• Basın Açıklamaları

İsrail: Afrikalı sığınmacıların sınırdışı edilmesi ve “gönüllü olarak” ülkelerine gönderilmesi hukuka aykırıdır

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) bugün Zorla ve Hukuka Aykırı: İsrail’in Eritreli ve Sudanlı Sığınmacıları Uganda’ya Sınır Dışı Etmesi başlıklı yeni raporunu yayımladı. Raporda, İsrail hükümetinin Eritreli ve Sudanlı sığınmacıları İsrail’den göndermesinin zalimce ve hukuka aykırı olduğu belirtildi.

Ekim 2017’de İsrail, Eritre ve Sudan uyruklu kişileri, onları ülkeye almayı kabul eden ancak ismi verilmeyen Afrika’daki bir “üçüncü ülkeye” sınır dışı etmeye başlayacağını duyurmuştu. Bu “üçüncü ülkenin” Uganda ve Ruanda olduğu sıklıkla dile getirildi, fakat İsrail hükümeti, hangi ülkelerin sınır dışı anlaşmaları ile İsrail’le iş birliği yapmayı kabul ettiğini kanıtlarla doğrulayamadı ve Yüksek Mahkeme, Sudan ve Eritre uyruklu kişilere yönelik tüm sınır dışı uygulamalarının askıya alınmasını emretti. Buna rağmen Sudanlı ve Eritrelileri 2013’ten beri sınır dışı eden İsrail, bu kişileri Uganda’ya “gönüllü olarak” göndermeye devam etti.

UAÖ, İsrail’den yapılan göndermelerin gönüllülük esaslarına uymadığını, bunun yanı sıra zalimce ve hukuka aykırı olduğunu belgeledi. İsrail yetkilileri geri gönderme belgeleri düzenledi ve sınır dışı edilen kişilere, Uganda’da çalışmalarını mümkün kılacak ve onları geldikleri ülkeye zorla geri gönderilmekten koruyacak bir oturma izni alacakları konusunda sözlü olarak güvence verdi. İsrail’den sınır dışı edilen kişileri kabul edeceğiyle ilgili herhangi bir anlaşmanın varlığını defalarca reddeden Uganda hükümeti ise İsrail’den gelen sığınmacıların toprakları üzerindeki varlığını üstü kapalı biçimde inkar ederek bu insanlara karşı herhangi bir yükümlülük üstlenmeyi reddetti.

UAÖ’nün görüştüğü sınır dışı edilen sığınmacılar, Uganda’ya vardıklarında, İsrail hükümetinin sözlerinin içi boş çıktığını gördüklerini söyledi. Söz verilen oturma izni yerine yasadışı bir göçmen statüsüne mahkum edilerek gözaltına alınma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldılar. Çalışmalarını imkansız kılan bu durum, geri göndermeme (non-refoulement) ilkesinin de ihlali olacak şekilde onları geldikleri ülkeye zorla geri gönderilme tehlikesi altına soktu.

UAÖ Mülteci ve Göçmen Hakları Direktörü Charmain Mohamed konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İsrail’in işlevsel olmayan sığınma sistemi, Eritreli ve Sudanlı sığınmacıları senelerce belirsizlik içinde bıraktı. Güvenlik arayışıyla İsrail’e gelen bu insanlar, uzun süreli gözaltıların yanı sıra sığınma, sağlık ve güvenlik gibi temel insan haklarına yönelik ihlallere maruz kaldı. Şimdi de bilinmeyen bir ülkeye sınır dışı edilmek veya zulümden kaçtıkları ülkelerine zorla geri gönderilmek gibi aynı derecede kötü olasılıklarla karşı karşıyalar” dedi. Mohamed, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail hükümetine bu prosedürleri durdurması, sığınmacıların adil ve etkin bir mülteci statüsü belirleme prosedürüne erişimlerini sağlaması ve İsrail’de yasal statü elde etmek üzere izleyecekleri bir yol haritası sunması için çağrıda bulunuyoruz.”

Zor tercih

UAÖ bu raporda İsrail’den Uganda ve Ruanda’ya sınır dışı edilenler de dahil olmak üzere Eritreli ve Sudanlı sığınmacılarla 30 derinlemesine görüşme gerçekleştirdi. Bu kişilerin bazıları görüşmeler sırasında hala İsrail’de bulunuyordu, bir erkek ise Sudan’a zorla geri gönderilmişti.

Rapor, İsrail’in birçok sığınmacıya üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilmek, geldikleri ülkelere geri gönderilmek ya da süresi belirsiz biçimde gözaltında tutulmak arasında bir ‘seçim’ sunduğunu belgeliyor.

