1. Duruşma

Davanın ilk duruşması 24-25 Haziran 2019 tarihlerinde Silivri’de görüldü. Duruşmayı kalabalık bir izleyici grubu ile birlikte milletvekilleri, çok sayıda basın ve gözlemci takip etti.

Duruşmada haklarında yakalama kararı bulunan 6 sanık ve duruşmaya katılamayan 1 sanık dışında, 9 sanık hazır bulundu.

Duruşmada hazır bulunan sanıklar, iki gün süresinde ilk savunmalarını sundular.

Sanıklar, haklarında iddianamede yer alan delil ve suçlamaları tek tek yanıtladı.

Davada tutuklu bulunan iki sanıktan Osman Kavala; hakkındaki suçlamaları haysiyet kırıcı bulduğunu, hayatının hiçbir döneminde özgür seçimler dışında bir yöntemle Hükümet değişikliği düşüncesine yakın olmadığını, 1980’lerin başından itibaren aktif olduğu iş hayatında, önemli olduklarına inandığım projeleri ve yatırımları gerçekleştirirken, ülkenin demokrasi kültürüne ve kültürel birikimine katkıda bulunmaya gayret ettiğini anlattı.

Yine hiçbir zaman gizli bir planı, faaliyeti, bir örgütle, cemaat yapısıyla gizli bir ilişkisinin olmadığını belirtti. İddia edilen kalkışma planını hangi örgüt aracılığı ile yürüttüğünün iddianamedeki belirsizliği ve yokluğu; farklı kuruluşlarda, farklı faaliyetlere katılmış olan iddianamedeki kişilerin, aynı amaç için ortak bir irade gösterdiklerine, birbirleriyle sistematik bir ilişki içerisinde olduklarına, kendisinden talimat aldıklarına, bu talimatlar doğrultusunda eylemde bulunduklarına dair hiçbir kanıt, bulgu, işaretin mevcut olmadığını aktardı.

Diğer tutuklu sanık Yiğit Aksakoğlu ise savunmasında, sivil toplum ve sosyal kalkınma alanlarında araştırma ve çalışma yapan bir uzman olduğunu, hayatı boyunca diyalogdan yana olduğunu, hiçbir zaman şiddeti veya şiddetle gelecek bir değişimi savunmadığını ve demokratik seçim sürecinin dışında gerçekleşecek bir değişimden yana olmadığını; bu nedenle iddianamedeki hakkında yer alan suçlamaların hem kanıttan yoksun hem de inandığı ve yaptıklarıyla ters düştüğünü ifade etti.

İddianamede özellikle kendisi ile ilgili olarak ön plana çıkan “şiddetsiz eylem”in iddianamede geçtiği gibi olayları kaosa, şiddete dönüştürmekle bir ilgisinin olmadığını, sivil toplumun da yöntem olarak şiddeti hiçbir koşulda teşvik etmediğini, şiddeti dışladığını, eylemleri ve araçlarının şiddet içermediğini anlattı. Bu haliyle de cebir ve şiddet kullanarak hükümeti yıkmanın hiçbir şekilde sivil toplumun alanı olamayacağını ne hükümeti devirmek, ne de cebir ve şiddet kullanmanın eğitimini aldığı, pratikte uyguladığı ve siyaseten yanında olduğu bir tutum olmadığını, şiddeti öven, teşvik eden ya da hükümeti devirmekle ilgili de herhangi bir konuşmasının bulunmadığını aktardı.

Duruşmada hazır bulunan sanıkların savunmalarının tamamlanmasından sonra, Aksakoğlu ve Kavala avukatları tahliye taleplerini ilettiler.

Mahkeme, ara kararında, oyçokluğu ile Yiğit Aksakoğlu’nun tahliyesine Osman Kavala’nın ise tutukluğunun devamına karar verdi.

Bir sonraki duruşma 18-19 Temmuz olarak belirlendi.