İran: Tehlikeli bir cezaevine sevk edilmeyi protesto eden üç aktivist açlık grevine başladı
Uluslararası Af Örgütü bugün bir açıklama yayımlayarak, İran yetkililerinin insan hakları aktivistleri Atena Daemi, Golrokh Ebrahimi İraee ve eşi Arash Sadeghi’yi derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmaları gerektiğini söyledi. Aktivistlerin her üçünün de Atena Daemi ve Golrokh Ebrahimi İraee’nin Tahran’ın dışındaki Veramin şehrinde bulunan ve tehlikeli olan Şehr-i Rey cezaevine hukuka aykırı bir şekilde sevk edilmelerini protesto etmek için açlık grevine başladığı bildirildi.
Önceden tavuk çiftliği olarak kullanılan ve Karaçak olarak da bilinen Şehr-i Rey cezaevinde, ağır suçlardan hüküm giymiş olan birkaç yüz kadın, aşırı kalabalık ve sağlığa aykırı koşullar altında güvenli içme suyu, yeterli yiyecek ve temiz havaya erişimleri olmaksızın tutuluyor. Cezaevinden iletilen bilgiler, mahkumlara hem diğer mahkumlar hem de cezaevi çalışanları tarafından sıklıkla saldırıda bulunulduğuna ve uyuşturucu kullanımı ile bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğuna işaret ediyor.
Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Magdalena Mughrabi, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Şehr-i Rey cezaevindeki dehşet verici koşullar, insan hakları savunuculuğu nedeniyle haksız yere cezaevine konulan Golrokh Ebrahimi İraee ve Atena Daemi’yi aşırı kalabalık ve yetersiz sağlık hizmetlerinin yanı sıra saldırı, şiddet ve bulaşıcı hastalıklara maruz kalma tehlikesi altına sokuyor. Aktivistlerin güvenlikleri ve esenlikleriyle ilgili çok ciddi kaygılarımız var. Hiç kimse bu kadar dehşet verici koşulların mevcut olduğu bir cezaevine konulmamalıdır.”
İran yetkilileri, Şehr-i Rey cezaevinde tutulan kadın mahkumlara yönelik insanlık dışı muameleden duyulan kaygıları ele almakta defalarca yetersiz kaldı. Bunun yerine, fikirlerini korkusuzca ifade eden kadın düşünce mahkumlarını sıklıkla Şehr-i Rey cezaevine sevk etmekle tehdit ettiler ve zaman zaman da bu tehditler doğrultusunda harekete geçtiler.
Golrokh Ebrahimi İraee ve Atena Daemi, 24 Ocak’ta Tahran’daki Evin cezaevinden Şehr-i Rey cezaevine sevk edildi. İraee ve Daemi, sevk edilmelerinin hukuk dışı olmasını ve İran’ın farklı mahkum kategorilerini ayırmakla ilgili düzenlemelerini ihlal etmesini protesto ettikten sonra cezaevinin erkek gardiyanlarının kendilerine cinsel içerikli küfür etmek ile tekme ve yumruk atmak da dahil olmak üzere bedensel ve sözlü saldırıda bulunduğunu söyledi. İki kadın o günden beri açlık grevi yapıyor.
Golrokh Ebrahimi İraee’nin insan hakları aktivisti ve düşünce mahkumu eşi Arash Sadegi ise 27 Ocak’tan beri açlık grevinde. Sadegi, eşi ile Atena Daemi’nin serbest bırakılana dek Evin cezaevine geri gönderilmesini talep ediyor.
“İran yetkililerinin eşine yönelik acımasız ve hukuk dışı muamelesini protesto eden Arash Sadegi’nin kritik sağlık durumundan çok büyük endişe duyuyoruz. Daha önce gerçekleştirdiği açlık grevleri nedeniyle vücudu zaten oldukça güçsüzleşti, bu eylem hayatını tehlikeye sokabilir,” diyen Mughrabi, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Bu olay, her türlü muhalefetin ve barışçıl aktivizmin yetkililer tarafından suç haline getirildiği İran’da, insan haklarını savunma cesareti gösterenler için mevcut ortamın korkunçluğunu daha da net bir şekilde gösteriyor. Arash Sadeghi, Golrokh Ebrahimi İraee ve Atena Daemi, hayatlarını cesaretle daha insani ve adil bir toplum oluşturmaya adamış düşünce mahkumlarıdır. İnsan haklarına olan sarsılmaz bağlılıkları nedeniyle cezalandırılmaları dehşet vericidir. Derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmalılar.”
Arka Plan
Golrokh Ebrahimi İraee, evlilik dışı ilişkiye giren kadınların taşlanarak öldürülmesi hakkında yayımlanmamış kurmaca bir hikaye yazması nedeniyle üç yıl hapis cezasına mahkum edildiği için cezaevinde tutuluyor.
Atena Daemi, ölüm cezasına karşı çıkan broşürler dağıtmak ve Facebook ve Twitter’da İran’ın infaz ettiği ölüm cezalarının sayısını paylaşmakla ilgili suçlamalar da dahil olmak üzere barışçıl aktivizm nedeniyle yedi yıl hapis cezasına mahkum edildiği için cezaevinde tutuluyor.
Arash Sadegi, eşini savunmak için ikinci kez açlık grevine başladı. Eşinin ilk kez tutuklandığı Ekim 2016’da Sadegi, uzun süreli açlık grevi yapmıştı. Doktorlar, giderek ağırlaşan sağlık sorunlarının bir uzman tarafından tedavi edilebilmesi için Sadegi’nin uzun süre hastanede tedavi görmesi gerektiği yönünde defalarca tavsiyede bulundu. Sadegi, sağlık sorunları nedeniyle katı yiyecek yiyemiyor, sindirimi, solunumu ve böbrekleriyle ilgili şiddetli sorunların yanı sıra iç kanama ve kalbinde ritim bozukluğu yaşıyordu. Buna karşılık yetkililer, zulmetmek ve cezalandırmak için Sadegi’nin hastaneye sevk edilmesini kasıtlı olarak engelledi. Uluslararası Af Örgütü, bu koşular altında gerçekleştirilen bu istismar edici uygulamanın işkence kapsamına girdiğini daha önce de ifade etti.
Uluslararası Af Örgütü Eylül 2017’de, İran yetkililerini insan haklarını savunanlara karşı uyguladıkları baskıya son vermeye ve hak savunucularının zulme uğrama korkusu duymaksızın güvenli bir ortamda çalışmalarına izin verme çağrısında bulunduğu bir kampanya başlattı.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’