İsrail: Filistinli Bedevi köyünün hukuka aykırı biçimde yıkılması ve zorla yerinin değiştirilmesi savaş suçu oluşturur
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) bir açıklama yayımlayarak, İsrail yetkililerinin Han el-Ahmer isimli Filistinli Bedevi köyünün yıkılması ve köyde yaşayan topluluğun zorla tahliye edilmesine ilişkin planları derhal iptal etmesi gerektiğini söyledi. İsrail Yüksek Mahkemesi geçen hafta yıkım izni vermişti. Buldozerlerin 1 Haziran’da köye ulaşacağı tahmin ediliyor.
Köyde yaşayanların Ebu Dis köyü yakınında daha önce Kudüs belediyesinin çöp toplama alanı olan bir bölgeye taşınması planlanıyor.
UAÖ Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Magdalena Mughrabi konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Geçen hafta İsrail ordusuna Han el-Ahmer köyünü tamamen yıkma izni veren Yüksek Mahkeme’nin bu şoke edici kararı, kendi topraklarında kalmak ve yaşamlarını sürdürmek için neredeyse on yıldır mücadele eden ve hukuki bir savaş veren ailelere yönelik yıkıcı bir darbedir. Yıkımın uygulanması zalimce olmanın yanı sıra zorla yerinden edilme kapsamına girebilir ki bu da bir savaş suçudur” dedi.
Han el-Ahmer köyünde El-Cehalin Bedevi aşiretine mensup yaklaşık 180 kişi yaşıyor. Doğu Kudüs’teki çok sayıda hukuka aykırı İsrail yerleşimi köyü çevreliyor.
El-Cehalin aşireti 60 yıldan uzun bir süredir yaşam biçimini sürdürmek için mücadele veriyor. 1950’lerde Necef Çölü’ndeki topraklarını terk etmeye zorlanan aşiret, birbiri ardına gelen İsrail hükümetleri tarafından devamlı olarak tacize ve baskıya maruz kaldı ve yeniden yerleştirildi.
Ağustos 2017’nin sonlarına doğru İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman, İsrail hükümetinin birkaç ay içinde topluluğu tamamen tahliye edeceğini duyurdu. İsrail Yüksek Mahkemesi 24 Mayıs’ta otomobil lastikleriyle inşa edilen ve beş farklı Bedevi topluluğuna mensup 170 civarında çocuğa eğitim veren köy okulu da dahil olmak üzere Han el-Ahmer köyünün tamamen yıkılması yönünde karar verdi.
Mahkeme, köyün ilgili inşaat izinleri olmadan kurulduğuna hükmetti, ancak İsrail’in Batı Şeria’da kontrol ettiği, C Bölgesi olarak bilinen yerlerde yaşayan Filistinliler için bu izinleri almak mümkün değil.
Magdalena Mughrabi, “İsrail yetkilileri, önce inşaat izni vermeyi reddedip, sonra da insanların evlerini, okullarını ve hayvan otlattıkları yerleri buldozerlerle yıkan son derece ayrımcı politikalar izledi. Erkekleri, kadınları ve çocukları yıllar süren travma ve kaygılara maruz bırakan yetkililer, binlerce Filistinlinin hayatını mahvetti” dedi.
“İsrail yetkilileri Filistinlileri izinsiz inşaat yapmak nedeniyle devamlı olarak cezalandırmaktan vazgeçmeli, aksine İsrailli sivillerin Batı Şeria’daki hukuka aykırı yerleşimlerden çıkarılması yönünde bir adım atarak söz konusu yerleşim inşaatlarına son vermelidir” diyen Mughrabi, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Yüksek Mahkeme’nin aldığı bu son derece tehlikeli karar, İsrail’in kent merkezlerinezorla yerleştirmeye çalıştığı diğer topluluklar için de emsal oluşturabilir. İsrail yetkilileri uluslararası hukuki yükümlülüklerini yerine getirmeli ve Han el-Ahmer ile diğer tüm toplulukların zorla yer değiştirmesiyle ilgili tüm planlarından vazgeçmelidir.”
Arka Plan
Han el-Ahmer, işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan Kfar Adumin yerleşiminin yaklaşık iki kilometre güneyinde yer alıyor. Bu köyde yaşayan Bedevi toplumu ve hatta çocuklar, İsrailli yerleşimcilerin durmaksızın devam eden şiddetine maruz kalıyor. Bedevilerin evlerine yönelik saldırılar gerçekleştiriliyor ayrıca İsrail yetkilileri, köye su ve elektrik kaynağı bağlamayı reddediyor ve köylülerin hayvan otlattıkları arazileri sınırlandırıyor.
Han el-Ahmer köyünün sakinleri 2009’dan beri “tekerlek okul”ları da dahil olmak üzere, binalarına ve yapılarına yönelik yıkım emirleriyle mücadele ediyor. Civardaki Kfar Adumin, Alon ve Nofei Prat yerleşimlerinin sakinleri aynı yıl İsrail Yüksek Mahkemesi’ne başvurarak, mahkemenin, bekletilen yıkım emirlerini uygulaması için İsrail ordusuna izin vermesini talep etti.
Han el-Ahmer, İsrail’in yeniden yerleştirme planları ve yaşadıkları yeri terk etmeleri için Filistinliler üzerinde uyguladığı baskılar nedeniyle Batı Şeria’da zorla yer değiştirme tehlikesi altında olan 46 Filistin köyünden biridir. Bu topluluklar, İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında 1993’te imzalanan Oslo Anlaşması gereğince C Bölgesi olarak tanımlanan bölgede yaşıyor. Batı Şeria’nın yüzde 60’ından fazlasını oluşturan bu alanlarda, güvenlikle ilgili denetim tamamıyla İsrail ordusunun elinde. Askeri bir yapı olan İsrail Sivil Yönetimi planlama ve imar faaliyetlerini kontrol ediyor.
İsrail ordusu yakın tarihte, Ürdün Vadisi’ndeki Ayn el-Hilve ve Ummul Cemal köyleri ile Doğu Kudüs’teki Cebel el-Baba köyünü ve Güney El Halil Tepelerinde Filistinlilerin yaşadığı Susiya köyündeki binaların beşte birini yıkmak için yaptıkları yeni planları duyurdu.
İsrail’in İsrailli sivilleri İşgal Altındaki Filistin Toprakları’nda yerleştirme, mülklere kasten zarar verme ve işgal altında yaşayan Filistinlilerin zorla yerini değiştirme politikaları Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin ihlalidir ve Uluslararası Ceza Mahkemesi statüsünde listelenen savaş suçları arasındadır.
İsrail, 1967’den beri topluluklara mensup her her bir bireyi zorla tahliyeyle yerinden etti ve Filistinlilere ait 50.000’den fazla ev ve yapıyı yıktı.