Göçmen gözaltı merkezlerindeki çocuklar aileleriyle birlikte serbest bırakılmalı
26 Haziran 2020 tarihinde ABD’de bir federal hakim, göçmen gözaltı merkezlerinde aileleriyle birlikte tutulan çocukların, COVID-19 nedeniyle “ateş üstünde” olduğunu ifade ederek, göç idaresi yetkililerinden çocukları gözaltı merkezlerinden serbest bırakmalarını istedi. Yetkililer bu karara uymalı; ancak aileleri pandemiye karşı korumak ve aile bütünlüğüne zarar vermemek için çocuklar ve aileler birlikte serbest bırakılmalıdır. Çocuklar serbest bırakılırken ebeveynlerinin gözaltı merkezlerinde tutulması, ailelerin zorla ayrılması anlamına gelir ve bu uygulama, belirli durumlarda ABD hukuku ve uluslararası hukuk gereğince işkence kapsamına girebilir.
Göçmen gözaltı merkezlerinde tutulan ailelerin hep birlikte serbest bırakmalarını talep ediyoruz.
Sen de bize katıl, imzacı ol!
EK BİLGİ
ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi, Pensilvanya ve Teksas eyaletlerindeki üç merkezinde yaklaşık 100 aileyi kilit altında tutuyor. COVID-19’un ailelerin tutulduğu göçmen gözaltı merkezlerinde yayıldığının doğrulanması üzerine federal bir hakim, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’nden 17 Temmuz 2020 itibariyle merkezlerde tutulan tüm çocukların serbest bırakılmasını istedi; ancak federal hakimin, çocukların ebeveynleriyle ilgili yargı yetkisi bulunmuyor. Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi, ailelerin birlikte serbest bırakılması için yasal yetkiye sahip ve geçmişte bu yetkisini kullandı; ancak Daire, mevcut durumda, aileleri zorla ayırmayı veya sürekli gözaltında tutmayı tercih ediyor. Gözaltında tutulan aileler, yetersiz hijyen ve ihmalkar tıbbi bakım koşulları nedeniyle COVID-19’a karşı yüksek risk altında.
22 yaşındaki Ana* ve 4 yaşındaki kızı Victoria*; Ana’nın partneri, Victoria’nın babasının siyasi fikirleri nedeniyle öldürülmesinin ardından defalarca tehdit edildikleri için Honduras’tan ayrıldı. Dokuz ay önce ABD’ye sığınma başvurusunda bulundular ve o tarihten beri kilit altında tutuluyorlar. Victoria’nın astım hastası olduğu ve COVID-19’a karşı yüksek risk altında olduğu Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’ne birçok kez bildirildi; buna rağmen Daire, Ana ve Victoria’yı serbest bırakmadı. Ana, yumurtalık kistleri nedeniyle aylardır her gün ızdırap çekiyor ve uygun tıbbi tedaviye erişemiyor. Victoria ise kaygı nöbetleri yaşıyor, kabuslar görüyor ve daha önce yapmadığı halde yatağını ıslatıyor.
43 yaşındaki Karla* ve 15 yaşındaki Katherine* dini inançları, siyasi fikirleri ve çetelerin isteklerine boyun eğmeyi reddetmeleri nedeniyle hedef alınmalarının ardından Honduras’tan ayrıldı. 10 aydan uzun bir süredir gözaltında tutuluyorlar. Doktorlar, Dilley’e vardıklarında, önce Karla’nın tüberküloz olduğunu düşünerek onu ve Katherine’i tıbbi karantinaya aldılar. Bu tanı hiçbir zaman doğrulanmadı. Karla gözaltına alındığı günden bu yana neredeyse hiç durmadan öksürüyor. Katherine’de çarpıntı var ve birçok kez kalbi durdu. Kalbinin durduğu bir seferinde Katherine nefes almakta güçlük çekiyordu; bir sağlık görevlisi ise Karla’ya, “morarana” kadar kızını revire getirmemesini söyledi.
Mayıs 2020’de, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi, çocukları bir yaşından küçük olan ebeveynlere, aralarında seçim yapmalarının imkansız olduğu “iki seçenek” sundu: Ya çocuklarından ayrılacaklar, çocukları sponsorlara teslim edilecek ve kendileri belirsiz süreyle gözaltında tutulmaya devam edilecek ve belki de sınır dışı edilecekti ya da çocuklarıyla birlikte sürekli gözaltında tutulacaklardı. Uluslararası Af Örgütü ABD Şubesi bu konuda ebeveynlerin tanıklıklarını içeren “Ailelerin Zorla Ayrılması 2.0: ‘Beni tek çocuğumdan ayıramayacaksınız’” başlıklı bir rapor yayınladı.
Uluslararası hukuk gereğince, ABD hükümeti, göçmenlerin ve sığınmacıların haklarına saygı gösterilmesini, bu hakların korunmasını ve gereğinin yerine getirilmesini sağlamakla yükümlüdür. ABD hükümeti ayrıca çocukların yalnızca istisnai durumlarda gözaltına alınmasını ve olabildiğince kısa süre gözaltında tutulmasını sağlamakla yükümlüdür. ABD’nin taraf olduğu sözleşmeler de dahil olmak üzere uluslararası standartlar, göçmenlerin ve sığınmacıların gözaltında tutulmasına karşı güçlü bir hukuk karinesi içerir. Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi, keyfi gözaltına alınmama hakkını açıkça güvence altına alır. Sığınmacıların gözaltına alınması, tutukluluk gerektirmeyen alternatiflerin bir kişiyle ilgili olarak yetersiz olduğu kanıtlandığında veya varsayıldığında, yalnızca son çare olarak başvurulması gereken bir tedbirdir.
Aileler acilen hep birlikte serbest bırakılmalıdır. Yakınları, bu kişileri karşılamayı beklemektedir. Çocukları ebeveynleriyle birlikte serbest bırakmamanın hiçbir açıklaması yoktur. Aileleri zorla ayırarak yalnızca çocukların serbest bırakılması kabul edilemez. Geçmişte ailelerin zorla ayrıldığı durumlarda, yetkililerin baskıcı amaçlarla ailelerde sebep olduğu şiddetli ruhsal ızdırap, bu uygulamaların hem ABD iç hukuku hem de uluslararası hukuk çerçevesindeki işkence tanımına uyabileceğini göstermektedir.
*Kişileri korumak için takma isimler kullanılmıştır
Acil Eylem
- İnsan Hakları Savunucusu Nimet Tanrıkulu Tutuklandı
- Eritreliler Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- Gezi Davası düşünce mahkumları serbest bırakılmalı!
- Galatasaray Meydanı tamamen açılsın
- İsrail ve Filistin’de Tüm Taraflar Ateşkes İlan Etmeli
- İran’da milyonlarca kız çocuğu zehirlenme tehlikesi altında
- İran’daki protestocular infaz riski altında
- Tehlike altındaki iki Gazzeli kadın korunmalı