Gazze’de gözaltına alınan Filistinlilere yönelik insanlık dışı muamele ve zorla kaybetmeler acilen soruşturulmalı
Uluslararası Af Örgütü’nün alıkonulan Gazzelilerin akıbetine ilişkin kaygıları, Kanıt İnceleme Laboratuvarı tarafından doğrulanan rahatsız edici görüntüler ve videolarla artmaktadır. Son haftalarda ortaya çıkan bu görüntülerde Filistinli erkeklerin giysilerinin çıkartıldığı ve İsrail askerleri başlarında dururken, iç çamaşırlarıyla elleri bağlı halde diz çökmeye zorlandıkları görülüyor.
Uluslararası Af Örgütü, işgal altındaki Gazze Şeridi’nde toplu halde zorla kaybetme olayları bildirilirken İsrail güçleri tarafından bölgede gözaltına alınan Filistinlilerin akıbeti ve nerede tutulduğundan derin kaygı duymaktadır.
16 Aralık’ta, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (BMİHYK), Gazze’nin kuzeyinden kendilerine çocuklar dahil “muhtemelen binlerce Filistinliye yönelik toplu gözaltı, kötü muamele ve zorla kaybetme olayları hakkında çok sayıda kaygı verici bildirim” ulaştığını duyurdu.
Uluslararası Af Örgütü’nün Kanıt İnceleme Laboratuvarı tarafından doğrulanan fotoğraflar ve videolar, Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahya şehrinde İsrail güçlerinin alıkonulan kişilere insanlık dışı ve alçaltıcı muamele uyguladığını gösteriyor. Bu kişilerin çoğunun akıbeti ve nerede tutulduğu bilinmiyor.
Gazze Şeridi’nde aralarında işçilerin ve İsrail’e giriş izni olan diğer kişilerin de bulunduğu Filistinliler de zorla kaybedilmiş durumda. İsrail yetkilileri Ekim ve Kasım aylarında hayatını kaybeden Gazzeli iki işçi dahil en az altı Filistinlinin gözaltında ölümünü doğruladı.
Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Direktörü Heba Morayef konu hakkındaki açıklamasında, “Şu an alıkonulan Filistinlilerin İsrail güçleri tarafından toplu halde zorla kaybedildiği yönündeki bildirimleri araştırıyoruz. İsrail ordusu, iki aydan uzun süre zorla kaybedilen Gazzeli iki gazeteci, Nidal El Vahidi ve Heysem Abdulvahid dahil olmak üzere 7 Ekim’den bu yana alıkoyduğu tüm kişilerin akıbetini ve nerede tutulduğunu acilen açıklamalıdır. İsrail güçleri alıkonulanların gözaltı gerekçesini belirtmeli ve özellikle Gazzelileri birbirleri ve dünyanın geri kalanından koparan haberleşme kesintileri göz önüne alındığında gözaltındaki kişilerin ailelerine bilgi vermek için her türlü çabayı göstermelidir” dedi. Morayef sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gözaltındaki tüm kişilere insanca muamele edilmeli, adil yargılanma ve yargı süreci hakları güvence altına alınmalıdır. Keyfi olarak alıkonulan herkes serbest bırakılmalıdır. İsrail, güçlerinin ihlallerine yönelik cezasızlık konusunda korkunç bir sicile sahip. Bu durum, gözaltındaki ölümlerle Gazzeli Filistinlilere yönelik zorla kaybetme, işkence ve diğer türde kötü muamele bildirimleri hakkında acilen bağımsız ve etkili bir soruşturma yürütülmesi gerektiğinin altını çizmektedir.”
Gözaltındaki tüm kişilere insanca muamele edilmeli, adil yargılanma ve yargı süreci hakları güvence altına alınmalıdır. Keyfi olarak alıkonulan herkes serbest bırakılmalıdır. İsrail, güçlerinin ihlallerine yönelik cezasızlık konusunda korkunç bir sicile sahip. Bu durum, gözaltındaki ölümlerle Gazzeli Filistinlilere yönelik zorla kaybetme, işkence ve diğer türde kötü muamele bildirimleri hakkında acilen bağımsız ve etkili bir soruşturma yürütülmesi gerektiğinin altını çizmektedir.
