IŞİD'in Haritadan Silmeye Çalıştığı Kasaba Koço'dan Tanıklıklar

Kuzey Irak'ta bulunan Uluslararası Af Örgütü Kıdemli Kriz Danışmanı Donatella Rovera 

Sincar Dağları'ndaki korkunç insani durum tam iyileşmeye başlamışken Cuma günü, Irak ve Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) çevre bölgelere yönelik başlattığı saldırıların en kötülerinden birinin gerçekleştiğine dair haberler geldi. Sincar'ın 15 kilometre güneyinde bulunan Koço kasabasında IŞİD savaşçıları yüzlerce kişiyi kaçırmış ve çok sayıda insanı da öldürmüştü.

Bu yeni zulüm, IŞİD'in ilerleme konusundaki gaddarlığının üzücü bir hatırlatmasıydı. Silahlı grubun Sincar'ı çevreleyen bölgeyi kontrol altına almak için 3 Ağustos'ta ilerlemeye başlamasından bu yana, on binlerce Ezidi'yi zorla evlerinden çıkardılar, yüzlercesini öldürdüler ve binlercesini kaçırdılar.

İki günlük aramanın sonunda Koço'daki saldırıdan kurtulan ve IŞİD'in kontrolündeki bölgeden kaçmayı başaran birilerini buldum. Yaralanmışlardı, çok yorgunlardı ve ailelerinin akıbetleri konusunda dehşete düşmüş durumdaydılar. Bana çok sayıda akraba ve komşularının öldürüldüğünü, ailelerinden ya da aynı komşularından hiçbir haber alamadıklarını söylediler. Ebeveynleri, çocukları ve kardeşlerinin hayatta olup olmadıklarını bilmiyorlardı.

Hayatta kalanlar yaşadıkları dehşeti anlatıyor

59 yaşındaki hemşire Elias bana şunları anlattı: "11.00-11.30 gibi (15 Ağustos Cuma) IŞİD kasabada yaşayan herkesi, iki hafta önce kasabaya gelmelerinden bu yana karargah olarak kullandıkları ortaokula çağırdı. Orada bizden paramızı, cep telefonlarımızı onlara vermemizi istediler. Kadınlardan da mücevherlerini istediler. 15 dakika kadar sonra araçlar getirip erkeklar ve erkek çocukları araçlara doldurmaya başladılar. Bizden 20 kadar kişiyi bir Kia pick-up'un arkasına doğru ittiler ve bizi kasabanın bir kilometre kadar doğusuna götürdüler. Bizi havuzun kenarında araçtan indirip birbirine yakın gruplar halinde yere çömelttiler. İçlerinden biri fotoğrafımızı çekti. Bunun ardından bizi bırakacaklarını sandım ama arkamızdan bize ateş açtılar. Sol dizimden vuruldum ama kurşun dizimi sadece sıyırdı."

Bana pantolonunda bulunan, yaralanan dizi tarafındaki kurşun deliği gösterdi.

“Kendimi öne doğru bıraktım, sanki ölmüşüm gibi. Hiç kıpırdamadan yüzüm yerde bekledim. Ateş etmeleri durduğunda da yerimden kıpırdamadım. Gittiklerinde de kaçtım. Beş altı kişi daha hayattaydı ve onlar da kaçtı. Geri kalan herkes öldürülmüştü. İkisini tanıyordum, tam yanımdaydılar: 28 yaşındaki Khinder Matto Kasım ve 80 yaşlarındaki Ravo Mokri Salih. Diğerlerinin kim olduğunu bilmiyordum; etrafa bakmaya o kadar korkuyordum ki odaklanamamıştım. Aileme, eşime, yedi çocuğuma, oğlumun eşine ve onun iki çocuğuna ne oldu bilmiyorum. Oldukları yerde hayattalar mı yoksa öldüler mi bilmiyorum. Cep telefonlarımızı aldıkları için kimseyle iletişim kuramıyorum."

17 yaşında bir öğrenci olan Khider, kendisinin de vurulmak için şehrin dışına götürülen, erkeklardan ve erkek çocuklardan oluşan grubun bir parçası olduğunu söyledi.

“Hiçbir emir verilmedi, IŞİD hedef ayrımı gözetmeden araçları doldurdu. Ben ve kuzenim Galip Elias aynı araca itildik. Bizi yerde dizdiklerinde yan yanaydık. O öldürüldü. Benimle aynı yaştaydı ve çoğunlukla inşaatta gündelik işçi olarak çalışıyordu. Aileme ve dört erkek kardeşimle altı kız kardeşime ne olduğuna dair hiçbir şey bilmiyorum. Onları öldürdüler mi? Kaçırdılar mı? Onlara dair hiçbir bilgim yok."

