7. Duruşma

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 7. duruşması 18 Şubat 2020’de Silivri Cezaevi yerleşkesinde bulunan duruşma salonunda gerçekleşti.

 

İzleyiciler

 

Duruşmayı aralarında İsveç, Hollanda, İtalya’nın bulunduğu diplomatik misyon temsilcileri, çok sayıda yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile siyasi partilere mensup temsilciler ve milletvekilleri izledi.

 

Yargılama

Mahkeme heyeti başkanı, 28 Ocak'taki son duruşmadan bu yana dosyada yaşanan gelişmeleri okudu.

Osman Kavala güvenlik güçleri eşliğinde salona getirilirken izleyiciler alkışlarıyla desteklerini sundu.

Savcı, “yargılamanın uzatılmasına yönelik taleplerin” reddedilmesi istedi. Celse arasında dosyaya eklenen mütalaasını okudu. Mütalaada Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu ve Mücella Yapıcı için ağırlaştırılmış müebbet; diğer 6 sanık için de iddianamedeki diğer suçlardan cezalandırma talep etti.

Yiğit Aksakoğlu'nun avukatı Turgut Kazan söz alarak, savcının savunmanın taleplerini görmeden, bu talepleri “uzatma amacıyla verilmiş” olarak nitelediğini ifade etti.

Mahkeme heyeti başkanı Osman Kavala’yı son sözlerini söylemesi için kürsüye çağırdı. Avukatları, bunun usule aykırı olduğu gerekçesiyle müdahale ettiler.

Avukatların Beyanları
Osman Kavala'nın avukatı Köksal Bayraktar söz aldı:

Savunmadan önce acil bir durum vardır. Esas hakkındaki mütalaada istatistiki olarak iddia makamı müvekkilimle ilgili dokuz sayfa içerisinde ikisi tam sayfa olmak üzere tam 11 kopyala-yapıştır yapmıştır.

Siz ve iddia makamı genellikle duruşmalardan sonra bizim tahliye taleplerimize karşı verdiğiniz kararlarda hemen hemen hep aynı cümleleri söylüyorsunuz. Aynı şeyi son duruşma zaptında da görüyoruz.

928 günden bu yana tutuklu olan müvekkilimin tutukluluğu AİHM kararına aykırıdır. AİHS'e (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) aykırıdır. Bir tarafta insan haklarının ihlal edildiği gerçeği, bir tarafta sizin beklettiğiniz gerçeği var.”

Bayraktar, 10 yıl AİHM yargıçlığı yapmış bir milletvekili tarafından hazırlanan, dosyada bulunan mütalaaya değindi. Mütalaada bulunan “kararın kesinleşmesini beklemek, tutukluluğun sonuçlarının büyümesine neden olacaktır. Kavala davasında da karar iyi niyetle uygulanmalı ve Kavala serbest bırakılmalıdır” ifadelerini vurguladı, ekledi:

“AİHM üç ay beklenmesi gerektiğini bilmiyor mu? Boşuna mı “derhal serbest bırakın” diyor. Sizler hukuka, insan haklarına, insan sevgisine sahipseniz hukuka aykırı durumun devam etmesine herhalde seyirci kalamazsınız. Böyle bir karar, bu açık ihlal görmezlikten gelinemez. Türk toplumu kararı görmezden gelmiyor. Sadece burada değil, tüm Türkiye’de konuşuluyor.”

Bayraktar; dosyadaki deliller, tanıkların beyanları ve ses kayıtlarının kanuna aykırı olduğunu söyledi:

“Bu delilleri parantez içinde yazıp tutukluluğun devamı olarak gösteriyorsunuz. Buna dayanmanız son derece hatalıdır. Delillerin ne olduğunu ortaya koymadan tutukluluğun devamın adil yargılama hakkına aykırıdır. Osman Kavala'nın tutukluluğunun bir an önce son bulması için, mütalaadaki bu durumu sürmesi talebini reddettiğimizi söylemek isteriz.”

Avukatlar Kaan Karcılıoğlu, Evren İşler, Aynur Tuncel Yazgan ve Hürrem Sönmez söz alarak kendi tanıkların dinlenmesini talep ettiler. Mahkemenin istenilen delillerle ilgili bir karar vermediğini ifade ettiler.

Avukat Bahri Belen; iddianame ve delillere göre sanıkların sorgularının tamamlandığını ancak sanıkların savunmasına yönelik lehteki delillerin toplanmadığını, dinlenmiş olan tanıklardan sonra savunma makamının tanıklarının dinlenmediğini; bunlar dinlendikten sonra taraflara ne diyeceklerinin sorulmasının gerektiğini, söyledi.

"Tahkikat aşaması davamızda tamamlanmamıştır. Usule aykırı dinlenen bir tanık var. Size göre usule uygun olabilir. Ancak bizim tanıklarımız dinlenmedi. Yazılı belgeler tartışılmadı. İki tane polis ve Murat Pabuç tanık dinlendi. Gaz maskesinden bahsetti ifadesinde Pabuç. Bu maske salona getirilmedi. Bu maskeyi kim satın aldı, kim kullandı, Gezi'ye katılanlarına maskesine benziyor mu? Bunlar sorulmadı, çünkü mahkeme önüne getirilmedi.”

