Hollanda: Polis barışçıl protestocuların haklarını ihlal ediyor

Uluslararası Af Örgütü barışçıl protesto hakkını hedef alan ülkelerde ihlalleri izlemeye ve raporlamaya devam ediyor.  

Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı yeni raporunda, Hollanda’da barışçıl protestoculara yönelik hukuka aykırı gözetimin mahremiyet hakkına zarar verdiğini ve barışçıl protesto hakkı üzerinde caydırıcı etki yarattığını belirtti.   

DENETİMSİZ GÜÇ: HOLLANDA’DA BARIŞÇIL PROTESTOCULARA YÖNELİK KİMLİK KONTROLLERİ VE VERİ TOPLAMA

RAPORU OKU (EN)

Denetimsiz Güç: Hollanda’da barışçıl protestoculara yönelik kimlik kontrolleri ve veri toplama başlıklı rapor, polisin gözetim yöntemleri üzerindeki denetleme ve kontrolün hem ulusal yasalar hem de uluslararası insan hakları standartları açısından yetersiz kaldığını tespit ediyor.

Uluslararası Af Örgütü Hollanda Şubesi Direktörü Dagmar Oudshoorn konu hakkındaki açıklamasında, “Polis barışçıl protestoculardan devamlı kimlik kartlarını göstermesini isteyerek mahremiyet hakkını ihlal etmekle kalmıyor, barışçıl toplanma özgürlüğü hakkı üzerinde de caydırıcı etki yaratıyor. Polis memurlarının protestolar sırasında kimin durdurulup aranacağı konusundaki geniş takdir yetkisi ciddi bir keyfiyet ve etnik profillemeyi de içeren ayrımcı güç kullanımı riski yaratıyor ve insanları sokağa çıkmaktan alıkoyuyor” dedi.

“Polis barışçıl protestoculardan devamlı kimlik kartlarını göstermesini isteyerek mahremiyet hakkını ihlal etmekle kalmıyor, barışçıl toplanma özgürlüğü hakkı üzerinde de caydırıcı etki yaratıyor. Polis memurlarının protestolar sırasında kimin durdurulup aranacağı konusundaki geniş takdir yetkisi ciddi bir keyfiyet ve etnik profillemeyi de içeren ayrımcı güç kullanımı riski yaratıyor ve insanları sokağa çıkmaktan alıkoyuyor.”

Dagmar Oudshoorn
Uluslararası Af Örgütü Hollanda Şubesi Direktörü

Eylül 2020 ile Kasım 2022 arasında yürütülen araştırma 50 protestocuyla yapılan görüşmelere dayanıyor ve korkutma amaçlı polis uygulamalarını ortaya koyuyor.

Polis memurlarının protestolar sırasında kimin durdurulup aranacağına karar vermekte geniş takdir yetkileri var ve kimlik kontrolleri devamlı barışçıl protestocuların verilerini toplamak için kullanılıyor.

Hollanda’da protestolara katılmak isteyen herkes, polis tarafından izlenme riskiyle karşı karşıya. Polis, aşırı geniş ve muğlak takdir yetkisine sahip. Polisin gözetim yöntemlerinde ciddi bir denetleme eksikliği var. Rapor, polisin protestocuların kimliğini belirlemek ve onları izlemek için kullandığı, yasa dışı kimlik kontrollerinden sosyal medya takibine, protestolarda dron kullanımından grup filtreleme mobil uygulamalarına ve habersiz evlere gitmeye kadar çok çeşitli yöntemleri açıklıyor. Bir kimlik kartı kontrolden geçer geçmez, mahremiyet hakkına aykırı olarak en az beş yıl boyunca polisin veri tabanına kaydediliyor.

Robert adlı bir protestocu, Uluslararası Af Örgütü’ne, ırkçılık karşıtı bir protesto sırasında dokuz polis memurunun kendisi ve diğer üç protestocunun etrafını çevirdiğini söyledi. “Yasak bir şey yaptığımız söylendi. Kimlik kartlarımızı görmek istediler. Güç konumlarına işaret ettiler. Hızla kimliğimi verdim. Diğer protestolarda da benzer şeyler yaşadım. Deneyimime göre polis ve belediyeyle muhatap olmak son derece korkutucu ve asap bozucu” dedi.

Devam eden pratiklerin bir sonucu olarak; aşırı denetlenen, ayrımcı veya hukuksuz polis müdahalelerinden korkmak için haklı gerekçeleri olan bazı gruplar diğerlerine kıyasla polis tarafından daha sık durduruluyor.  

Rapor, polisin, kimlik kontrollerine yalnızca polis memurunun işini yapması için makul derecede gerekli olduğu durumlarda izin verildiğini belirten 2003 Zorunlu Kimlik Tespit Kanunu’na uymadığını ortaya koymaktadır. Verilen bilgilere göre, mevcut polis uygulamaları, bu mevzuat kapsamında istenen veya izin verilen ölçütlere doğrudan aykırı.

“Protesto hakkı ayrıcalık değil, temel bir haktır. Ancak Hollanda’da bu hak gitgide suç haline getiriliyor ve bunun sonucunda insanlar protesto etmekten caydırılıyor."

Dagmar Oudshoorn

“Protesto hakkı ayrıcalık değil, temel bir haktır. Ancak Hollanda’da bu hak gitgide suç haline getiriliyor ve bunun sonucunda insanlar protesto etmekten caydırılıyor” diyen Dagmar Oudshoorn sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Polis, barışçıl protestocuları gizlice takip etmek yerine toplanmaları kolaylaştırmaya odaklanmalı ve yetkililer, barışçıl protestocuların hukuksuz gözetimine son vermek için harekete geçmelidir. Kimlik kontrolleri ancak ciddi cezai suç bakımından makul şüphenin varlığı halinde yapılmalıdır.”   

Bu rapor, Uluslararası Af Örgütü’nün dünya çapında yürüttüğü “Protesto Hakkını Koru” başlıklı kampanyasının bir parçasıdır. Kampanya, barışçıl protesto hakkını hedef alan saldırılara karşı koymakta, hedef alınanlarla dayanışma sergilemekte ve insan hakları alanında değişim talep eden sosyal hareketlerin amaçlarını desteklemektedir.