İsrail: Hak savunucusu Barguti'ye yönelik keyfi seyahat yasağı kaldırılmalı
İsrail yetkilileri, önde gelen Filistinli insan hakları savunucusu Ömer Barguti’nin seyahat özgürlüğü hakkına getirilen keyfi sınırlandırmaları derhal kaldırmalı ve Barguti’nin oturum izni, kişi hürriyeti ve güvenliği ve ifade özgürlüğü haklarını güvence altına almalıdır. İsrail İçişleri Bakanı, Ömer Barguti’nin seyahat belgelerini yenilemeli ve İsrail’den ayrılarak ülkesine özgürce dönebilmesini sağlamalıdır. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), İsrail yetkilileri tarafından yapılan ve bedensel zarar ile temel haklardan yoksun bırakma tehditlerini de içeren açıklamalar sonrasında Ömer Barguti’nin güvenliğinden ve özgürlüğünden ciddi kaygı duyuyor.
Ömer Barguti, Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi (BDS) hareketinin kurucularındandır. İsrail’den insan hakları ve diğer uluslararası hukuk ihlalleri nedeniyle hesap sorulması için mücadele eden Barguti, bu mücadelenin şiddet içermeyen yöntemlerle yürütülmesini savunur. Barguti’ye getirilen fiili seyahat yasağı, Barguti’nin kampanya faaliyetlerini engellemek isteyen İsrail yetkililerinin uzun zamandan beri gerçekleştirdiği saldırıların bir parçasıdır. 28 Mart 2016’da Kudüs’te düzenlenen BDS karşıtı bir konferansta Ömer Barguti birkaç İsrail yetkilisi tarafından sözlü saldırıya uğramıştı.
Barguti’ye sözlü saldırıda bulunanlar arasında İsrail İçişleri Bakanı Aryeh Deri de vardı. Deri, Ömer Barguti’nin İsrail’deki kalıcı oturum hakkını iptal etmeyi ve onu özgürce seyahat etme hakkından mahkum bırakmayı düşündüğünü söylemişti. Son derece kaygı verici bir açıklama ise İsrail’in Ulaştırma, İstihbarat ve Atom Enerjisi Bakanı Yisrael Katz tarafından yapılmıştı. Katz, İsrail’e, İsrail istihbarat servisinin de desteğiyle BDS liderlerini “sivil anlamda planlı olarak yok etme” çağrısında bulunmuştu. Katz’ın kullandığı ifade, İsrail’in Filistinli silahlı grupların üyelerini hedef alma politikasını tarif etmek için kullanılan “planlı suikastlar” terimini akla getiriyor. İsrail’in Kamu Güvenliği, Stratejik İlişkiler ve Enformasyon Bakanı Gilad Erdan’ın aralarında bulunduğu diğer bakanlar da BDS aktivistlerini ve liderlerini tehdit olarak tanımlamıştı. Erdan bu kişilerin yaptıklarının “bedelini ödemeleri” için çağrıda bulunmuş, hemen ardından ise “bedensel zarar” verilmesini kast etmediğini söylemişti.
İsrail’de kalıcı oturum izni olan Ömer Barguti’nin İsrail tarafından verilen seyahat belgesi bulunuyor. Barguti’nin ülkeye girişi ve ülkeden çıkışı ancak bu belgeyle mümkün. İsrail yetkilileri, Barguti’nin kalıcı oturum iznini iptal etme işlemlerini ikametgahına yönelik açtıkları soruşturma ile 2014’te başlattı. Bunun sonucunda, İçişleri Bakanlığı, Barguti’nin seyahat belgesinin yenilenmesi için yaptığı başvuruları defalarca reddetti veya gereksiz yere geciktirdi ve böylelikle başvurusunun reddedildiği 10 Mayıs 2016 tarihinde de dahil olmak üzere süreç boyunca seyahat etmesini engelledi. 19 Temmuz 2016’da Hayfa Bölge Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı tarafından Ömer Barguti’nin seyahat belgesinin yenilenmesi talebinin reddedilmesi için herhangi bir gerekçe olmadığına hükmetti.
