İsrail, İnsan Hakları Gruplarının Gazze'ye Erişimini Sağla
Uluslararası Af Örgütü Araştırma ve Kriz Direktörü Anne FitzGerald "Görünen o ki İsrail yetkilileri Gazze'ye erişim konusunda bizimle bürokratik oyunlar oynuyor. Ölü sayısı artarken Gazze'ye erişimi tamamen mantıksız kriterlere bağlıyorlar" diye konuştu.
Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün ortak bir açıklama yaparak İsrail'in derhal Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve diğer uluslararası insan hakları örgütlerinin Gazze'ye erişimine izin vermesi gerektiğini böylece çatışmanın tüm taraflarının uluslararası insancıl hukuk uyarınca gerçekleştirdikleri ağır insan hakları ihlallerini soruşturabileceklerini dile getirdi.
"Mağdurların ve halkın çatışmalar sırasında ne olduğunu bilme hakkı, İsrail yetkililerinin eylemleri ile ilgili tamamen şeffaf olmayı güvence altına almayı ve iddia edilen hak ihlalleri ile ilgili bağımsız ve tarafsız bir araştırmayı engellemekten kaçınmayı gerektirmektedir."
İsrail'in Gazze'ye yönelik "Koruyucu Hat" adlı askeri operasyonu başlattığı 8 Temmuz 2014'ten bu yana İsrail yetkilileri hem Uluslararası Af Örgütü hem de İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün, İsrail kontrolündeki Erez kapısından Gazze'ye girmeye yönelik taleplerini defalarca reddetti. İki örgüt Mısır'dan da erişim talebinde bulundu ama henüz izin alamadı.
"Değerli vakit çoktan kaybedildi ve insan hakları örgütlerinin şu anda Gazze Şeridi'ne girerek hayati öneme sahip savaş suçu iddialarını doğrulama görevini yerine getirmeye başlaması oldukça elzem."
İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu Direktörü Sarah Leah Whitson, "Eğer İsrail, Hamas'ın Gazze'deki sivil ölümlerden sorumlu olduğu iddiasına güveniyorsa neden insan hakları örgütlerinin gidip yerinde soruşturma yürütmesini engelliyor. Çatışmanın bir tarafı ile konuşmak saldırıların savaş yasalarını ihlal edip etmediğini belirlemez ama saha soruşturmaları belirleyebilir" dedi.
7 Temmuz'dan bu yana Uluslararası Af Örgütü Uluslararası Sekreteryası, İsrail Savunma Bakanlığı'na bağlı İsrail Sivil İdaresi'ne Gazze'ye Erez Kapısı'ndan girmek için üç kez izin dilekçesi gönderdi. Her seferinde Sivil İdare, talebi işleme koyamadıklarını ve Erez Kapısı'nın kapalı olduğunu söyledi. İzni olan gazeteciler, Birleşmiş Milletler çalışanları, insani yardım çalışanları ve diğerleri ise bu süreçte Erez Kapısı'ndan girip çıkabildi.
Uluslararası Af Örgütü konu ile ilgili İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan yardım istedi ve birkaç üçüncü taraf hükümet, Uluslararası Af Örgütü adına İsrailli mevkidaşlarına bu sorunu iletti ama hiçbir çaba başarılı olamadı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü de çatışmaların artmasından bu yana Gazze'ye girmek için Sivil İdare'den bulunduğu taleplere benzer cevaplar aldı. Erez Kapısı'ndaki İsrail yetkilileri de İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Gazze'ye giriş izni almak için uygun olmadığını çünkü kayıtlı olmadıklarını dile getirdi. Yine de İsrail yetkilileri bir istisna yapma nezaketinde bulunabileceklerini kabul etti. 17 Ağustos'ta İnsan Hakları İzleme Örgütü böylesi bir istisnanın mümkün olduğu kadar erken gerçekleşmesi talebinde bulundu. 2006'dan önce İsrail yetkilileri, kayıt ya da özel bir ayrıcalık aramadan Gazze'ye defalarca erişim sağlamıştı.
Son çatışmalar sırasında, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'ni yoğun bir şekilde havadan, karadan ve denizden bombalaması orada bulunan sivil nüfusu ağır şekilde etkiledi. BM İnsani İlişkiler Koordinasyon Ofisi'ne göre 459'u çocuk ve 239'u kadın 1,417 sivilin de aralarında olduğu 1,976 Filistinli öldürüldü. Binlerce patlamamış savaş artığı Gazze Şeridi'nden etrafa saçıldı. Yüz binlerce insan yerinden edildi. Aralarında üç sivilin de olduğu 67 İsrailli öldürüldü.
