İran: Protestoculara karşı hukuka aykırı güç kullanması sonucunda onlarca kişi yaralandı

İran’da orantısız devlet şiddeti ve gözaltında kaybetmeler yaşanıyor. UAÖ, BM İnsan Hakları Konseyi üyesi devletleri İran özel oturumu düzenlemeye çağırıyor. 

İran - Güvenlik güçlerinin protestoculara karşı hukuka aykırı güç kullanması sonucunda onlarca kişi yaralandı, tecavüzler ve zorla kaybetmeler raporlandı. 

İranlı yetkililerin 8 Ocak’ta Ukrayna’ya ait bir yolcu uçağını vurduklarını kabul etmesi üzerine İran’ın dört bir yanında protestolar gerçekleştirildi. Protestolara ilişkin Af Örgütü verileri kaygı verici. 

Protestolarda doğrulanmış video görüntüleri, fotoğraflar ve Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) şiddete uğrayan protestocular ile görgü tanıklarından elde ettiği bilgiler, İranlı güvenlik güçlerinin barışçıl protestoculara karşı hukuka aykırı güç kullandığını doğruluyor.

Kanıtlar, güvenlik güçlerinin 11 ve 12 Ocak’ta genellikle avlanmakta kullanılan silahlarla barışçıl protestoculara doğru sivri uçlu saçmalar ateşlendiğini gösteriyor. Güvenlik güçleri, protestocuları dağıtmak için plastik mermi, göz yaşartıcı gaz ve biber gazını da yaygın olarak kullanıyor. Eylemlerde protestocular ayrıca tekmeleme, yumruklama ve coplarla darp ediliyor. 

‘Avcılık silahları protestocular üzerinde kullanılıyor’

UAÖ verileri güvenlik güçlerinin sivri uçlu saçmalar ateşlediğini, bu silahların acı veren yaralanmalara neden olduğunu, saçmaların çıkarılması için cerrahi müdahale gerektiğini ve protestocularda meydana gelen yaralanmaların plastik mermi kullanımıyla örtüştüğünü gösteriyor. Küçük hayvanları avlamakta kullanılan bu tür saçmaların, polisin görev yaptığı hiçbir durumda kullanılması uygun değildir.

Sokaklara konuşlandırılan güvenlik güçleri arasında, İran polisine bağlı özel güçler, Besic milisleri ve sivil giyimli ajanlar da bulunuyor. Ayrıca UAÖ, güvenlik güçlerinin av tüfekleri taşıdığını gösteren görüntüleri de doğruladı; fakat bu tüfeklerin hangi tür mühimmatla dolu olduğu bilinmiyor.

UAÖ Orta Doğu ve Kuzey Afrika Araştırma ve Savunuculuk Direktörü Philip Luther konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İranlı güvenlik güçlerinin, insanların gerçekleştirdiği barışçıl toplanma ve protestoları şiddetle bastırması korkunç bir durum” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü, “İranlı güvenlik güçleri bir kez daha İran halkının ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma haklarını hedef alan menfur bir saldırı gerçekleştirdi ve şiddet içeren, hukuka aykırı taktiklere başvurdu.” 

İran yetkililerini acilen baskılara son vermeye çağıran Luther, “Güvenlik güçlerinin azami ölçüde itidalli davranması ve protestocuların ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma haklarına saygı göstermesi sağlanmalıdır. Gözaltına alınan kişiler işkence ve diğer türde kötü muameleye karşı korunmalı ve keyfi şekilde gözaltına alınan herkes serbest bırakılmalıdır” dedi.

‘Protestocuların şiddete karşı tedavi alma şansları yok’

UAÖ’nün doğruladığı videolardan biri, Tahran’da, kanaması olan iki yaralı kadının yerde yattığını gösteriyor. Yakın bir yerde kaydedilen başka bir videoda ise bir kadının kanlar içinde yerde yattığı ve acıyla feryat ettiği görülüyor. Yardıma gelen kişilerin kadınların vurulduğunu söyledikleri duyuluyor. UAÖ, söz konusu videolarda kadınların hangi tür mühimmatla yaralandığını henüz belirleyemedi.

Başka bir videoda, başından yaralanan bir erkeğin başının kanadığı görülüyor. UAÖ’nün yaptığı iki X-ray incelemesi, bir protestocunun diz eklemine, diğerinin ise ayak bileğine isabet eden saçmalarla yaralandığını açıkça gösteriyor.

Yaralanan çok sayıda protestocu, yaralarını gösteren fotoğrafları UAÖ’ye gönderdi. Protestocular, gözaltına alınmaktan korktukları için vücutlarına isabet eden ve acı veren sivri uçlu saçmaları çıkarttırmak amacıyla hastaneye gidemediklerini söylüyorlar. Tahran’daki bazı klinikler ve hastaneler, protestocuları, göz altına alınma riskini öne sürerek geri çeviriyor. 

Güvenlik güçleri protestoculardan daha fazla ve sivil giyimli ajanlar var

Fars eyaletine bağlı Şiraz’ın Maali Abad semtinde yaşayan bir erkek, uçak kazasında ölenlerin anısına mum yakmak için 12 Ocak’ta sokağa çıktığını, ancak güvenlik güçlerinin sayıca protestoculardan daha fazla olduğunu ve korku atmosferi yaratılmaya çalışıldığını söyledi. 