Barguti, Ocak 2018’de, çok önemli bir kanser ameliyatı geçirecek olan annesine destek olmak için Ürdün’e gitmek üzere avukatı aracılığıyla seyahat belgesinin acilen yenilenmesi talebinde bulundu, ancak İçişleri Bakanlığı annesinin ameliyatı bitene kadar Barguti’nin seyahat belgesinin yenilenmesini geciktirdi. Barguti’nin seyahat belgesi en son 16 Eylül 2018’de yenilendi. Bu belgenin geçerlilik süresi ise 15 Aralık 2018’de doldu. Ömer Barguti’ye o tarihten beri yeni başvurularda bulunmasına ve avukatı aracılığıyla üç kez İçişleri Bakanlığına yazı göndermesine rağmen fiili olarak seyahat yasağı uygulanıyor. Barguti en son 21 Ocak 2019’da İçişleri Bakanlığına yazarak gecikmeden ötürü açıklama yapılması ve acilen harekete geçmesi talebinde bulundu, ancak şimdiye kadar kayda değer bir yanıt alamadı.
Ömer Barguti, UAÖ’ye, İsrail yetkililerinin ve görevlilerinin tehditlerinden ve yaptıklarından ciddi kaygı duyduğunu şu sözlerle ifade etti: “İsrail’in aşırı sağcı hükümeti, Filistinlilerin hakları için mücadele eden ve Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen BDS hareketindeki çalışmalarım nedeniyle 2016’da bana yönelttiği, ancak o dönemde çok geniş çevrelerce kınanan ‘sivil anlamda planlı yok etme’ tehdidinin kapsamını giderek daha net bir biçimde ortaya koyuyor. İnsan hakları savunucusu olarak itibarımı zedelemek, fiili bir seyahat yasağı uygulamak ve üstü kapalı bir biçimde bana karşı şiddet eylemlerini kışkırtmak amacıyla ortaya konan bu nafile çabalarla İsrail, hayatımı alt üst etmeyi ve gözdağı vererek beni susturmayı umut ediyor. Elbette kaygılıyım, ancak vazgeçmiyorum ve vazgeçemem.”
Ömer Barguti, 22 ile 26 Şubat 2019 tarihleri arasında Londra’da düzenlenecek olan dayanışma hakkındaki bir konferansa davetli. Barguti, UAÖ’ye yaptığı açıklamada, “Bu son fiili seyahat yasağı, Londra’daki Tate Modern müzesi ve Cornell Üniversitesi tarafından düzenlenen ve saygınlığıyla bilinen Axis of Solidarity [Dayanışma Ekseni] konferansında konuşmamı engelleme girişimi olabilir” dedi. Kendisinin ve ailesinin güvenliğinden çok ciddi endişe ettiğini belirten Barguti, sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail’in son beş yıldır bana yönelik sürdürdüğü çok yönlü baskılar, şüphesiz ki aileme de zarar veriyor. Sıradan ailevi buluşmaları bile planlayamıyoruz. Kız kardeşim evlilik törenine katılmak üzere seyahat edemeyeceğimden korkuyor.”
İsrail yetkilileri, hem İsrail’de hem de İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İsrail’in süregelen askeri işgalini eleştiren insan hakları savunucularının da aralarında bulunduğu aktivistleri hedef almak için gözaltılar, seyahat kısıtlamaları, hukuki taciz ve kışkırtma kampanyaları da dahil olmak üzere çok çeşitli yöntemlere başvuruyor. İsrail’e Giriş Yasasında 2017’de yapılan değişiklik ile İsrail’e veya yerleşimler de dahil tüm İsrail oluşumlarına yönelik boykot çağrısı yapan örgütleri destekleyen veya bu örgütlerde çalışan herkesin İsrail’e veya İşgal Altındaki Filistin Topraklarına girişi yasaklandı. İsrail yetkilileri bu hükmü uygulayarak insan hakları savunucularının, avukatların, öğrencilerin ve doktorların ülkeye girişini engelledi.
İsrail yetkilileri düşünce ve ifade özgürlüğü de dahil olmak üzere tüm insan haklarına ayrım gözetmeksizin saygı göstermekle yükümlüdür. İsrail yetkilileri Ömer Barguti’ye yönelik baskılarına son vermeli, Barguti’nin seyahat özgürlüğünü korumalı ve İsrail’de kalıcı oturum iznini iptal etmeyi hedefleyen tüm eylemlerini sonlandırmalıdır.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’