Boğaziçi Üniversitesi protestoları nedeniyle gözaltına alınan öğrencilere yönelik kötü muamele iddiaları soruşturulmalı
Polis, 4 Ocak’ta Boğaziçi Üniversitesi ve çevresinde gerçekleştirilen, büyük ölçüde barışçıl protestoları dağıtmak için biber gazı ve tazyikli su kullandı. En az 45 öğrenci, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protestolara katıldıkları iddiasıyla 5-7 Ocak arasında yapılan şafak baskınlarıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınan birçok öğrenci ters kelepçe ve darp dahil işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz kaldığını bildirirken, bazı LGBTİ+ öğrencilerin tecavüz tehdidi ve hakaretlere maruz bırakıldığı öne sürüldü. Savcılık yetkilileri bu iddiaları soruşturmalı ve sorumluluğu tespit edilen kolluk görevlilerini adalet önüne çıkarmalıdır.
Protestolara katılmaları nedeniyle gözaltına alınan öğrencilere yönelik işkence ve kötü muamele iddialarının soruşturulması için imzacı olun!
Ek Bilgi
1 Ocak’ta Prof. Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atandığının duyurulması üzerine üniversitenin öğrencileri ve akademisyenleri sosyal medya dahil olmak üzere geniş kapsamlı protestolar başlattı. 4 Ocak’ta, diğer üniversitelerden öğrencilerin de dayanışma için katıldığı, ancak çoğunluğu Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden oluşan bir grup, Güney Kampüs’ün girişinde büyük ölçüde barışçıl bir protesto gerçekleştirdi. Öğrencilerin tanıklıkları ve Uluslararası Af Örgütü’nün incelediği görüntülere göre, protestolar büyük ölçüde barışçıl seyretti. Bir protestocunun polis kalkanını tekmelemesi gibi ufak çapta şiddet içeren münferit olaylar da yaşandı. Fakat yaklaşık 500 protestocudan oluşan kalabalığın büyük bir kısmı barışçıldı. Buna rağmen protestoculara biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edildi ve birçok protestocu kampüs önünde kısa süreliğine gözaltına alındı
Barışçıl toplanma hakkı keyfi şekilde engellenemez. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Barışçıl Toplanma Hakkı Kılavuzu şöyle belirtmektedir: “Bir gösteride küçük bir grup tarafından şiddet kullanılması (kışkırtıcı bir dil kullanılması da dahil), diğer türlü barışçıl olan bir gösteriyi doğrudan barışçıl olmayan bir gösteriye dönüştürmez ve herhangi bir müdahale tüm eylemi dağıtmaktan ziyade şiddet eyleminde bulunan kişilere yönelmelidir […] Dolayısıyla küçük bir grup göstericinin şiddet eylemlerinde bulunması bütün eylemin dağıtılması ile sonuçlanamaz. Bu tür durumlarda, bu küçük gruba müdahale edilebilir. Aynı şekilde, eğer provokatörler barışçıl bir gösteriye sızarlarsa, yetkililer tüm eylemi dağıtmak ya da eylemin kanuna aykırı olduğunu ilan etmekten ziyade bu provokatörleri alandan ayırmak için gerekli adımları atmalıdır.” Kılavuzun devamında, “Bir eyleme katılan ve şiddet içeren bir fiilde bulunmayan kişiler, diğerleri düzen bozucu ya da şiddet içeren fiillerde bulunsa bile yargılanmamalı” ifadelerine yer verilmektedir.
5 Ocak’ta en az 17 öğrenci şafak baskınlarıyla gözaltına alındı. Görevliler, baskın sırasında evde olmayan bir öğrencinin evine girmek için şiddet kullanarak evin kapısının yan duvarını yıktı. Hakkında gözaltı emri çıkarılmamış olan ancak baskının yapıldığı adreste bulunan bir öğrenci de gözaltına alındı. Gözaltına alınan birçok öğrenci, gözaltı emrinin kendilerine evlerine baskın yapılmadan önce değil sonra gösterildiğini ve ters kelepçelendiklerini bildirdi.
7 ve 8 Ocak’ta 35 öğrenci, çoğunluğu adli kontrol şartıyla olmak üzere serbest bırakıldı.
Acil Eylem
- İnsan Hakları Savunucusu Nimet Tanrıkulu Tutuklandı
- Eritreliler Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- Gezi Davası düşünce mahkumları serbest bırakılmalı!
- Galatasaray Meydanı tamamen açılsın
- İsrail ve Filistin’de Tüm Taraflar Ateşkes İlan Etmeli
- İran’da milyonlarca kız çocuğu zehirlenme tehlikesi altında
- İran’daki protestocular infaz riski altında
- Tehlike altındaki iki Gazzeli kadın korunmalı