#HaklarİçinYaz: Uluslararası Af Örgütü dünyanın en kapsamlı insan hakları kampanyasını başlatıyor
Haklar İçin Yaz (Write For Rights) isimli küresel kampanyasını başlatan Uluslararası Af Örgütü, 2019’da dünyanın her yerinde tehlike altında olan ve desteğe ihtiyaç duyan genç aktivistler ve insan hakları savunucuları için harekete geçiyor. Kampanya insan hakları çalışmaları nedeniyle tacize uğrayan, cezaevine konulan, işkence gören ve haksız yere tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya kalan cesur gençlere dikkat çekmeyi amaçlıyor.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin bu yıl Haklar İçin Yaz kapsamında kampanya yürüttüğü genç insan hakları savunucuları ve aktivistler arasında kadın hakları savunucusu Yasmin Aryani (İran), çevre hakları aktivisti Marinel Sumook Ubaldo (Filipinler), mülteci hakları savunucuları Sarah Mardini ve Sean Binder (Yunanistan) ve 2017 yılından beri kendisinden haber alınamayan ve Çin hükümetinin “eğitim yolu ile dönüştürme” merkezlerinden birinde tutulduğu düşünülen İlyas Rahman (Çin) yer alıyor.
UAÖ Genel Sekreteri Kumi Naidoo kampanyaya ilişkin yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
“Uluslararası Af Örgütü’nün en kapsamlı insan hakları kampanyası olan Haklar İçin Yaz, bu yıl, dünyanın en büyük krizlerine karşı sorumluluk üstlenen genç aktivistleri destekliyor. İklim ve çevre adaleti adına mücadele edenlerden eşitsizlik, yoksulluk, ayrımcılık ve siyasi baskılara meydan okuyanlara kadar gençler değişim yaratmak için büyük bir güç haline geldiler ve tüm dünyanın desteğini hak ediyorlar Haklar İçin Yaz kampanyasının amacı, Uluslararası Af Örgütü’nün kuruluşundaki idealleri özetliyor: Başkalarına yardım eden kişileri savunmak. Herkesi adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren bu muhteşem gençlerin arkasında durmaya davet ediyoruz. Son 50 yıllık çalışmalarımızdan öğrendik ki mektup yazmak işe yarıyor. Mektuplar düşünce mahkumlarının serbest bırakılmasına yardımcı olmakla kalmıyor, desteklediğimiz kişiler ve onların yakınları açısından duygusal anlamda da büyük fark yaratıyor.”
Yasmin Aryani: Kadın haklarını savunmanın cezası 16 yıl hapis
Yasmin annesiyle birlikte trenin kadınlar vagonunda başörtüsü olmadan yürüyerek yolculara beyaz çiçekler dağıttı. Kadınların ne giyeceklerine kendilerinin karar verdiği bir geleceği ve günün birinde sokakta kendisinin başörtüsüz, bir başkasının ise başörtülü olarak yan yana yürüyebileceğine dair umutlarını anlatıyordu. Bu anları gösteren video Mart 2019’de internette hızla yayıldı.
İran yetkilileri 10 Nisan’da Yasmin’i gözaltına aldı. Yasmin günlerce tek başına bir hücrede tutuldu ve sorgulandı. 31 Temmuz da ise şok edici bir şekilde 16 yıl hapis cezasına mahkum edildi. İran'ın ceza infaz hükümlerine göre bu sürenin en az 10 yılını ceza evinde geçirmesi bekleniyor.
Kampanya sayfasına ulaşmak ve detaylı bilgi almak için tıklayın.
Marinel Sumook Ubaldo: İklim değişikliğinin feci etkilerine karşı mücadele ediyor
Marinel daha 16 yaşındayken, kendisini ve topluluğunu iklim değişikliğinin feci etkilerinden korumak için mücadele etmesi gerektiğini biliyordu. 13 Kasım 2013’te tarihin bilinen en ölümcül tayfunlarından biri olan Yolanda Tayfununda hayatta kaldı. Yolanda Tayfununda evini kaybeden Marinel’in, ailesinin ve daha binlerce kişinin yeterli gıda, su, barınma, elektrik ve tuvalet gibi temel ihtiyaçları var.
Marinel, dünyanın dört bir yanında hükümetlerin iklim değişikliğiyle yüzleşmesini ve iklim krizinin sadece Filipinler üzerindeki değil, tüm dünyadaki etkilerinin azaltılması için mücadele ediyor.
Kampanya sayfasına ulaşmak ve detaylı bilgi almak için tıklayın.
Sarah Mardini ve Sean Binder: Suçları insanların hayatını kurtarmak
24 yaşındaki Sarah Mardini ve 25 yaşındaki Sean Binder Yunanistan’ın Midilli adasında faaliyet gösteren bir arama-kurtarma örgütünde gönüllü olarak çalıştıkları için cezaevine gönderilme tehlikesi altında.
Denizde tehlikede olan botların yerlerini belirleyip, ihtiyacı olan mültecilere yardım ettikleri için ajanlık, insan kaçakçılığı ve suç örgütüne üye olmakla suçlanan Sarah ve Sean suçlu bulundukları taktirde 15 yıl hapis cezasına mahkum edilebilir. Daha önce bu suçlamalarla gözaltına alınan ve 2018’in Aralık ayında serbest bırakılan Sean yaşadıklarını şu sözcüklerle özetliyor. “[Yaşadığımız en korkutucu şey] cezaevinde gönderilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmak değil, bu durumun herkesin başına gelebilecek olması.”
Kampanya sayfasına ulaşmak ve detaylı bilgi almak için tıklayın.
İlyas Rahman: Ailesinden kopartıldı
Çin hükümetinin Mısır’da yaşayan yüzlerce Uyguru ülkeden çıkmaya zorlaması için Mısır hükümetine yaptığı baskılar sonucunda, Temmuz 2017'de Mısır’ı terk etmek zorunda kalan İlyas’tan o günden beri haber alınamıyor. Mısır’da üniversite eğitimi için bulunan İlyas’ın eşi Münzire Abdugani ise şu an Türkiye’de yaşıyor. Eşinin 2017'de kaybedilmesinin ardından Türkiye’ye gelen ve burada çocuğunu dünyaya getiren Münzire, ailesinin bir gün yeniden bir araya geleceği umuduyla eşini aramaya devam ediyor.
Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesinde çoğunluğu Müslüman olan neredeyse 1 milyon kişi 2017’den beri ailelerinden koparılıyor ve “eğitim yolu ile dönüştürme merkezlerine" gönderiliyor.
Kampanya sayfasına ulaşmak ve detaylı bilgi almak için tıklayın.
Basın Açıklamaları
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir
- Türkiye: Osman Kavala haksız tutukluluğunun yedinci yıldönümünde, “gerçekten özgürlüğü teneffüs edebileceğime inanıyorum” diyor