• Dava Gözlem

Hanifi Barış Davası

Arka Plan Bilgisi

Avukat ve akademisyen Hanifi Barış hakkında TMK’nın 7/2. maddesi, 2. cümlesinde düzenlenen “Basın ve Yayın Yoluyla Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçu kapsamında hazırlanan iddianame, 23 Temmuz 2018 tarihinde, İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Hanifi Barış, soruşturma kapsamında 4 Temmuz 2018 tarihinde tutuklanmış ve tahliye edilmesi yönündeki itirazlar reddedilmişti.

Hanifi Barış hakkındaki soruşturmanın temeli, “PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası ve Cumhurbaşkanı’na hakaret içerikli paylaşımlar yapmak” olarak belirlendikten sonra, soruşturma, Barış’ın Facebook ve Twitter hesaplarının incelenmesi yoluyla sürdürüldü.

Bu doğrultuda hazırlanan iddianamede; Hanifi Barış’ın Facebook hesabında yer alan 4 Kasım 2016- 5 Kasım 2017 tarihleri arasındaki 14 adet paylaşım ile, Twitter hesabında yer alan 23 Şubat 2016 – 5 Kasım 2017 arasındaki 6 adet paylaşım, iddianamede, atılı suçun delilleri olarak gösteriliyor.

Hanifi Barış Savcılık önündeki ifadesinde;

Paylaşımların bilindik gazete ve dergilerde yayımlanan makale ve haberler olduğu, İskoçya’da Aberdeen Üniversitesi’nde 2012-2018 yılları arasında doktora yaptığını, tezinin konusunun Türkiye ve Türkiye’deki Kürt siyasi hareketi olduğu, söz konusu haberlerin takibinin kendisi için akademik bir zorunluluk olduğunu, araştırma raporundaki paylaşımların akademik değer taşıması nedeniyle suç kastı bulunmaksızın paylaşıldığını, akademik arkadaş çevresinin sosyal medya ortamında bulunması nedeniyle Facebook üzerinden bu paylaşımların yapıldığını, paylaşımların çoğunun İngilizce kaynaklardan İngilizce dilinden yapıldığını, ayrıca haber ya da makalenin içeriğinde yer alan resimlerin kendisine ait olmadığını , paylaşımları suç olduklarını düşünmeden gerçekleştirdiğini

aktardı.

İddianamede ise  “şüphelinin kendisine ait Facebook ve Twitter isimli sosyal medya paylaşım sitelerinden PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve uzantılarını destekler mahiyette paylaşımlarda bulunmak ve terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren veya bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği…” kanaatine varılarak, Hanifi Barış’ın zincirleme şekilde “terör örgütü propagandası yapmak” suçu kapsamında cezalandırılması talep edildi.

Davanın ilk duruşması 18 Eylül 2018 tarihinde, İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Sosyal medya paylaşımlarım, hakkımda hapis cezasına hükmedilmesine nasıl ve neden sebep oldu?

 

 

 

 

1. Duruşma

Davanın ilk duruşması 18 Eylül günü görüldü.

Hanifi Barış duruşmada savunmasını sundu.

Barış, savunmasında; bu davanın açılmış olmasının şaşkınlığını yaşadığını, akademisyenlerin en olağan rutinlerinin eriştikleri bilgi, haber, makale, rapor gibi verileri çeşitli araçlarla paylaşmak olduğunu, sosyal medyanın da bunlardan biri olduğunu ifade etti.

Hanifi Barış’ın müdafileri de, dava konusu suçun (Terör Örgütü Propagandası Yapmak) işlendiğinin kabulü için; örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterme, övme gerektiğini belirterek, davada Hanifi Barış açısından suçun unsurları oluşmadığını eklediler.

Yine müdafiler, davaya konu edilen ve suç unsuru olarak gösterilen paylaşımlarda Hanifi Barış tarafından eklenen bir yorumun bulunmadığını ve iddianameye dahil edilen görsellerin de paylaşılan haberin içeriğinde bulunduğunu, Barış tarafından eklenmediğini aktardılar.

Mahkeme, ara kararında, Hanifi Barış’ın yurtdışı çıkış yasağıyla tahliye edilmesine karar verdi.

Bir sonraki duruşma 13 Aralık günü görülecek.

2. Duruşma

Davanın ikinci duruşması 13 Aralık günü görüldü.

Mahkeme ara kararında, imza karşılığı adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına, yurt dışı çıkı yasağının ise devamına karar verdi.

Bir sonraki duruşma 12 Şubat 2018 günü görülecek.

3. Duruşma

Davanın 3. duruşması 12 Şubat günü görüldü. 

Duruşma sonunda Mahkeme, Barış'ın 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.

Mahkeme kararında, Hanifi Barış'ın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması, suç nedeniyle kamusal nitelikte maddi bir zararın bulunmaması, kişiliği ve duruşmalardaki tutum ve davranışlardan bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluştuğu gerekçeleriyle hükmün açıklanmasını geri bıraktı.