İklim Adaleti Savunucusu Marinel Sumook Ubaldo ile Röportaj

Marinel Ubaldo, Filipinler’in Samar bölgesindeki köyü Haiyan Tayfunu tarafından yok edildiğinde henüz 16 yaşındaydı. Aradan geçen 5 yıla rağmen, Filipinler hükümeti tayfundan etkilenenler için gerekli temel yardımları yapmak konusunda gerekli adımları atmadı.

Uluslararası Af Örgütü Avustralya şubesindeki çalışma arkadaşlarımızla görüşen Marinel, verdiği mücadelenin detaylarını ve tecrübelerini anlattı.



Çocukluğundan bu yana her yıl yaklaşık 20 tayfun yaşadığını söylüyorsun. Sence bu iklim felaketleri son yıllarda daha sık veya daha şiddetli hale geldi mi?  
Evet. Süper Tayfun olarak bilinen Haiyan Tayfunu’ndan önce tanık olduğum en güçlü tayfun 3 numaralı uyarı işareti ile tanımlanan tayfundu. 5. kategoride bir tayfun olabileceği aklıma gelmezdi. Süper Haiyan Tayfunu’ndan sonra daha şiddetli tayfunların daha sık meydana geldiğini, zaman zaman insanların buna normal bir şeymiş, olağan tayfun kategorilerine girebilecek bir şeymiş gibi baktıklarını gözlemledim. 

Yaşadığın yerdeki topluluğa benzer topluluklara iklim değişikliğinin etkilerini anlatmaya ne zaman başladın? 
Topluluklara ve okul öğrencilerine iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini anlatmaya Süper Haiyan Tayfunu’ndan bile önce başladım. Herkesi acilen iklim değişikliğiyle ilgili bilgilendirmek gerektiğini düşünüyordum. Ama Süper Haiyan Tayfunu bilimin iklim değişikliğine dair söylediği her şeyi anlamlı kıldı. Süper Haiyan Tayfunu sırasında ve sonrasında yaşadığımız korkunç tecrübelerden sonra iklim değişikliğine karşı mücadele kişisel bir mesele haline geldi. 

Mücadeleye etmeye nasıl karar verdin? Neden harekete geçmen gerektiğini düşündün?  
Savunuculuk yapmaya ve iklim değişikliğine karşı mücadele etmeye, evim dediğim, cennet olarak gördüğüm yerin aslında zayıflığımızın merkezi olduğunu anladığımda karar verdim. Sıradan bir mağdur olmayı reddediyorum. Aynı yerde yaşadığım insanlar için, ailem için ve geleceğim için daha büyük adımlar atmak istiyorum. Şiddetli tayfunların normal bir şey haline gelmesini kabullenmek istemiyorum. İklim değişikliğinin insanlar için sadece bir yaşam şekli meselesi olmasını kabullenmek istemiyorum, özellikle de tüm felaketlerin en ön saflarında yer alan bizler için.  

Süper Haiyan Tayfunu sırasında yaşadıklarımızı bir daha yaşamak istemiyorum. Anneme, babama, felaketten sonra her şeyi toparlamak için elinden geleni yapan herkese üzülüyorum ama bunların hiçbiri yeterli değil, çünkü başka bir tayfun toparlanan her şeyi bir kez daha alıp götürebilir. 

Gençlerin iklim değişikliğine karşı verilen mücadeleye öncülük etmesi ne kadar önemli? 
Bence gençlerin harekete geçip seslerini yükseltmesi ve iklim değişikliğine karşı savaşması gerçekten çok önemli. Bu konuyu önemsediğimizi, dünyamıza olup bitenlerle ilgili kaygı duyduğumuzu insanlara kanıtlamalıyız. Hükümete ve liderlerimize onları izlediğimizi göstermeliyiz. Bizi en çok onların aldığı kararların etkilediğini biliyoruz, bu yüzden gerekli olduğu müddetçe sesimizi yükselteceğiz ve yaşanabilir bir gezegende yaşama hakkımızı ısrarla savunacağız. 

