BM: İşkence araçları ticaretini kısıtlayacak yeni öneriler memnuniyet verici bir dönüm noktasıdır
Birleşmiş Milletler, işkence araçlarının ticareti konusunda hukuki açıdan bağlayıcı bir sözleşmeye zemin hazırlayabilecek bir uzman raporu yayımladı. Uluslararası Af Örgütü, BM’nin raporuyla, utanç verici bu ticarete son vermek doğrultusunda önemli bir adım atıldığını belirtti.
İşkence, kötü muamele ve infazlarda kullanılan ekipmanın ticaretiyle ilgili küresel çapta geçerli insan hakları denetimleri bulunmuyor. 2021’de, BM Genel Kurulu, bu ticareti düzenlemek üzere yeni seçenekler belirlemekle görevli bir resmi uzman grubu kurdu. Grubun önerileri bugünkü raporda yayımlandı.
Uluslararası Af Örgütü, birlikte kampanya yürüttüğü Omega Araştırma Kuruluşu ve Harvard Hukuk Fakültesi Uluslararası İnsan Hakları Kliniği ile özellikle BM Genel Kurulu’nun hukuki açıdan bağlayıcı bir sözleşme üzerinde müzakereleri başlatma teklifini memnuniyetle karşıladı.
“İşkence ve diğer türde kötü muamele uluslararası hukukta on yıllar önce yasaklandı; buna rağmen, bu ihlalleri işlemekte kullanılan araçların ticaretine ilişkin hâlâ küresel bir düzenleme yok. Bugünkü rapor, BM’nin bu temel hatayı telafi etme çalışmalarında bir dönüm noktasıdır.”
Agnès CallamardUluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard konu hakkındaki açıklamasında, “İşkence ve diğer türde kötü muamele uluslararası hukukta on yıllar önce yasaklandı; buna rağmen, bu ihlalleri işlemekte kullanılan araçların ticaretine ilişkin hâlâ küresel bir düzenleme yok. Bugünkü rapor, BM’nin bu temel hatayı telafi etme çalışmalarında bir dönüm noktasıdır” dedi. Callamard, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Rapor, işkence ve diğer türde kötü muameleye yönelik küresel yasağı baltalayan ve şirketlerin akıl almaz acılar ve ıstıraplardan kâr etmesine izin veren bu utandırıcı ticareti kısıtlamak doğrultusunda önemli bir adımdır.”
Doğası gereği insan hakları ihlal eden ekipmanların yasaklanması önerildi
Uluslararası Af Örgütü, Omega Araştırma Kuruluşu ve Harvard Hukuk Fakültesi Uluslararası İnsan Hakları Kliniği çivili coplar, ağır prangalar ve elektrik şoku veren kemerler gibi tek kullanım amacı işkence ve diğer türde kötü muamele olan araçların tamamen yasaklanması için çağrı yapıyor. Kuruluşlar, bugün raporda yer alan ve gelecekte oluşturulacak tüm uluslararası standartların, doğası gereği insan haklarını ihlal eden kolluk ekipmanlarının üretimi ve ticaretine yönelik yasağı içermesi yönündeki tavsiyeyi memnuniyetle karşılıyor. Resmi uzman grubu, benzeri bir yasağın “insan hakları ihlallerini önlemek için etkin bir tedbir” olacağını belirtti.
Bir diğer olumlu gelişme, işkence ve diğer türde kötü muamele amacıyla kullanılacaklarına “inanmak için makul gerekçelerin bulunduğu hallerde” kolluk araçlarının ticaretine denetim getirmek yönündeki tavsiyedir. Bu, meşru bir amacı olabileceği halde devamlı kötüye kullanılan kelepçeler, biber gazı, plastik mermiler ve coplar gibi standart polis ekipmanlarına da denetim getirilmesi anlamına gelebilir. Uluslararası Af Örgütü, Omega Araştırma Kuruluşu ve Harvard Hukuk Fakültesi Uluslararası İnsan Hakları Kliniği bu türde araçlar için insan haklarına dayalı katı denetimler uygulanması çağrısında bulunuyor.
Resmi uzman grubu arasında, ölüm cezası ekipmanının ticaretine ilişkin denetimlerin uygulanabilirliği konusunda farklı görüşler mevcuttu.
“Uluslararası Af Örgütü ve Omega’nın önceki araştırmaları, bu ticaretin uluslararası niteliğini ortaya çıkardı. Hukuki bağlayıcılığı olan uluslararası bir İşkencesiz Ticaret Sözleşmesi; çivili coplar, elektrik şoku veren kemerler ve doğası gereği insan haklarını ihlal eden diğer ekipmanları yaygınlaştıran şirketlerin ürünlerini küresel pazarda satamamalarını sağlamanın tek yoludur.
Dr. Michael CrowleyOmega Araştırma Kuruluşu’nda Araştırma Görevlisi
Omega Araştırma Kuruluşu’nda Araştırma Görevlisi Dr. Michael Crowley, “Uluslararası Af Örgütü ve Omega’nın önceki araştırmaları, bu ticaretin uluslararası niteliğini ortaya çıkardı. Hukuki bağlayıcılığı olan uluslararası bir İşkencesiz Ticaret Sözleşmesi; çivili coplar, elektrik şoku veren kemerler ve doğası gereği insan haklarını ihlal eden diğer ekipmanları yaygınlaştıran şirketlerin ürünlerini küresel pazarda satamamalarını sağlamanın tek yoludur. Böyle bir sözleşme aynı zamanda kolluk ekipmanı satan şirketleri, faaliyet gösterdikleri her yerde, ihlaller işleyen polis ve güvenlik güçlerine ekipman sağlamaktan alıkoyacak genel düzenlemelere de tabi kılacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Harvard Hukuk Fakültesi Uluslararası İnsan Hakları Kliniği’nden Anna Crowe ise “Resmi uzman grubunun raporu, işkence ekipmanı ticaretine yönelik uluslararası düzenlemelerin neden bu kadar önemli ve acil olduğunu gösteriyor. Devletler artık bu ticarete son vermek için küresel standartları oluşturacak bir sözleşme üzerinde çalışmaya başlama fırsatına sahip” dedi.
Uluslararası Af Örgütü ve Omega Araştırma Kuruluşu, işkence araçlarının ticaretine bölgesel düzenlemeler getirilmesi konusunda AB ve Avrupa Konseyi ile yakın işbirliği yaptı ve devam eden BM görüşmelerine tavsiyelerini sundu. Uluslararası Af Örgütü, Omega Araştırma Kuruluşu ve Harvard Hukuk Fakültesi Uluslararası İnsan Hakları Kliniği, devletleri, işkence araçlarının ticaretiyle dünya genelinde mücadele etmek için hukuki açıdan bağlayıcı bir sözleşmeyi müzakere etme kararlılıklarında geri adım atmamaya çağırıyor.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’