivillerdi, bunların en az 252'si ise çocuktu. İsrail'de üç sivil Gazze'den fırlatılan hedef ayrımı gözetmeyen roket ve havan topu ile öldürüldü. 61 İsrail askeri de öldürüldü. Tüm tarafların savaş suçu işlediğini destekleyen kanıtlar mevcut.

Son 20-30 yıllık sürede Uluslararası Af Örgütü, İsrail, Hamas ve Filistinli silahlı gruplar tarafından savaş suçları ve uluslararası hukuk uyarınca suç sayılacak diğer suçların işlendiğine dair inandırıcı kanıtlar topladı. Fakat iki taraftan da bu suçları işleyenler hala cezasızlıktan yararlanıyor.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, "Savaş suçları ve insanlığa karşı suçların mağdurları için süre giden adaletsizlik dünyanın utancı. Bir kez daha uluslararası toplum yine son yaşanan çatışmalarla ilgili ellerini ovuşturmanın ötesine geçen bir şey yapmadı. Bir Uluslararası Ceza Mahkemesi soruşturması, her tarafa yayılmış olan cezasızlık kültürüne son vermek için hayati öneme sahip. Tüm taraflar UCM'ye ilk ve son olarak adaletsizliğe ve ihlal kısır döngüsüne son vermesi için bu tarz suçları soruşturması konusunda baskı yapmalı" diye konuştu.

 

BM Güvenlik Konseyi'ne bugün gönderilen açık mektupta Uluslararası Af Örgütü, Konsey üyelerinden acil adımlar atarak İsrail ve İşgal Altındaki Filistin Toprakları'ndaki durumu UCM Başsavcısı'na sevk etmesini, bunun yanı sıra krizi çözmek için kapsamlı bir silah ambargosu uygulanmasını talep etti.

BM Güvenlik Konseyi, İsrail ve İşgal Altındaki Filistin Toprakları'nda yaşanan ihlallere tepki vermek için etkili bir eyleme geçme ya da -büyük bir kısmı, İsrail'le ilgili çok önemli tasarıları arka arkaya veto eden ABD yüzünden- suçu gerçekleştirenleri sorumlu tutma konusunda üst üste başarısız oldu. Bazı durumlarda ABD, Konsey'in diğer tüm üyelerine karşı tek ses oldu.

Shetty "BM Güvenlik Konseyi bir köşede durup artan zulme seyirci kalmamalı. Bu anı adalet için kararlı bir şekilde harekete geçmek için kullanmalı" dedi.

Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda hem İsrail hem de Filistin yetkililerine, durumun Güvenlik Konseyi'ne sevk edilmesini destekleme ve UCM'nin devreye girip Mahkeme ile onların ortaklaşa çalışmasını güvence altına almak için gerekli diğer tedbirleri alma çağrısında bulunuyor.

Uluslararası Af Örgütü özellikle Filistin Yönetimi'ne UCM'nin kurulduğu tarih olan 1 Temmuz 2002'den itibaren uluslararası hukuk uyarınca işlenen suçlarla ilgili yargılama yetkisini kabul eden bir deklarasyon yayımlama çağrısında bulunuyor. Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda Filistin Yönetimi'ni UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne taraf olmaya çağırıyor.

Son günlerde Filistinli yetkililer UCM'ye katılma niyetleri olduğunu açıklamıştı.

Shetty, "Sözlerini yerine getirmeli ve bu şansı sayısız insan hakları ihlali mağduru için hesap verebilirliğe doğru bir adım olarak değerlendirmeliler. Bunu da daha fazla vakit kaybetmeden UCM'nin yargılama yetkisini kabul eden bir deklarasyon yayımlayarak yapmalılar" dedi.

Filistin Yönetimi sürekli olarak ABD, İsrail, Kanada, Birleşik Krallık ve diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelerden, UCM'nin yargılama yetkisini sağlayacak bir adım atmaması konusunda baskı gördü. Bu tarz bir baskı Filistin Yönetimi'nin tabi olduğu finansal yardımın çekilmesi gibi tehditleri de içeriyordu.

Shetty "Adalet arayanlar için yardımların kesilmesi gibi tehditleri görmüyor olmamız gerekiyor" dedi.

Tüm devletler Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Roma Statüsü'ne taraf olması için teşvik etmeli.

Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda İsrail'e de Roma Statüsü'nü kabul etme ve Temmuz 2002'den bu yana işlenen suçlarla ilgili UCM'nin yargı yetkisini kabul etme, dolayısıyla savaş suçları ve insanlığa karşı suçların İsrailli mağdurları için adaleti yerine getirme çağrısında bulunuyor. İsrail, UCM'nin kurulmasını sağlayan görüşmelere katılmış fakat 2002'de Roma Statüsü'nü onaylamayacağını açıklamıştı.

Shetty, "İsrail'in, UCM'ye yönelik muhalefetini gözden geçirmesinin ve hukukun üstünlüğünü taahhüt ederek cezasızlıkla mücadele etmesinin zamanıdır" dedi.