Bana kalırsa gençlerin iklim değişikliğine karşı mücadele etmek için yaptıkları, yaşanan felaketler karşısında bir yükten ibaret olmayı kabul etmediğimizi gösteriyor. Bu da gençlerin, yetişkinlerin yapmamızı beklediğinden fazlasını yapabileceğini kanıtlıyor. Öngörülemez zamanlarda yaşıyoruz, hava durumunun bile tutarlı olmadığı ve her yanda aşırılıkların yaşandığı bir dönem bu. Ben bir genç olarak yetişkinlerin benim yaşımdayken dert etmek zorunda olmadığı şeyleri dert ediyorum. 

İlk kez aktivist olarak konuştuğunda neler hissettin? 
Çok gergindim, insanların beni dinleyeceğinden bile şüpheliydim. Filipinler’deki Samar adasının uzak bir köşesinden gelen bir genç kız… Yaşadığımız yeri herkes bilmiyor bile. Fakat aynı zamanda insanlara söylemek için sabırsızlandığım şeyi en sonunda söyleyebilmek beni tatmin etti. Hayatımı değiştiren bir şeydi, sistemimdeki duygularımdan ve düşüncelerimden nihayet kurtulduğumu hissettim. 

2018 İklim Değişikliği ve İnsan Hakları Komisyonu’nda konuşma yapmak nasıl bir histi? 
Olanları bir kez daha hatırlamak acı vericiydi. ‘Sırf hükümet adım atsın ve şirketler emisyonlarıyla ilgili sorumluluk alsın diye neden biz hayatlarımızdaki acı dolu hikayeleri tekrar tekrar anlatmak zorunda kalıyoruz? Bilim, araştırmalar ve haberler acilen harekete geçmeleri ve iş yapma biçimlerini değiştirmeleri için yeterli kanıt sunmuyor mu?’ diye kendi kendime soruyordum. Diğer yandan, insanların iklimsel felaketlerin darmadağın ettiği hayatlarla ilgili gerçek hikayeleri duyması gerektiğini de anlıyorum. Ama insanların harekete geçmesi için önce korkunç bir felaket yaşanması gerekiyorsa bu üzücü bir şey. Yine de sesi olmayanları (ölen mağdurları), felaketten hayatta kalanları ve topluluğumuzu temsil ettiğim için memnundum. 

Ne zaman insanların önünde konuşsam kendimden şüphe ediyorum. Devam etmemi sağlayan şey ise ailem, yaşadığım yerdeki insanlar, yeğenlerim ve gelecekteki çocuklarım için mücadele ettiğimi biliyor olmak. Kendimden çok daha büyük bir topluluğu temsil ediyorum. 

Uluslararası Af Örgütü destekçilerinin ne yapmasını istersin ve neden? 
Uluslararası Af Örgütü destekçilerinin benim hikayeme bakmasını ve ileriye dönük etkili tedbirler almaları için Filipinler hükümeti ile kendi hükümetlerine dilekçe yazmasını isterim. Dilekçe dışında, iklim değişikliği veya bununla ilgili herhangi bir konuda mücadele eden kampanyalar veya projeler başlatmalarını ya da halihazırdakilere katkıda bulunmalarını isterim. Çünkü daha çok insanın somut adımlar atmasına ihtiyacımız var. Bu dilekçenin onlar için bir başlangıç noktasını olmasını umuyorum. 

Sence Uluslararası Af Örgütü’nün çalışmalarının değerli yapan nedir? 
Uluslararası Af Örgütü HERKESİN hayatın her alanında insan haklarından faydalanabilmesini sağlamaya çalışarak müthiş bir iş yapıyor. İklim adaleti Uluslararası Af Örgütü’nün çalışma alanlarından biri olduğu için de minnettarım, çünkü gerçekten de iklim değişikliği insan haklarına yönelik en büyük tehditlerden biridir. Helal olsun size! 

---
Bu yazı ilk kez Uluslararası Af Örgütü Avustralya Şubesi tarafından yayımlanmıştır.