Eğitim Üzerine...

Gülden Koçoğlu – Uluslararası Af Örgütü Ankara Grubu Gönüllüsü

17 Ekim yoksullukla mücadele gününün ardından 18 Ekim’de Uluslararası Af Örgütünün düzenlediği ‘Yoksulluk ve Toplumsal Cinsiyet’ temalı atölye çalışmasında yoksulluk konusunda Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi Zafer Yılmaz; ardından toplumsal cinsiyet ve insan hakları bağlamında İnsan Hakları Koordinatörü Cahide Sarı birer sunuş gerçekleştirdiler.

Her iki sunuş da toplumun sınırında duran insanları ve bu halleriyle onların siyasallıklarını yurttaşlık, insan hakları bağlamında irdeler nitelikteydi. Geçtiğimiz Mayıs ayında Af Örgütü tarafından düzenlenen aynı temalı çalışmadan farklı olarak 18 Ekim tarihli çalışmada yoksulluk konusu yoksulluk-yoksunluk ilişkisi ve yurttaşlık bağlamında kuramsal bir çerçevede ele alındı. Katılımcılarının çoğunu soysal bilimler öğrencilerinin oluşturduğu çalışmada kuramsal bir temellendirmeyle gerçekleştirilen sunuşta yoksulluğun iktisadi boyutu bir yana, siyasal açıdan da teorik biçimde irdelemesi kanımca çalışmanın daha öğretici ve düşündürücü olmasını sağladı. Bunun yanı sıra toplumsal cinsiyet temalı sunuşta evrensel insan hakları söylemine eleştirel bir bakış açısıyla, kadının insan hakları kavramı değerlendirildi ve iktidarın eril niteliğine atıfla kadınların toplumdaki konumları toplumsal cinsiyet perspektifinden irdelendi. Çalışmada yoksulluk ve toplumsal cinsiyet konularındaki anlatımlar günlük hayattan örneklerle de zenginleştirildi.

Her iki konu da yurttaşlık ve siyasetle ilişkisel bağlamda ele alındı; çeşitli uluslararası sözleşmeler ve buna yönelik pratikler değerlendirildi. Bununla birlikte tüm değerlendirmelerin (insan hakları/yurttaş hakları bağlamında mevcut hak söylemine) eleştirel bir bakış açısıyla gerçekleştirilmesinin çalışmayı oldukça zengin kıldığı söylenebilir. Pratikte yoksulluğun iktisadi boyutuna atfedilen önemin yanı sıra, onun yoksunlukla olan ilişkisinin de dikkate değer olduğunun vurgulanması; yoksulların siyasalla olan bağlarının sanılanın aksine ne kadar yoğun olduğunun serimlenmesi gibi konuya yönelik farklı perspektifler getirildi. Ayrıca evrensel insan haklarının ortaya konduğu beyannamelere rağmen kadınların haklar konusunda gerçekte ne kadar içerildikleri ya da ne kadar dışarıda bırakıldıklarının tartışılması; toplumsal cinsiyet kavramı ışığında şiddet, toplumsal eşitlik, cinsiyetçilik ve ayrımcılık olgularına değinilmesi; kadınların insan hakları kavramının ortaya çıkışının ele alınması bakımından oldukça detaylı yaklaşımlar ortaya konuldu.

Sunuşlar esnasında ve sonrasında katılımcılar sorularıyla ve yorumlarıyla çalışmaya katkıda bulundular, bu da çalışmanın interaktif bir biçimde ilerlemesini sağladı. Karşılıklı yorumlar aracılığıyla farklı bakış açılarının ve değerlendirmelerin ortaya konması gayet keyifli bir ortam yarattı. Bunlara ek olarak, önceki eğitime kıyasla katılımcı sayısının fazla olduğu söylenebilirse de,  eğitici ve mevcut söylemleri irdeleyici yönüyle oldukça faydalı olan bu tür çalışmaların daha fazla kişiye ulaşmasının sağlanması ve daha sık gerçekleştirilmesi gerektiği kanısındayım.