Emanuel* Mart 2018’de UAÖ’ye konuşan Eritreli bir sığınmacı. Ruanda’ya gitmeyi reddettiği için Kasım 2017’den beri İsrail’deki Saharonim cezaevinde gözaltında tutulan Emanuel şunları söyledi:

“Her gün, ikide bir cezaevi gardiyanları ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri bana Ruanda’ya gitmemin daha iyi olabileceğini söylüyor. ‘Ruanda’ya doğru yola çıkmazsan, İsrail’den bir tabutun içinde çıkacaksın’ diyorlar… Ama Ruanda’ya gelme diyen, oradaki durumun çok zor olduğunu söyleyen arkadaşlarım var. Ruanda veya Uganda’ya gitmektense Eritre’de ölmeyi tercih ederim, böylece annem mezarımı ziyaret edebilir. Oralarda hiçbir şeyim yok.”

UAÖ ayrıca, gittikleri yerde oturma ve çalışma izinleri alacakları vaatleriyle İsrail’den sınır dışı edilen, ancak sonrasında bu izinlerin hiçbirinin verilmediği birçok sığınmacının durumunu da belgeledi. UAÖ’nün görüştüğü sığınmacıların hiçbiri, Uganda’ya vardıklarında oturma izni veya orada kalmalarına ve çalışmalarına imkan sağlayacak başka hiçbir belge alamadı. 

Sudanlı bir sığınmacı ve 2017’de Uganda’ya sınır dışı edilen Musa*, yaşadıklarını UAÖ’ye şu sözlerle anlattı:

“Otele vardığımda Sudanlı bir erkek geldi. Ona 400 Amerikan Doları verirsem Uganda’da kalmam için gerekli belgeleri verebileceğini söyledi. Parayı verdim, ama onu bir daha hiç görmedim.”

UAÖ, İsrail hükümeti Eritreli ve Sudanlı sığınmacıların İsrail’den gönderilmesini “gönüllü” olarak değerlendirse bile bu göndermelerin insanları tehlikeli bir ülkeye geri göndermeme** ilkesini ihlal ettiğini ve bu nedenle de uluslararası hukuka aykırı olduğunu ifade ediyor.

Rapor, İsrail’in sığınma sisteminin kasti olarak işlevsiz ve meşakkatli kılındığının ve İsrail’de koruma elde etme şansının neredeyse tüm sığınma talepleri açısından sıfıra yakın olduğunun altını çiziyor.

UAÖ, 2016 ile 2018 yılları arasında defalarca sığınma başvurusunda bulunmayı deneyen Eritreli 262 sığınmacıyla ilgili bilgi topladı. Bu kişilerin birçoğu bir ila dört sefer arasında başvuru yapmayı denedi. 18 kişi beş ya da altı kez, 10 veya daha fazla sefer başvuru yapmayı deneyen yedi kişinin de aralarında bulunduğu 14 kişi ise yedi veya daha fazla sefer başvuru yapmayı denediğini söyledi.

İsrail hükümetinin Eritreli ve Sudanlı sığınmacıların “ekonomik göçmen” olduğunu iddia etmesine rağmen Eritre ve Sudan uyruklu kişilerin birçoğu, zulümden ve diğer ağır insan hakları ihlallerinden korunma talep ediyor. Avrupa Birliği üyesi devletlerde Eritreli sığınmacıların kabul edilme oranı yüzde 90, Sudanlı sığınmacıların yüzde 55 iken İsrail’de bu oran yüzde birin yarısından bile daha düşük.

“İsrail bölgedeki en zengin ülkelerden biri, ancak yine de savaştan ve zulümden kaçanlar ile halihazırda topraklarında bulunan insanlara sığınma sağlamaya yönelik sorumluluğunu üzerinden atma yolunda ilerliyor” diyen Charmain Mohamed, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Hatta bu sorumluluklarını Uganda’ya ve zaten dünyadaki en yüksek sayıda mülteciyi barındıran diğer ülkelere devretmeye çalışıyorlar.”

 Arka Plan

*Kişilerin isimleri değiştirilmiştir.

**Geri göndermeme (non-refoulement) ilkesi, insanları zulme veya diğer ağır insan hakları ihlallerine maruz kalabilecekleri veya böyle bir yere gönderilmekle ilgili koruma altında olmayacakları bir ülkeye gönderme yasağıdır.

UAÖ 17 Mayıs 2018’de Uganda Başbakanı Ruhakana Rugunda’ya bir mektup göndererek, Uganda ile İsrail arasında sürdürülen bir müzakere veya anlaşma süreci olup olmadığı konusuna açıklık getirmesini talep etti. Raporun bulgularını özetleyen bu mektupta, 2013’ten beri İsrail’den Uganda’ya sınır dışı edilen sığınmacılarla ilgili daha ayrıntılı bilgi verilmesi istendi.

Kurum, ayrıntılı bilgi ve açıklama talep eden benzer bir mektubu da 1 Haziran 2018’de İsrail hükümetine iletti.