Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkence iddiaları araştırılmalı
Mehmet Sıddık Meşe, iddialara göre 1 Aralık günü, Diyarbakır Cezaevi’nde gardiyanlar tarafından ağır şekilde fiziksel şiddete uğradı. Acil tıbbi bakıma erişmesine ve adli tıp görevlileri tarafından muayene edilmesine izin verilmedi. 9 Aralık’ta savcı, cezaevi doktorunun hazırladığı rapora dayanarak, şüpheli failler hakkında takipsizlik kararı verdi. Mehmet Sıddık Meşe acilen yeterli tıbbi bakıma erişmeli, işkence ve diğer türde kötü muamele iddialarına karşı hızlı, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma başlatılmalıdır.
Arka Plan
Mehmet Sıddık Meşe, dolandırıcılık suçlamasıyla tutuklanarak 27 Haziran 2020’de Diyarbakır 3 No’lu T Tipi Cezaevine gönderildi. 1 Aralık günü saat 10.00 sıralarında, koğuş sorumlusu olan başka bir tutuklu, diğer tutuklulardan bazılarıyla yaşadığı problemler hakkında Meşe ile konuştu. Mehmet Sıddık Meşe, diğerleri tarafından duyulmamak için, kendisiyle konuşan tutukluya bu konuları cezaevi yönetimine iletmesi gerektiğini belirten bir not yazdı. Meşe ile konuşan tutuklu, koğuşa gelen gardiyanlara bu notu vererek Meşe’nin yazdığını belirtti. Bunun üzerine, gardiyanlar Meşe’yi koğuştan çıkarıp, güvenlik kamerasının görüş alanının poster ve bayrak ile kısmen engellendiği ‘Akvaryum’ denilen ayrı bir odaya götürdü. Bu odada, en az dört hapishane gardiyanı, tahta bir copla Meşe’nin ayaklarının altı da dahil olmak üzere, kendisini, 40 dakikaya kadar sürdüğü iddia edilen ağır bir işkenceye maruz bıraktı.
2 Aralık’ta Mehmet Sıddık Meşe, haftalık telefon görüşmeleri sırasında ailesine maruz kaldığı işkenceyi anlattı. Ailesi tarafından bilgilendirilen Meşe’nin avukatı, aynı gün cezaevine gitti. Avukat, Meşe’nin beden muayenesini yaparak aldığı yaraların tespitini yaptı. 3 Aralık’ta Meşe’nin avukatının suç duyurusunun ardından nihayet bir soruşturma başlatıldı. Mehmet Sıddık Meşe’ye göre, cezaevi doktoru 3 Aralık’ta kendisini detaylı bir şekilde muayene etti ve kapsamlı notlar aldı. Ancak cezaevi doktorunun hazırladığı tıbbi raporda herhangi bir darp-cebir bulgusuna rastlanmadığı belirtildi.
Son yıllarda, Türkiye’de cezaevleri de dahil olmak üzere gözaltı merkezlerindeki işkence iddialarında ciddi bir artış yaşanmaktadır. Türkiye hukuku, savcılıklara tüm işkence ve diğer türde kötü muamele iddialarını resen soruşturma yetkisi verir. Bununla beraber, işkence ve diğer türde kötü muameleye ilişkin şikayetler Kamu Denetçiliği Kurumu ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na da iletilebilir. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Birleşmiş Milletler İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Alçaltıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme ve Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokol’ünde belirtilen hükümler çerçevesinde ulusal önleme mekanizması olarak çalışmakla görevlidir. Buna karşın, Türkiye’nin ilgili yasal ve kurumsal çerçevesi, işkencenin mutlak olarak yasaklanmasını sağlayamamakta ve cezasızlığı önlemede etkisiz kalmaktadır.
İşkence ve diğer türde kötü muamele hem iç hukuk hem de uluslararası insan hakları hukukuna göre kesinlikle yasaktır.
Acil Eylem
- İnsan Hakları Savunucusu Nimet Tanrıkulu Tutuklandı
- Eritreliler Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- Gezi Davası düşünce mahkumları serbest bırakılmalı!
- Galatasaray Meydanı tamamen açılsın
- İsrail ve Filistin’de Tüm Taraflar Ateşkes İlan Etmeli
- İran’da milyonlarca kız çocuğu zehirlenme tehlikesi altında
- İran’daki protestocular infaz riski altında
- Tehlike altındaki iki Gazzeli kadın korunmalı