Khider sırtına aldığı ve pek de derin olmayan bir kurşun yarası ile kaçtı.

Hayatta kalan bir üçüncü kişi olan 32 yaşındaki üç çocuk babası Khalaf ise şunları anlattı:

"Ben üçüncü gruptaydım. Benden önce IŞİD iki araba dolusu erkek ve erkek çocuğu götürdü. Bizi 200-300 metre doğuya, kısa bir mesafeye götürdüler. Bizi götürdükleri yerde başka kimse yoktu. Tam emin değilim ama pick-up'un arkasında 20-25 kişi tıkış tıkış bir haldeydik. Oraya gittiğimizde bizi bir sıra halinde ayağa diktiler ardından biri "Allah-ü Ekber" diye bağırıp ateş açtı. 10 kadar IŞİD üyesi vardı belki ama arkamızdaydılar, kaçı ateş açtı bilmiyorum. İki kez vuruldum, biri sol kalçamdan, biri de sol baldırımdan.

"Ateş etmeleri durduğunda araçların gittiğini duydum. Başka bir erkek ve ben ayağa kalkıp kaçtık. Ben bir yöne gittim, o başka bir yöne. O şu anda nerede bilmiyorum. Kim nerede bilmiyorum; çocuklarım, ailem. Neredeler? Onları aldılar mı? Onları nasıl bulabilirim?... Yanı başımda öldürülenler arasında (öldürülen ilk gruptan kurtulan hemşire) Elias'ın erkek kardeşi Emin Salih Kasım ve 10-12 yaşlarındaki oğlu Asım, adlarını bildiğim yedi kişi daha ve tam olarak göremediğim için adlarını bilmediğim 10 ya da 12 kişi daha vardı. Çok korkmuştum; kafamı eğip durdum ve ortalık sessizleşip gittiklerinden emin olduğumda ancak kaçtım."

Bilinmeyen ölü sayısı
Koço'da öldürülenlerin toplam sayısı bilinmiyor. Görüştüğüm hayatta kalan üç kişiye göre, kasabada yaşayanları ortaokulda topladıktan sonra IŞİD savaşçıları her seferinde 20-25 kişiden oluşan üç grup erkek ve erkek çocuğu, öldürmek üzere götürdü. Birinci ve üçüncü gruptaki erkek ve erkek çocukların çoğu öldürülürken, altı ila sekiz kişinin kaçmayı başardığına inanılıyor. Yine 20-25 kişiden oluşan ikinci gruptan kurtulan olup olmadığı ise bilinmiyor. Daha kaç grubun aynı kaderi paylaştığı bilinmiyor. Koço'dan yüzlerce erkek, kadın ve çocuğun, -Sincar ile Musul'un ortasında bulunan- IŞİD'in kaçırdığı diğer sivil Ezidileri tuttuğu Telafer'e götürüldüğüne dair haberler var. Fakat bu haberler henüz doğrulanamadı.

Olaydan önce temas halinde olduğum, Koço'da yaşayanlara göre, kasabanın nüfusu 1.200'den fazlaydı. Cuma gününden bu yana onlarla iletişime geçilemiyor. Başka yerlerde yaşayan akrabaları da hala onlarla iletişime geçemedi ve güvenliklerinden endişe duyuyor.

Koço, 3 Ağustos'ta IŞİD'in Sincar bölgesini ele geçirmesinden bu yana kuşatma altında ve orada yaşayanlarla iletişime geçmek zor.

Geçen Cuma yaşanan öldürmelerden sağ kurtulanlar IŞİD savaşçılarından gelen baskının bir hafta önce, yakınlardaki bir kasaba olan ve yine IŞİD'in çevrelediği Hatemiyah'ta yaşayanların kaçmasının ardından gözle görülür bir şekilde arttığını söyledi:

"O günden beri gözetlemeler çok daha sıkı hale getirildi. Hiçbir yere gidemez, hiçbir şey yapamaz olduk. Sadece evlerimizde kaldık. IŞİD ilk başta Sünni İslam'a geçmemizi istemişti fakat daha sonra istemezsek geçmemiz gerekmediğini ve bize bir şey olmayacağını söylediler. Fakat biz korkuyoruz."

Görünen o ki, Koço halkı korkmakta haklı.

Şimdi Koço'da yaşayan geri kalan halka ne olduğunu öğrenmek için gerilim yükseliyor.