İsrail: Hizbullah’ın hukuka aykırı saldırılarında hedef hassasiyetinden yoksun silahlar kullanması uluslararası hukukun ihlalidir
• Video kanıtlar Hizbullah’ın saldırılarda defalarca yapısı gereği hedef hassasiyetinden yoksun silahlar kullandığını gösteriyor.
• Ekim 2024’te en az sekiz sivilin öldürülmesine, en az 16 sivilin de yaralanmasına yol açan üç saldırı savaş suçu kapsamındadır.
• Agnès Callamard: “Hizbullah’ın sorumsuzca fırlattığı güdümsüz roketler sivilleri öldürdü ve yaraladı.”
Uluslararası Af Örgütü son üç aydır, İsrail’in 23 Eylül 2024’te başlattığı ‘Kuzey Okları Operasyonu’ bağlamında işlenen uluslararası hukuk suçlarını araştırmaktadır. Yalnızca ilk günde, İsrail güçleri Lübnan genelinde en az bin 600 saldırı gerçekleştirdi ve bu saldırılarda köyler ve şehirler vuruldu, 500’ün üzerinde kişi öldürüldü. Hizbullah İsrail’e 200’den fazla roket fırlattı.
Bu araştırma, Hizbullah’ın İsrail’deki nüfuslu yerleşim bölgelerine aylarca tekrar tekrar düzenlediği, uluslararası insancıl hukuku ihlal eden güdümsüz roket saldırılarına odaklanmaktadır. Uluslararası Af Örgütü daha önce İsrail’in savaş suçu olarak soruşturulması gereken hukuka aykırı hava saldırılarında 49 sivili öldürdüğünü ve uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ederek sivillere yönelik yetersiz tahliye uyarıları yayımladığını belgeledi.
Uluslararası Af Örgütü, Hizbullah’ın Ekim 2024’te İsrail’in sivil bölgelerine yönelik gerçekleştirdiği ve sekiz sivilin öldürülmesine, en az 16 sivilin de yaralanmasına yol açan üç roket saldırısını belgeledi. Bu saldırılar savaş suçu olarak soruşturulmalıdır.
Uluslararası Af Örgütü’nün iki silah uzmanı, Hizbullah tarafından kaydedilen ve bu tür roketlerin fırlatıldığına örnek teşkil eden 12 video ile Hizbullah’ın Telegram kanallarında paylaştığı, saldırıların hedeflerini açıklayan yüzlerce açıklamayı inceledi. İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkesten önceki haftalarda Hizbullah, diğerlerinin yanı sıra Hayfa, Taberiye, Akka, Safed, Karmiel, Kfar Giladi ve Krayot bölgesi dahil şehirlere ve kasabalara roket fırlattıklarını duyurdu. Bazı durumlarda ısrarla askeri hedeflere saldırı düzenlediklerini açıkladılar ancak bazı durumlarda da genel olarak sivil şehri veya kasabayı hedef aldıklarını belirttiler.
Uluslararası Af Örgütü, videolarda güdümsüz 122mm, 220mm, 240mm ve 302mm çok namlulu roketatar sistemini tespit etti. Bu roketler, herhangi bir güven derecesiyle nişan almanın ve nereyi vuracaklarını tam olarak belirlemenin mümkün olmaması nedeniyle yapıları gereği hedef hassasiyetinden yoksundur. Bu nedenle, sivillerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde kullanılmaları, uluslararası insancıl hukukun temel ilkesi olan ayrım ilkesini ihlal eder.
“Hizbullah’ın İsrail’e sorumsuzca fırlattığı güdümsüz roketler sivilleri öldürdü ve yaraladı, sivillerin evlerinin yıkılmasına veya hasar görmesine yol açtı” diyen Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yapısı gereği hedef hassasiyetinden yoksun silahların nüfuslu yerleşim bölgelerinde veya yakınında kullanılması ilk bakışta (prima facie) uluslararası insancıl hukuk ihlalleri kapsamına girer. Siviller ve sivil yapılar hedef değildir ve korunmalıdır. Doğrudan sivilleri ve sivil yapıları hedef alan saldırılar ve sivillerin öldürülmesi ve yaralanmasına yol açan gelişigüzel saldırılar savaş suçu olarak soruşturulmalıdır.”
Hizbullah 8 Ekim 2023’te, Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların 7 Ekim 2023’te İsrail’e yönelik saldırıları ve katliam suçlarının ardından bu gruplarla “dayanışma içinde” işgal altındaki Şeba Çiftlikleri’ne roket atışlarına başladı. İsrail karşılık olarak Lübnan’ın güneyine saldırılar düzenledi. O tarihten sonra İsrail ve Hizbullah sınırın iki tarafından saldırılar gerçekleştirdi.
Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışma özellikle Lübnan’da sivilleri ağır etkiledi. İsrail’in Lübnan genelindeki saldırılarında, topyekun aileler de dahil 4 bin 47 kişi öldürüldü, 16 bin kişi yaralandı, yanıltıcı ve yetersiz ‘tahliye’ emirleri yoluyla da olmak üzere tahmini 1,2 milyon kişi yerinden edildi. Uluslararası Af Örgütü, son aylarda İsrail güçlerinin nasıl güney Lübnan’da, Bekaa Vadisi’nde ve kuzey Lübnan’da binaları hedef alan dört hukuka aykırı saldırı gerçekleştirdiğini belgeledi. Toplam 49 sivilin öldürülmesiyle sonuçlanan bu saldırılar savaş suçu olarak soruşturulmalıdır.
İsrail, Hizbullah ile bağlantılı bir finans kuruluşu olan ve ülke genelinde yoğun nüfuslu yerleşim bölgelerinde 30’dan fazla şubeye sahip Kard El Hasan’ın şubelerini de hedef aldı. Kuruluşun meşru bir askeri hedef olmadığı göz önüne alındığında, bu saldırılar da uluslararası insancıl hukuka aykırıdır.
Hizbullah’ın İsrail’e yönelik saldırılarında 100’den fazla kişi öldürüldü ve kuzey İsrail’de tahmini 63 bin kişi yerinden edildi. Hizbullah, İsrail’e ve işgal altındaki Golan Tepeleri’ne yapısı gereği hedef hassasiyetinden yoksun binlerce roket fırlattı. Askeri araştırma enstitüleri, Hizbullah envanterindeki yaklaşık 100 bin ila 200 bin uzun menzilli silahın %95’ten fazlasının güdümsüz olduğunu tahmin etmektedir. İsrail, roketleri durdurabilen ve yok edebilen Demir Kubbe hava savunma sistemine sahiptir.
Saldırılarda siviller öldürüldü
Hizbullah’ın gelişigüzel roket atışlarıyla vurulan kuzey sınırı bölgelerinin bazılarında İsrailli siviller büyük oranda tahliye edilmiş olsa da Uluslararası Af Örgütü, Eylül 2024 sonlarında çatışmanın şiddetlenmesinin ardından Hizbullah’ın İsrail şehirleri ve kasabalarına yönelik gerçekleştirdiği, sekiz sivilin öldürülmesi ve en az 16 sivilin de yaralanmasına yol açan üç roket saldırısını belgeledi. Uluslararası Af Örgütü’nün Kanıt İnceleme Laboratuvarı, bu saldırılarla ilgili toplam 13 videoyu ve altı fotoğrafı doğruladı.
29 Ekim 2024’te, sabah 10.40 sularında Hizbullah kuzey İsrail’e üst üste roketler fırlattı ve roketlerden birinin Tarşiş’teki evini vurması sonucunda 23 yaşındaki İsrail vatandaşı Filistinli Muhammed Naim öldürüldü. İsrail Dışişleri Bakanı saldırıda 13 kişinin de yaralandığını açıkladı.
Muhammed’in babası Yaser Naim, Uluslararası Af Örgütü’ne, oğlunun iki kardeşini evin içindeki sığınağa taşıdığı sırada roketin isabet ettiğini söyledi. Muhammed Naim öldürüldüğünde, sığınağa ulaşmasına yalnızca saniyeler kalmıştı. Yaser Naim, kasabaya onlarca roket fırlatıldığını ve İsrail’in Demir Kubbe füze savunma sisteminin gelen roketlerden bazılarını durdurmakta başarısız olduğunu söyledi. “Her ev tek tek korunamazdı” diye ekledi.
Hizbullah önce, Telegram kanalından hedefin Kfar Vradim köyü olduğunu açıkladı. Ancak birkaç saat sonra İsrail vatandaşı bir Filistinlinin öldürüldüğü haberleri yayılınca, Hizbullah ilk açıklamasını değiştirdi ve Ma’alot Tarşiş’te İsrail askerlerini hedef aldıklarını iddia ettikleri bir video yayımladı.
Hizbullah, Telegram’dan paylaştığı açıklamalara göre 31 Aralık 2024’te, İsrail’de Karmiel ve Akka şehirleri ile Hayfa'nın Krayot banliyöleri de dahil sınırın her iki tarafında şehirlere, yapısı gereği hedef hassasiyetinden yoksun roketlerle 18 saldırı düzenledi. İsrail ordusu, bu saldırılarda toplam 90 roketin İsrail içindeki bölgeleri vurduğunu açıkladı. Saldırılardan ikisinde toplam yedi sivil öldürüldü. Hizbullah, bu saldırıların planlanan hedefinin Lübnan’da Hiyam beldesinin güneyindeki İsrail askeri güçleri ile İsrail’in Krayot bölgesi olduğunu açıkladı.
