İsrail: NSO Group’un insan hakları ihlalleri işleyen ülkelere casus yazılım satışı engellenmeli
Uluslararası Af Örgütü İsrail Şubesi aktivistleri tarafından açılan, casus yazılımlar üreterek dünyanın dört bir yanında insan hakları aktivistlerine yönelik saldırılara zemin hazırlayan NSO Group’un ihracat izinlerinin iptal davası başlıyor.
Uluslararası Af Örgütü ve diğer sivil toplum örgütleri, NSO Group’un Pegasus isimli casus yazılımının defalarca sivil toplumu hedef almak ve ifade özgürlüğünü engellemek için kullanıldığını belgeledi.
‘Casus yazılımlar aktivistlere karşı kullanılıyor, İsrail Hükümeti seyirci kalıyor’
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), NSO Group isimli teknoloji şirketine açılan dava duruşması öncesinde bir açıklama yayımladı. Açıklamada İsrail Hükümeti’nin, casus yazılımları insan hakları aktivistlerine yönelik saldırılarda kullanılan NSO Group’un ihracat izinlerinin iptal etmesi gerektiği belirtildi.
İnsan hakları savunucularının bu kapsamda açtığı davada perşembe günü, Tel Aviv Bölge Mahkemesi, şirketin faaliyetlerinin kısıtlanması gerektiğine ilişkin gerekçeleri dinleyecek. Dava, UAÖ İsrail Şubesi’nin üye ve destekçilerinden oluşan yaklaşık 30 kişi ile diğer insan hakları aktivistleri tarafından açıldı. UAÖ, New York Üniversitesi (NYU) Hukuk Fakültesi’ne bağlı Bernstein İnsan Hakları Enstitüsü ve Global Justice Clinic ile birlikte yürüttüğü proje kapsamında davayı desteliyor.
Şirketin Pegasus isimli yazılımı, aralarında Fas, Suudi Arabistan, Meksika ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de bulunduğu birçok ülkede gazetecileri ve aktivistleri hedef almak için kullanıldı.
‘İstilacı yazılımlarla insan hakları ihlal ediliyor’
UAÖ Teknoloji Birimi Direktör Yardımcısı Danna Ingleton konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “NSO dünyanın dört bir yanında aktivistlere yönelik ihlallerde kullanılan yazılımdan kazanç elde etmeyi sürdürürken, İsrail Hükümeti duruma seyirci kalmakla yetiniyor. NSO’nun güçlü casus yazılım ürünlerinin baskıcı hükümetlerin eline geçmesini durdurmanın en iyi yolu, şirketin ihracat iznini iptal etmektir. Bu davanın amacı tam da budur.”
Bernstein İnsan Hakları Enstitüsü Direktörü Sukti Dhital, “Savunma Bakanlığı, istilacı yazılımlarını insan haklarını ihlal ettiği bilinen hükümetlere satan NSO’nun ihracat yapmasına izin vererek, insan hakları hukuku gereğince gizlilik, ifade özgürlüğü ve fikir hürriyetini koruma yükümlülüğünü yerine getirmekte başarısız olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail Savunma Bakanlığı geçen hafta hakimden davayı reddetmesini veya devam ettiği takdirde, ulusal güvenlik gerekçeleriyle dava hakkında basına bilgi vermeyi yasaklama emri çıkarmasını istedi.
Danna Ingleton konuya ilişkin açıklamasında: “Bu davanın kamuoyuna açık bir şekilde görülmesi, kamu yararı ve basın özgürlüğü açısından fevkalade önemlidir. Konu insan hakları ihlallerine geldiğinde, Savunma Bakanlığı’nın sır perdesi arkasına gizlenmesine izin verilmemelidir.” Dedi.
Dijital saldırılar ve NSO Gruba açılan davalar
Bu dava, NSO Group şirketine karşı açılan davaların sonuncusu. Facebook, geçen Ekim ayında, WhatsApp’ta fark ettiği bir açığı en az 100 insan hakları savunucusunu hedef almak için kullanan NSO Group’u dava edeceğini duyurmuştu.
UAÖ ve diğer sivil toplum örgütleri, NSO Group’un Pegasus casus yazılımını defalarca sivil toplumu hedef almak ve ifade özgürlüğünü engellemek için kullandığını belgeledi.
UAÖ, Ekim 2019’da önde gelen iki Faslı insan hakları savunucusuna Pegasus aracılığıyla planlı dijital saldırılar yapıldığını ortaya çıkardı. Bu kişiler akademisyen ve aktivist Maati Monjib ile insan hakları avukatı Abdessadak El Bouchattaoui’ydi.
Ağustos 2018’de UAÖ’nün bir çalışanı, Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçiliği önündeki bir protestoyla ilgiliymiş gibi görünen bir linkin bulunduğu bir mesaj aldı. Mesajın gönderildiği dönemde UAÖ, insan hakları aktivisti Suudi kadınların serbest bırakılması için kampanya yürütüyordu. Linke tıklandığı takdirde NSO’ya ait casus yazılım gizlice telefona kurulacak ve gönderen taraf telefonun neredeyse tüm kontrolünü ele geçirecekti.
Ayrıca, daha önce yapılan araştırmalar, Pegasus’un en az 24 Meksikalı insan hakları savunucusu, gazeteci ve milletvekilini; Suudi aktivistler Ömer Abdülaziz, Yahya Assiri ve Ghanem El-Masarir’i ve Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı olan ödüllü insan hakları kampanyacısı Ahmed Mansur’u hedef almak için kullanıldığını ortaya koydu.
‘Gözetim istismarını durdurun!’
NSO Group, hükümetlerin terörle ve suçla mücadelesine destek olduğunu iddia ediyor; ancak şirket, ürünlerini insan hakları savunucularına yönelik saldırılarla ilişkilendiren güçlü kanıtların aksini ispat edemedi. NSO, Eylül ayında yeni bir “İnsan Hakları Politikası” uygulayacağını duyurdu. Ancak gözetim teknolojilerinin kötüye kullanıldığı bildirilen çok sayıda vakada sorumluluğunu kabul etmedi.
Af Örgütü yaptığı açıklamada, “Devletler, şirket faaliyetleri bağlamında insan haklarını korumakla yükümlüdür. Denetleme ve düzenleme mekanizmalarının kurulması da buna dahildir. Tüm şirketler, ticari faaliyetlerinde ve tedarik zincirinin tüm kademelerinde insan haklarına saygı göstermekle yükümlüdür. Bunun için şirketler insan hakları ihlallerine sebep olmaktan veya ihlallerde rol oynamaktan kaçınmalı, faaliyetlerinin insan hakları açısından yaratabileceği tehlikeleri tespit etmek ve ortadan kaldırmak için gerekli adımları atmalıdır” hatırlatmasında bulundu.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’