Avukat Turgut Kazan bazı avukatların duruşma salonu dışında kaldığını, içeriye giremediğini söyledi. Mahkeme başkanı, "Meraklı seyircilerin yerine onları alabiliriz" diye cevap verdi. İzleyiciler tepki gösterdi. Mahkeme başkanı “'meraklı' yerine 'duyarlı' şeklinde düzeltelim.” dedi.

Ses kayıtlarının mahkemeye getirilmesi gerektiğini söyledi. Ses kayıtları olmadan hüküm kurulamayacağını ileri sürdü.

Yiğit Aksakoğlu'nun avukatı Serdar Laçin, gözaltı sırasında müvekkilinin telefonuna el konulduğunu ancak bununla ilgili herhangi inceleme yapılmadığını belirtti. Esas hakkında savunma yapabilmeleri için bu incelemenin gerekli olduğunu vurguladı. Aksakoğlu’nun mütalaada “siddetsizeylem.org” web sitesinin sahibi olarak gösterildiğini, bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini söyledi.

Osman Kavala'nın avukatı İlkan Koyuncu da deliller tartışılmadan savunma yapmayacaklarını, Murat Papuç'un, usulüne uygun biçimde, avukatların da hazır bulunduğu bir duruşmada dinlenmesi gerektiğini ifade etti. Pabuç’un sunduğu gaz maskesi üzerinde inceleme yapılması gerektiğini söyledi.

"Heyetiniz Adalet Bakanlığı'nın AİHM kararının kesinleşmediğini söylediğini aktarıyor. Adalet Bakanlığı böyle demiyor. Bakanlığa yazı yazarak kararın kesinleşip kesinleşmediğinin sorulmasını istiyoruz.”

Yiğit Ali Ekmekçi'nin avukatı Emel Ataktürk Sevimli müvekkili ile ilgili suçlamalar hakkında konuştu:

"Müvekkilimle ilgili iki suçlama var. Bunlardan ilki yurtdışında ithal edilen biber gazına ambargo koyulmasını sağlamak ve kamuoyu gündemine getirmek. Bunlar suç değil. Bu yargılamanın bu delillerle sürdürülmemesi gerekirdi. Yeniden kıymetlendirme müessesini inceleyerek, buna uygun bir karar alınması, yargıçlarla ilgili soruşturma - kovuşturma evrakını getirtilerek değerlendirme yapılması gerekirdi. Bu aşamaya kadar hiçbiri getirtilmedi, tartışılmadı. Hukuka aykırı delillerin nasıl bir soruna yol açtığı karara bağlanmadı.”

"Biber gazının insan sağlığı üzerindeki etkinin saptanabilmesi için Türk Tabipleri Birliği ve TİHV'den görüş alınmasını istiyoruz. Savunmaya kapalı gerçekleştirilen iki celseye ilişkin sesli ve görüntü kayıtlarının tarafımıza verilmesini istiyoruz."

Mahkeme heyeti verdiği 15 dakikalık aradan sonra sanıkların ve avukatlarının tüm taleplerini reddetti.

Söz alan yargılanan hak savunucuları da savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı süre talebinde bulundu. Talepler reddedildi.

İzleyiciler bu kararı duruşmayı izleyenler alkışlarla protesto etti. Mahkeme heyeti salonu terk etti. İzleyicilerin salondan çıkarılması talimatı verdi. Ayrıca, avukat Özgür Karaduman’ın da çıkarılması talimatı verdi. Avukatlar, kararın yazılı olması gerektiğini ileri sürerek talimata itiraz ettiler. İzleyiciler de salonu terk etmedi.

Duruşma salonuna giren kalkan ve kasklarla teçhiz edilmiş güvenlik güçleri avukatların etrafını sardı. Dışarı çıkan izleyiciler geri geldi. Avukatlar yeniden yerlerini aldı.

Hak Savunucularının Yargılamadaki Son Sözleri
Çiğdem Mater, mahkeme heyetine “Siz bu iddianameyi ve mütalaayı okudunuz mu?” sorusunu yöneltti. Heyet başkanı “Heyete soru sormayın.” diye yanıt verdi. Bunun üzerine Mater, “Okusaydınız siz de itiraz ederdiniz. Umarım gerçekten hukuktan bahsedebileceğimiz bir karar duyarız. Beraatimi talep ediyorum.” dedi.

Yiğit Ali Ekmekçi “Adaletli bir karar olmasını istiyorum.” dedi.

Mine Özerden: “Son sözüm, beraatimi talep ediyorum. Her şey çok saçma çünkü.” dedi.

Karar
30. Ağır Ceza Mahkemesi; Osman Kavala’nın tahliyesine, Türkiye’de bulunan hak savunucuları Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin beraatına karar verdi.

Yurtdışında bulunan Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, İnanç Ekmekçi ve Gökçe Yılmazsu hakkındaki yakalama kararlarının kaldırılmasına ve bu kişilerin yargılanmasının ayrı bir dosya üzerinden devam etmesine hükmetti.