İlk saldırı, sınırın Lübnan tarafında Hiyam’a belli bir uzaklıktaki İsrail askerleri yerine İsrail’in Metula şehrinde bir bağı vurdu ve İsrailli Ömer Weinstein ile Akkapon Wannasai, Prayat Pilasram, Kaweesak Papanang ve Thana Tichantuek adlı dört Taylandlı göçmen işçiyi öldürdü. Altıncı bir kişi de yaralandı.
İkinci saldırıda, 60 yaşındaki İsrail vatandaşı Filistinli Mina Şefik Hassun ile 30 yaşındaki oğlu Karmi Raja Hassun, Şefa Amr ile Kiryat Ata arasında kalan bir bağda zeytin topladıkları sırada öldürüldü. Diğer iki kişi de yaralandı.
Hizbullah, silahların fırlatılma anını gösterdiğini iddia ettikleri bir video yayımladı ve hedefin İsrail’in sahil şeridinde yer alan Krayot’un sivil banliyöleri olduğunu açıkladı. Saldırılar, güdümsüz 220mm Fadi-1 roketleriyle gerçekleştirildi. Bu roketlerin yapısı gereği hedef hassasiyetinden yoksun olması ve askeri hedeflere karşı olsa bile sivil bölgelerde kullanılmalarının hukuksuzluğu, gerçekte vurulan konumun açıklanan hedefe yaklaşık yedi kilometre uzaklıkta olmasıyla doğrulanmaktadır.
Uluslararası insancıl hukuk
Uluslararası insancıl hukuk uyarınca, çatışmanın tarafları daima siviller veya sivil yapılar ile savaşçılar veya askeri hedefler arasında ayrım yapmak zorundadır. Saldırılar yalnızca savaşçılara ve askeri hedeflere yöneltilebilir; sivillere yöneltilemez. Hem doğrudan sivilleri ve sivil yapıları hedef alan saldırılar hem de gelişigüzel saldırı kapsamına girecek şekilde sivillerin yaşadığı bölgelerde yapısı gereği hedef hassasiyetinden yoksun silahların kullanılması uluslararası insancıl hukukun ihlalidir. Bazı durumlarda İsrail, sivil bölgelerde veya civarında askeri güçler konumlandırmaktadır; ancak bu, Hizbullah’ı sivillere zarar vermekten ve sivil altyapıya hasar vermekten daima kaçınmak veya her durumda zararı en aza indirmek için mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünden muaf kılmaz.
Yoğun nüfuslu yerleşim bölgelerinin civarında, patlayıcı savaş başlıkları içeren ve geniş bir alanı etkileyen roket saldırıları gibi geniş alan etkili patlayıcı silahların kullanılması muhtemelen gelişigüzel saldırı yasağını ihlal eder ve orantısız saldırılarla sonuçlanabilir.
Sivil nüfusu veya sivil yapıları saldırıların hedefi haline getirmek ve sivillerin öldürülmesi veya yaralanmasına yol açan gelişigüzel saldırılar düzenlemek savaş suçlarıdır.
Arka Plan
Uluslararası Af Örgütü geçtiğimiz günlerde İsrail’in işgal altındaki Gazze Şeridi’nde Filistinlilere soykırım uyguladığı ve uygulamaya devam ettiği sonucuna varan önemli bir rapor yayımladı. Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda İsrail güçlerinin işgal altındaki Gazze Şeridi’nde doğrudan sivilleri ve sivil yapıları hedef alan saldırılar veya gelişigüzel saldırıların yanı sıra diğer hukuka aykırı saldırılar ve sivil halkın toplu halde cezalandırılmasını içeren savaş suçlarına ilişkin kanıtlara ulaştı.
Basın Açıklamaları
- Türkiye: Onur Yürüyüşleri’ne yönelik hukuksuz yasaklamaların caydırıcı etkisine rağmen aktivistler mücadeleye devam ediyor
- İran: Yeni zorunlu başörtüsü yasası kadınlara ve kız çocuklarına yönelik baskıları artırıyor
- Küresel: Küresel düzenin çöküşü insan haklarını tehdit ederken Uluslararası Af Örgütü, adaletsizlikle mücadele etmek için mektup yazma kampanyası başlatıyor
- Türkiye: Gezi Davası’nda yargılananlar beraat ettirilmeli ve adaletsizliğe son verilmeli
- Suriye: Devlet Başkanı Esad yönetiminde onlarca yıldır devam eden ağır insan hakları ihlallerini sona erdirmek ve telafi etmek için tarihi fırsat değerlendirilmeli
- Uluslararası Af Örgütü’nün araştırmasına göre İsrail Gazze’de Filistinlilere soykırım uyguluyor
- Türkiye: Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yürüyüşüne getirilen yasak kaldırılmalı