Güney Kore, Türkiye’ye Biber Gazı Sevkiyatını Durdurmazsanız Ülkedeki Baskıyı Besleme Riskini Göze Alırsınız

Uluslararası Af Örgütü, Güney Kore yetkililerinin, güvenlik güçlerinin barışçıl protestolar sırasında toplumsal olaylara müdahale teçhizatını sıklıkla kötüye kullandığı Türkiye’ye, büyük miktarda biber gazı sevkiyatını derhal durdurması gerektiğini söyledi.

Güvenilir bir kaynak Uluslararası Af Örgütü’ne, Güney Kore’de üretilen yaklaşık 1,9 milyon biber gazı fişeği ve gaz bombasının Türkiye’ye ihraç planı hakkında bilgi verdi. Toplumsal müdahale teçhizatının ilk bölümünün bir Güney Kore firması tarafından Ocak 2015’in ortasında Türkiye hükümetine teslim edilmesi planlanıyor.

Uluslararası Af Örgütü’nün kaynağına göre Güney Kore’den Türkiye hükümetine planlanan sevkiyat 1,898,515 “az öldürücü” kimyasal madde içeriyor. Bunun içerisinde dört farklı boyutta toplam 1,509,015 biber gazı fişeği ve 389,500 gaz bombası yer alıyor. Yaklaşık 550,000 maddelik ilk sevkiyatın Ocak 2015’in ortasında, kalanının ise Mayıs ortasında yapılması planlanıyor.

Teçhizatın türü ve miktarları Türkiye güvenlik güçlerinin geçen yıl protestolarda kullandığı ve 2015 yılı için stoklarını yeniden doldurmak için ihtiyaç duyduğu teçhizat ile tutarlı. Güney Kore silah üreticisi Türkiye’ye ve Bahreyn’e daha önce toplumsal olaylara müdahale teçhizatı sağladı.

Uluslararası Af Örgütü Askeri, Güvenlik ve Polis Bölümü Direktörü Marek Marczynski, “Türkiye’ye biber gazı ve diğer toplumsal olaylara müdahale teçhizatının sevkiyatı derhal durdurulmalı, aksi takdirde ülkede daha fazla baskı ve hak ihlalini besleme riski ortaya çıkacaktır. Güney Kore yetkilileri, protestoculara yönelik hak ihlallerine yol açan ve keyfi bir şekilde güç kullanıldığı bir ülkeye hiçbir silahın tedarik edilmeyeceği mesajını açık ve acil bir şekilde vermeli. Türkiye hükümetinin barışçıl protesto hakkını güvence altına alma konusundaki başarısızlığı uluslararası polislik ve insan hakları standartlarına tamamen aykırıdır. Türkiye’nin protestolarda biber gazını kötüye kullanma ve protestoculara sıklıkla doğrudan gaz bombası atma konusunda kötü bir sicili bulunuyor. Sorumluluk sahibi hiçbir hükümet bu ölçüdeki hak ihlallerini beslememeli” diye konuştu.

Protestoların bastırılması

28 Mayıs ve Temmuz 2013 tarihleri arasında, Türkiye’nin 81 ilinin 79’unda yüzlerce kişiden on binlerce kişiye kadar farklı ölçüde katılımın olduğu ve Gezi Parkı eylemleri olarak bilinen protestolar gerçekleşti. Türkiye genelinde güvenlik güçleri barışçıl protestoculara yönelik defalarca, kimi zaman ölümcül sonuçları olacak şekilde, hak ihlaline yol açan ve keyfi bir şekilde güç kullandı. Yakın mesafeden atılan gaz bombalarının başlarına isabet etmesi sonucu ölen 15 yaşındaki Berkin Elvan ve 22 yaşındaki Abdullah Cömert’in de aralarında bulunduğu en az dört kişi doğrudan polisin aşırı güç kullanımı sonucunda öldü. Bazıları çok ciddi olmak üzere 8000’den fazla kişi yaralandı.

2014’te polis Taksim Meydanı yakınlarında barışçıl İşçi Bayramı protestocularına yönelik aşırı güç kullandı.

Uluslararası Af Örgütü, Türkiye polisinin ve güvenlik güçlerinin, birden fazla durumda biber gazı ve tazyikli suyu protestocuları dağıtmak amacıyla aşırı, kanunsuz ve keyfi bir şekilde kullandığını ve plastik mermileriyle silahsız protestocuları hedef aldığını ve sonucunda bazı kişilerin öldüğünü ya da ağır yaralandığını belgeledi. Binlerce kişi polis ve güvenlik güçleri tarafından dövüldü. Protestocular, insan hakları aktivistleri ve gazeteciler tutuklandı, göz altına alındı.

Marczynski, “Şu anda hiçbir hükümet Türkiye yetkililerine barışçıl protestoları bastırmak amacıyla kullanılan araçları sağlamamalı. Türkiye yetkilileri bu tür baskıların bir daha yaşanmayacağını güvence altına alıncaya ve güvenlik güçlerinin geçmişte gerçekleştirdiği hak ihlallerine yönelik kapsamlı, tarafsız ve bağımsız soruşturmalar yürüteceğini taahhüt edinceye kadar tüm biber gazı ve diğer toplumsal olaylara müdahale teçhizatının sevkiyatı durdurulmalı” dedi.

Arka Plan

Dünya’nın en büyük 41 silah ihracatçısı ülkesinin yer aldığı bir birlik olan Wassenaar Düzenlemesi’nin katılımcısı olan Güney Kore, birliğin düzenleme ve prensiplerini uygulayacağını taahhüt etmiş bulunuyor. Bu, devletlerin, kimyasal maddeler ve fırlatıcıların da aralarında yer aldığı silahların, insan hakları ihlallerinde kullanılmalarının olası olduğu yerlere ihracatına yetki vermekten kaçınması gerekliliğini de içeriyor. Wassenaar Düzenlemesi uyarınca kabul edilen konvansiyonel silahlar kontrol listeleri, toplumsal müdahalede kullanılan araçların ihracatının katı bir şekilde regülasyonunu içermelidir.

Türkiye güvenlik güçlerinin protestoculara yönelik hak ihlallerine yol açan ve kanunsuz güç kullanımı, 24 Aralık 2014’te yürürlüğe girecek Silah Ticareti Anlaşması’nın derhal ve etkin bir şekilde uygulanma ihtiyacının da altını çiziyor. Güney Kore, devletlere konvansiyonel silah ihracatlarına lisans vermeden önce dikkatli bir şekilde risk değerlendirmesi yapmaya çağıran anlaşmayı imzaladı ancak henüz onaylamadı. Silahların uluslararası insan hakları ve insancıl hukuku ihlal etmek için kullanılacağına dair ciddi bir risk bulunduğunda, bu silahların ihracatına lisans verilmemeli.