Gazzeli sivillerin hayatlarını mahveden yaraları, İsrail’e acilen silah ambargosu uygulanması gerektiğini gösteriyor

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) bir açıklama yayımlayarak, Gazze’deki Büyük Dönüş Yürüyüşü protestolarının başlangıcının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, binlerce sivilin halen İsrail’in sorumsuzca ve hesap verebilirlik kaygısı olmadan uyguladığı taktikler nedeniyle ıstırap çektiğini söyledi. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin açıkladığı verilere göre, İsrail güçleri 30 Mart 2018 ile 22 Mart 2019 arasında düzenlenen protestolarda 41’i çocuk en az 195 Filistinli’yi öldürdü, 28.939 Filistinli’yi ise yaraladı.

UAÖ, İsrail’e, protestoların birinci yıldönümü olan 30 Mart 2019 Pazar günü gerçekleştirilecek protestolarda aşırı güç kullanmama çağrısında bulunuyor. Büyük Dönüş Yürüyüşü protestoları, İsrail’e, Gazze üzerindeki hukuka aykırı ablukayı kaldırma ve 70 yıldan uzun süre önce zorla yerinden edilen Filistinli mültecilerin topraklarına geri dönüş hakkını kabul etme çağrısı yapıyor.

Protestolar sırasında işlenen ihlalleri araştırmak üzere kurulan BM soruşturma komisyonunun Mart ayında yayımladığı rapora göre, 2018 sonu itibariyle Gazze’de 6.000’in üzerinde Filistinli, protesto yapılan yerlerde atış mühimmatı ile yaralandı ve 21’i çocuk en az 122 kişinin kolları ve bacakları aldıkları ağır yaralar nedeniyle kesildi.

UAÖ Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Saleh Higazi konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İsrail güçlerinin geçen yıl Gazze’deki Filistinli protestocularda onları sakat bırakacak şekilde sebep olduğu yaraların şoke edici boyutları ve korkunç niteliği, İsrail’in sivilleri sakat bırakmak için bilinçli bir strateji izlediğine işaret ediyor” dedi. Higazi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail güçleri tarafından vurulan birçok kişi, hayatlarını geri dönülmez şekilde değiştiren ve fiziksel etkileri ile psikolojik etkileri gelecek yıllarda da sürecek olan yaraların ıstırabını çekiyor. Bu korkunç yaralanmalara rağmen protestocuların halen vuruluyor olması, tüm dünyanın acilen İsrail’e silah ambargosu uygulaması gerektiğinin altını çiziyor.”

Soruşturma komisyonunun raporundaki bulgular, İsrail güçlerinin protestolar sırasında Filistinlileri öldürmesinin birçok durumda uluslararası insancıl hukuk ihlali olduğuna işaret eden UAÖ’nün bulgularını tekrarlıyordu. Rapor; çocuklar, sağlık görevlileri, gazeteciler ve engelliler de dahil olmak üzere “başkalarına yönelik olası bir öldürme veya ağır yaralama tehlikesi oluşturmayan Filistinli protestocuların İsrail güçleri tarafından öldürüldüğüne ve sakat bırakıldığına inanmak için makul gerekçeler bulunduğunu tespit etti.”

Rapor, atış mühimmatının neden olduğu 6.106 yaralanmanın yüzde 80’inin belin altındaki organlarda oluştuğuna ve Büyük Dönüş Yürüyüşü protestoları sırasında aldıkları yaralar nedeniyle uzuvlarını kaybeden insanların sayısının, 2014’teki İsrail-Gazze savaşı boyunca uzuvlarını kaybedenlerin sayısından daha fazla olduğuna da dikkat çekti. Gazze’deki doktorlar UAÖ’ye tanık oldukları birçok ağır yaralanmanın tipik savaş yaralanmaları olduğunu söyledi.

UAÖ’nün edindiği yaralanma fotoğraflarını inceleyen askeri uzmanlar ve adli tıp patoloji uzmanlarına göre, Gazze’deki doktorlar tarafından gözlemlenen yaralanmaların birçoğu, İsrail yapımı Tavor tüfekleri ile vücuda girdikten sonra genişleyip çoğalan 7.62mm’lik avcı mühimmatı ateşleyen ABD yapımı M24 Remington keskin nişancı tüfekleri de dahil olmak üzere yüksek hızlı askeri silahların neden olduğu yaralanmalarla uyuşuyor.

“İsrail güçlerinin protestolar sırasında öldürücü güce başvurma ve başkalarının hayatına yönelik olası bir tehlike oluşturmayan protestoculara, sağlık görevlilerine ve gazetecilere en fazla zararı verecek silahlar kullanma politikası tek kelimeyle suçtur” diyen Saleh Higazi, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“İsrail yetkilileri Gazze’deki insanların hayatını hiçe saydıklarını defalarca gösterdi. ABD ve AB devletleri de dahil olmak üzere dünyadaki tüm hükümetlerin İsrail’e acilen kapsamlı bir silah ambargosu uygulaması gerekliliği bundan daha açık bir şekilde ortada olamazdı. Devletler, İsrail’in uluslararası insancıl hukuk ihlallerine katkı sağlama olasılığı bulunan silahların sevkiyatını askıya alarak Cenevre Sözleşmesine uymakla yükümlüdür.”

İsrail’in en önemli silah tedarikçisi olan ABD, İsrail’e gelecek on yılda 38 milyar Amerikan Doları değerinde askeri destek sağlama sözü verdi. Fransa, Almanya, İtalya ve Birleşik Krallık gibi AB üyesi devletlerin de aralarında bulunduğu diğer ülkeler de İsrail için çok büyük miktarlarda askeri ekipmana ruhsat verdi. İsrail’in askeri silahları uluslararası hukuk ihlallerinde kullanma konusundaki korkunç siciline rağmen, AB üyesi devletler, 2017’de, 758 milyon Avro değerindeki askeri ürünler için 746 ruhsatlandırma yaptı. Yalnızca iki ürüne ruhsat verilmedi ve bunlardan yalnızca biri insan hakları ve uluslararası insancıl hukuka ilişkin kaygılar nedeniyle reddedildi.

UAÖ soruşturma komisyonunun raporunda yer alan tavsiyelerin uygulanması çağrısında da bulunuyor. Özellikle, İsrail hükümeti “derhal yürürlüğe girmek üzere Gazze üzerindeki ablukayı kaldırmalı” ve “sonuçta sorumluluk taşıdığı tespit edilen kişilerden hesap sorma amacıyla, savaş suçları ve insanlığa karşı suçların işlenip işlenmediğini belirlemek için protestolarla bağlantılı tüm öldürme ve yaralamaları uluslararası standartlara uygun” ve tarafsız şekilde soruşturmalıdır. BM ise uluslararası hukukun suç olarak tanımladığı fiilleri işlediği öne sürülen kişiler hakkında bilgi toplamalı ve bu bilgileri “Uluslararası Ceza Mahkemesi de dahil olmak üzere ulusal ve uluslararası adalet mekanizmalarına teslim etmelidir.”