İsrail Gazze Çatışmasında Sivil Kayıpların Sayısı Artarken BM Silah Ambargosu Uygulamalı
Uluslararası Af Örgütü Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail hava saldırıları ile Filistinli silahlı gruplar tarafından İsrail'e yönelik hedef ayrımı gözetmeyen roket yaylım ateşleri sürerken, Birleşmiş Milletler'in (BM) talimatıyla tüm tarafların gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri ile ilgili bir soruşturma başlatılması çağrısında bulunuyor.
İsrail'in 8 Temmuz sabahının erken saatleri itibariyle "Koruyucu Hat Operasyonu"nu başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'nde 100'den fazla kişi hayatını kaybetti. Çoğu da doğrudan çatışmalara katılmayan sivillerdi. Cuma sabahı itibariyle bunların arasında en az 24 çocuk ve 16 kadın bulunuyordu. Çoğu ağır olmak üzere 600'den fazla insan yaralandı. Gazze'de 340'tan fazla ev ya tamamen yok edildi ya da oturulamaz hale geldi ve en az beş sağlık merkezi ile üç ambulans zarar gördü. İsrail'de en az 20 kişi roket saldırılarıyla yaralandı ve mülkler zarar gördü.
Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Philip Luther, "Şiddet olayları arttıkça BM'nin Gazze ve İsrail'de çatışmanın tüm taraflarının uluslararası insancıl hukuk uyarınca gerçekleştirdiği hak ihlallerine yönelik kanıt toplayan uluslararası bağımsız bir soruşturma başlatması konusunda acil bir ihtiyaç söz konusu. Bu, savaş suçları ve diğer ağır hak ihlallerini gerçekleştirenleri sorumlu tutmayı güvence altına almak için çok önemli bir ilk adım.
Uluslararası toplum daha önce yaptığı hataları tekrar etmemeli; bir kenarda durup çatışmanın iki tarafının da uyma konusunda başarısız olduğu için yıkıcı sonuçlarına sivillerin maruz kaldığı savaş yasalarını uygulamalı. İnsanların hayatı sürüncemede kalmışken BM'nin acil bir şekilde eyleme geçmesi gerekiyor" diye konuştu.
Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda BM'ye derhal İsrail, Hamas ve Filistinli silahlı gruplara yönelik, çatışmanın tarafları tarafından daha fazla uluslararası insancıl hukuk ya da insan hakları ihlali gerçekleştirilmesini engellemek amacıyla kapsamlı bir silah ambargosu uygulama çağrısında bulunuyor. Bu tarz bir ambargo uygulanana kadar tüm devletler derhal tüm taraflara askeri ekipman, yardım ve mühimmat sevkiyatını durdurmalı. Bu durum daha önceki çatışmalarda gerçekleştirilen ihlallerin doğru düzgün bir şekilde soruşturulamamasına ya da sorumluların adalet önüne çıkarılamamasına yol açmıştı.
İsrail Gazze arasındaki çatışma şiddetlenirken tüm taraflar sivilleri korumalı
İsrail ordusunun yaptığı açıklamalara göre, İsrail hava saldırıları "Hamas üyeleri"nin evleri olduğundan yola çıkarak sivillerin evlerini hedef alıyor, ailelere ayrılmaları için ihtarda bulunduktan sonra evlerini yerle bir ediyorlar. Fakat bazı vakalarda iddia edilen "Hamas üyeleri"nin saldırı esnasında o evlerin içinde olduğuna, o evlerin mühimmat saklamak ya da başka askeri amaçlar için kullanıldığına dair hiçbir delil yoktu.
Luther, “İsrail yetkilileri bir evin askeri eylemlere etkili bir katkı sağlamak için kullanıldığına dair belirgin bir bilgi sağlamadığı sürece sivillerin evine kasten saldırmak savaş suçudur ve aynı şekilde aileleri cezalandırmaktır" dedi.
Başka vakalarda siviller İsrail hava saldırılarında evinde ya da evinin yanında öldürüldü. Askeri operasyonun ilk üç gününde İsrail hava saldırılarının hedefi olan ya da hedefin yanındaki evlerde en az 32 kişi öldü, aralarında Karawa’, al-Hajj, Hamad, al-Nawasra, ve Malaka ailelerinin birden fazla üyesi bulunuyordu. Evlerin en az ikisinin herhangi bir uyarı olmaksızın saldırıya uğradığı öne sürülüyor.
Sivillerin yaşadığı diğer evler İsrail güçlerinin bir eve "uyarı" olarak küçük bir füze atarak ardından evi yerle bir eden başka bir füze attığı "tavanı vurmak" prosedürü ile vuruluyor. Hepsi olmamakla birlikte bazı durumlarda aileler öncesinde İsrail ordusundan konu ile ilgili telefon alıyor.
Luther, “Sivillerin yaşadığı evlere füze fırlatmak hiçbir şekilde etkili bir 'uyarı' olamaz. Uluslararası Af Örgütü Gazze Şeridi'nde daha önce düzenlenmiş İsrail askeri operasyonlarında bu tarz füzelerin sivilleri öldürdüğü ya da yaraladığı vakaları belgeledi" dedi.
İkisi çocuk olmak üzere dokuz sivil de Çarşamba akşamı Han Yunus yakınında bulunan bir plajda Dünya Kupası maçını izlemek için toplanmış düzinelerce insanın olduğu bir caféye düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürüldü.
Bu sırada Gazze Şeridi'nde bulunan Filistinli silahlı gruplar, aralarında Kudüs, Tel Aviv, Beerşeba, Aşkelon ve Hadera'nın da olduğu en büyük İsrail şehirlerine 600'den fazla hedef ayrımı gözetmeyen roket fırlatarak milyonlarca insanın hayatını riske attı. Bir Hamas sözcüsü tüm İsraillilerin meşru hedefler olduğunu dile getirdi.
Luther, “Kesin olarak askeri hedeflere yöneltilemeyecek olan hedef ayrımı gözetmeyen roketlerin fırlatılması savaş suçudur ve bu haliyle kasten sivillerin hedef alınması anlamına gelmektedir. Her iki tarafın da aralarında gazeteciler, sağlık çalışanları ve yardım kuruluşları ya da sivil hizmetler çalışanlarının da olduğu sivilleri koruma konusundaki başarısızlığı haklı gösterecek bir bahanesi olamaz" dedi.
Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda İsrail ve Mısır'a da Gazze'ye yeterli düzeyde, izin verilen, tıbbi ve insani ihtiyaç sağlama ve iki ülkeye de acil tıbbi bakıma ihtiyacı olan herkese çıkış sağlama çağrısı yapıyor.
Gazze'deki hastaneler artan bir şekilde yaralı sivil akışı ve tükenen tıbbi kaynaklar karşısında faaliyet gösterme konusunda sıkıntı yaşıyor. Büyük oranda İsrail'in son yedi yıldır sürdürdüğü katı Gazze Şeridi ablukası yüzünden yakıt ve elektrik sıkıntısı çekiliyor.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’