“Yoldan geçenler de dahil herkese küfrediyor, coplarla vücutlarının her yerine vuruyorlardı. Genç-yaşlı, kadın-erkek fark etmeksizin herkesi darp ettiler” diyen bu kişi, güvenlik güçlerinin kalabalığa biber gazı sıktığını da ifade etti. 

Başka bir görgü tanığı, Tahran’da yaşayan Mahsa: “Çok fazla biber gazı vardı. Ruhsal olarak o kadar stresli ve endişeliydim ki başta vurulduğumu bile fark etmedim. Polise bağlı özel güçler insanların üzerine sivri uçlu saçmalar ateşliyordu. Montum delik deşik oldu, vücudumda yara bereler var. Sokaklar havaya ateş açan ve insanları onlara ateş etmekle tehdit eden silahlı, sivil giyimli ajanlarla dolu. Güvenlik güçlerine bağlı biri protestoları kaydettiğimi görünce beni kovalamaya başladı, o sırada saçmayla bacağımdan vuruldum. Canım çok acıyor.”

‘Şu an İran’daki durum ölmekten bile beter’

Mahsa, yetkililerin doktorları tehdit ettiğini ve tedavi olmak istediğinde üç sağlık merkezinin, hatta bir veteriner kliniğinin bile onu geri çevirdiğini aktardı. Mahsa, sözlerine şöyle son verdi: “Şu an İran’daki durum ölmekten bile beter. Bizi yavaş yavaş öldürüyorlar ve öldüresiye işkence ediyorlar.”

Tahran’daki Şademan metro istasyonunda çekilen çok sayıda videoda insanlar, güvenlik güçlerinin istasyonun içine biber gazı sıktığını söylüyor. Biber gazı kapsülleri gelişigüzel hedef alır ve özellikle kapalı alanlarda kullanıldığında ağır yaralanmalara, hatta ölümlere yol açabilir. Biber gazı yalnızca belirli şiddet eylemlerine karşılık planlı bir şekilde kullanılmalı ve kesinlikle barışçıl protestocuları dağıtmak için kullanılmamalıdır. Ayrıca, biber gazının kapalı alanlarda da kullanılmaması gerekiyor.

Güvenlik güçlerinin birçok vakadaki davranışı, işkence ve kötü muameleyi mutlak surette yasaklayan uluslararası hukukun ihlalidir.

Keyfi gözaltılar ve gözaltında kaybetmeler yaşanıyor

Huzistan eyaletine bağlı Ahvaz; İsfahan eyaletine bağlı İsfahan; Zencan eyaletine bağlı Zencan; Mazenderan eyaletine bağlı Amul ve Babol; Hürmüzgan eyaletine bağlı Bender Abbas; Kirmanşah eyaletine bağlı Kirmanşah; Kürdistan eyaletine bağlı Senendec; Razavi Horasan eyaletine bağlı Meşhed; Fars eyaletine bağlı Şiraz; Doğu Azerbaycan eyaletine bağlı Tebriz şehirlerinde ve Tahran’da düzenlenen protestolarda, üniversite öğrencilerinin de aralarında bulunduğu onlarca kişinin gözaltına alındığı bildiriliyor.

UAÖ’ye en az iki şehirde, Amul ve Tahran’da yetkililerin gözaltına aldıkları kişilerin ailelerine yakınlarının akıbeti ve nerede tutulduğuyla ilgili bilgi vermediği bildirildi. Bu durum, uluslararası hukuk gereğince zorla kaybetme suçu kapsamına girer.

Güvenlik güçlerine bağlı sivil giyimli ajanların keyfi gözaltılar yaptığı tespit ediliyor. Bir polis merkezinde saatlerce gözaltında tutulan en az bir kadının ağır cinsel şiddete ve tecavüze uğradığına ilişkin iddialar da UAÖ’ye iletildi. 

Arka Plan

Protestolar, İran yetkililerinin Ukrayna uçağını yanlışlıkla düşürdüklerini kabul etmelerinin ardından 11 Ocak’ta başladı. Yetkililer bu durumu ilk üç gün boyunca inkar etmiş ve uçak kazasının teknik bir arızadan kaynaklandığını öne sürmüştü. Protestocular kısa sürede rejim karşıtı sloganlar atmaya ve ülkenin siyasal sisteminde değişiklik talep etmeye başladı. Talepler arasında anayasa referandumu yapılması ve İslam Cumhuriyeti sistemine son verilmesi de vardı. 

Söz konusu protestolar, 15 ile 18 Kasım 2019 arasında İranlı güvenlik güçlerinin öldürücü güç kullanarak 300’ün üzerinde protestocuyu öldürdüğü, binlerce kişiyi ise gözaltına aldığı baskı ortamının ardından düzenlendi. 

UAÖ, BM İnsan Hakları Konseyi üyesi devletlere, protestocuların hukuka aykırı şekilde öldürülmesi, toplu gözaltılar, zorla kaybetmeler ve gözaltında işkence uygulamalarına ilişkin soruşturma emri vermek ve hesap verebilirliği güvence altına almak üzere İran özel oturumu gerçekleştirme çağrısında bulunuyor.