Heba MorayefUluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Direktörü
İşgal altındaki Gazze Şeridi’nden iki gazeteci, Nidal El Vahidi ve Heysem Abdulvahid 7 Ekim’de, Gazze Şeridi çevresinden İsrail’e gerçekleştirilen Hamas öncülüğündeki saldırıları haber yaptıkları sırada İsrail güçleri tarafından gözaltına alındı. En son, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki Erez sınır kapısında görüldüler. İsrail yetkilileri, ismen İsrail ordusu, polisi ve Cezaevi Müdürlüğü o tarihten beri zorla kaybetme kapsamına girecek şekilde gazetecilerin nerede tutulduğunu ve yasal tutukluluk gerekçelerini açıklamayı reddediyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün alıkonulan Gazzelilerin akıbetine ilişkin kaygıları, Kanıt İnceleme Laboratuvarı tarafından doğrulanan rahatsız edici görüntüler ve videolarla artmaktadır. Son haftalarda ortaya çıkan bu görüntülerde Filistinli erkeklerin giysilerinin çıkartıldığı ve İsrail askerleri başlarında dururken, iç çamaşırlarıyla elleri bağlı halde diz çökmeye zorlandıkları görülüyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün Kanıt İnceleme Laboratuvarı 7 Aralık’ta sosyal medyada paylaşılan ve Beyth Lahya sokaklarında onlarca erkeğin İsrail güçleri tarafından gözaltına alındığını gösteren üç fotoğraf ve bir videonun coğrafi konumunu tespit etti. Fotoğraflar, gözaltına alınan kişilerin iç çamaşırları dışında çıplak bırakıldığını, bazılarının önüne muhtemelen kimlik belgesi olan belgelerinin konulduğunu gösteriyor. Fotoğraflardan birinde gözaltına alınanların bir aracın arkasında elleri bağlı ve çıplak halde başka bir yere götürüldüğü görülüyor.
“Uluslararası hukuk ihlal edilerek bu kişilerin onurları çiğnendi ve insanlık dışına itildiler. Hiçbir şey, gözaltına alınanlarla alay edilmesini ve kasten aşağılanmalarını haklı gösteremez. Tutukluların işkence görmeme ve insanlık dışı ya da alçaltıcı muameleye maruz kalmama hakkı mutlaktır ve çatışmalara katılıp katılmadığı fark etmeksizin herkes için geçerlidir. Silahlı çatışma ve işgal bağlamında gerçekleştirilen işkence, insanlık dışı muamele, zorla kaybetme ve kişi onuruna yönelik saldırılar savaş suçudur; sivillere karşı sistematik veya yaygın saldırılar kapsamında gerçekleştirildiklerinde ise insanlığa karşı işlenen suçlardır” diyen Morayef sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Gazze’de kaydedilen rahatsız edici görüntüler, uluslararası çapta kınanmalı ve başka işkence, zorla kaybetme ve diğer uluslararası hukuk suçlarının önüne geçilmesi için acil soruşturma ve tedbirlere konu olmalıdır. Dünya, bu fiillerin normalleştirilmemesini, bilakis insanlığa yönelik saldırı olarak kabul edilmesini sağlamalıdır.”
Uluslararası Af Örgütü, Hamas ve Gazze’deki diğer silahlı gruplara yaptığı, tüm sivil rehineleri derhal ve koşulsuz serbest bırakma, esirlere insanca muamele etme ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin rehine ve esirlere erişimine izin verme çağrısını yineliyor. Sivillerin rehin alınması ve kaçırılması savaş suçudur. Hamas’ın silahlı kanadının 18 Aralık’ta paylaştığı, ileri yaştaki üç sivil rehineyi gösteren videoda olduğu gibi, rehinelerin tanıklıklarının kaydedilmesi ve kamuya açık olarak paylaşılması insanlık dışı ve alçaltıcı muamele kapsamına girer.
Arka Plan
Zorla kaybedilen Gazzeli Filistinliler arasında, Gazze’de ve İsrail sınırları içinde gözaltına alınan Filistinliler yer alıyor. Çoğu işçi olmak üzere İsrail’e giriş izni olan, bilinmeyen sayıda Gazzeli Filistinli hâlâ zorla kaybedilmiş durumda. Bu kişiler, İsrail güçleri tarafından keyfi olarak gözaltına alınan ve birçoğu daha sonra serbest bırakılan binlerce kişi arasındadır.
18 Aralık’ta Haaretz gazetesi, yeni inşa edilen bir gözaltı merkezine ek olarak en az üç gözaltı merkezinin her birinde 200’e kadar tutukluyu barındırabilen Beerşeba Havaalanı askeri üssünde, alıkonulan Gazzeliler arasında çok sayıda ölüm vakası kaydedildiğini bildirdi. Haaretz haberine göre, aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu Gazzeliler “günün büyük bir kısmında gözleri bağlı ve elleri kelepçeli halde” tutuluyor.
Basın Açıklamaları
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir
- Türkiye: Osman Kavala haksız tutukluluğunun yedinci yıldönümünde, “gerçekten özgürlüğü teneffüs edebileceğime inanıyorum” diyor