Filistinli silahlı gruplar İsrail yerleşim merkezlerine yönelik hedef ayrımı gözetmeyen binlerce füze fırlattı; boş okul binalarında füzeleri depoladığı ve uluslararası hukuku ihlal ederek sivillerin zarar görmesini engellemek için olası tüm tedbirleri alma konusunda başarısız olduğu iddia edildi. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Gazze'de bazı çalışanları mevcut fakat İsrail yetkililerinin araştırmacılara erişime izin vermemesi sebebiyle gerçekleştirilen ihlal iddialarını doğrulayamadılar.
İsrail hükümeti savaş suçu ve diğer ihlallerle ilgili iddiaların bağımsız bir şekilde doğrulanmasına ve mağdurların adalete erişimine izin vermeli. Yerinde aktif bir şekilde insan haklarının izlenmesi, aynı zamanda tüm tarafların daha fazla insan hakları ihlali gerçekleştirmesinin de engellenmesine yardımcı olur. Uluslararası insan hakları kuruluşlarının bölgeye erişimini engellemek, bilgiyi arama, alma ve açıklama hakkının hiçe sayılması demektir.
İsrail yetkilileri, Erez Kapısı'ndan Gazze'ye giriş için İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne en son 2006'da, Uluslararası Af Örgütü'ne ise en son 2012 yazında izin verdi.
O günden beri Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne defalarca sadece diplomatları ve BM çalışanlarını kaydeden İsrail Dışişleri Bakanlığı'na ya da Sosyal Yardım Bakanlığı'na kaydolmaları gerektiği söylendi. Sosyal Yardım Bakanlığı'na kaydolmak, İsrail ve İşgal Altındaki Filistin Toprakları'nda ofisi bulunan insani yardım ve gelişim kuruluşları için bir seçenek fakat gerçekte bu Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü için geçerli değil. Çünkü bu iki örgüt uluslararası insan hakları örgütü oldukları için kayıt koşullarını yerine getirmiyor.
Arka plan
Uluslararası Af Örgütü en son saha araştırması yapmak için bir delegasyonun Gazze'yi ziyaret ettiği Haziran 2012'de Gazze'ye Erez Kapısı'ndan giriş izni almıştı. Bundan önce Uluslararası Af Örgütü araştırmacıları yıllar içinde Erez Kapısı'ndan girmek için, her ne kadar bazen bariz bir gecikme ile de olsa, birçok kez izin alabildi. İsrail'in 2008-2009 yıllarında gerçekleştirdiği "Dökme Kurşun" Operasyonu sırasında Uluslararası Af Örgütü delegeleri İsrail yetkililerine izin başvurusunda bulundu ama (aynı anda başvuran diğer kuruluşlar gibi) çatışma sırasında izin alamadı. Sonunda ise çatışmaların son günlerinde Refah Kapısı'ndan Gazze'ye girebildi.
İsrail "Bulut Sütunu" Operasyonu'nu başlattığında Uluslararası Af Örgütü'nün, Gazze'ye Erez Kapısı'ndan girmesine izin yoktu. Çatışmaların başlamasından kısa bir süre sonra Erez'deki Koordinasyon ve İrtibat Dairesi (CLA) Uluslararası Kuruluşlar ve Dış İlişkiler Koordinasyon Departmanı'na birkaç delege için başvuruda bulundu. CLA ile kapsamlı telefon görüşmeleri ile sürecin takip edilmesine rağmen, Uluslararası Af Örgütü delegeleri izin alamadı ve sonunda 21 Kasım 2012'de Gazze'ye Refah Kapısı'ndan girdi. 6 Aralık 2012'de Uluslararası Af Örgütü CLA'nın "İsrail Dışişleri Bakanlığı'na (genelde BM kurumları, ICRC, Avrupa Birliği ve diplomatik görevler) ya da İsrail Sosyal İlişkiler Bakanlığı'na (uluslararası sivil toplum kuruluşları) kayıtlı kurumlara" izin verdiğini ve erişimi koordine edeceğini söyleyen bir e-posta aldı.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’