Birleşik Krallık: Suudi Arabistan’a silah satışıyla ilgili açıklama son derece kötü niyetli
- Birleşik Krallık hükümeti ısrarla Suudi Arabistan’ın daha önce Yemen’de işlediği ihlallerin ‘münferit olaylar’ olduğunu iddia ediyor.
- Birleşik Krallık, Yemen’deki kanlı çatışmalar sırasında Suudi Arabistan’a yaklaşık 5 milyar sterlinlik silah sattı.
- Uluslararası Af Örgütü Birleşik Krallık Şubesi Direktörü Kate Allen: “Bu girişimin tarihi yeniden yazma ve uluslararası hukuku hiçe sayma girişimi olduğu anlaşılıyor.”
İngiltere Uluslararası Ticaret Bakan Liz Truss, Avam Kamarası adına Suudi Arabistan’a silah satışına ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, Suudi Arabistan’ın daha önce Yemen’de işlediği ihlaller bir kez daha ‘münferit olaylar’ olarak tanımlandı. Bunun üzerine Uluslararası Af Örgütü Birleşik Krallık Şube Direktörü Kate Allen şunları söyledi:
“Bu açıklama, Suudi Arabistan’a silah satışı söz konusu olduğunda olağan ticareti yeniden başlatmayı öngören son derece kötü niyetli bir açıklamadır.”
“Suudi Arabistan beş yıldır Yemen’de sivillerin okullarda, hastanelerde, cenaze törenlerinde ve pazar alanlarında öldürülmesiyle sonuçlanan hava saldırılarına öncülük ediyor. Hükümetin tüm bunları bir dizi ‘münferit olay’ gibi ciddi ciddi tarif edebilmesini anlamak mümkün değil.”
Tarihi yeniden yazma ve yükümlülüklerden kaçma girişimi
“Bu girişimin tarihi yeniden yazma ve uluslararası hukuku hiçe sayma girişimi olduğu anlaşılıyor.”
“Birleşik Krallık, silah satışının denetimine ilişkin uluslararası çerçeve gereğince sahip olduğu yükümlülüklerinden kaçınmaktadır. Silah satışını denetleme kararına yönelik yaklaşımı, kendi güvencelerimizi etkin bir şekilde anlamsız kılmaktadır.”
“Bu konuya müdahil olan diğerleri gibi, Uluslararası Ticaret Bakanı’nın kaygı verici açıklamalarını da dikkatli bir şekilde değerlendireceğiz ve sonraki adımlar üzerine düşüneceğiz. Ancak şimdiden Bileşik Krallık’ın silah satışına ilişkin yetersiz denetim sisteminin köklü bir biçimde gözden geçirilmesi çağrısı yapıyoruz.”
Bugünkü karar, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun Yemen’de işlediği uluslararası hukuk ihlallerinin yaygınlığı ve sistematik niteliği yeterince değerlendirilmediği halde, Birleşik Krallık’ın Suudi Arabistan’a silah ihracatı için yeni ruhsatlar çıkarmaya devam edeceğine işaret ediyor. Birleşik Krallık, Yemen’deki yaygın ve sistematik ihlallerin yalnızca ‘münferit olaylar’ olduğu konusunda ısrar ederek bu ihlalleri görmezden geliyor.
Temyiz Mahkemesi’nin kararında ‘hukuka aykırı’ demişti
Temyiz Mahkemesi, geçen yıl, Yemen’deki olayların uluslararası insancıl hukuk kapsamına girip girmediği yeterince değerlendirilmediği için Birleşik Krallık Hükümeti’nin Suudi Arabistan’a askeri ekipman ihracatı ruhsatlarını sürdürme kararının hukuka aykırı olduğuna hükmetmişti. Mahkeme kararı, Campaign Against Arms Trade (Silah Ticaretine Karşı Kampanya) isimli sivil toplum örgütünün açtığı davada alınmıştı. Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Birleşik Krallık Hak İzleme Örgütü davanın müdahillerindendi.
Uluslararası Af Örgütü, son beş yıl içinde defalarca Birleşik Krallık hükümetini, Suudi Arabistan’a ve Yemen’de faaliyet gösteren askeri koalisyona tüm silah satışlarını durdurma çağrısında bulundu. Çağrıların nedeni, bu silahların Yemen’de uluslararası insancıl hukuk ihlallerinde kullanılabileceğine ilişkin belirgin bir risk olmasıydı. Birleşik Krallık, Yemen’de çatışmaların başladığı Mart 2015’ten bu yana Suudi Arabistan’a yaklaşık 5 milyar sterlinlik silah sattı. Bu silahlar arasında, yirmiden fazla Eurofighter Typhoon savaş uçağı da bulunuyordu.
Satışların gerçek değeri açıklanan tutarın çok daha üzerinde olabilir; çünkü BAE Systems ve Raytheon gibi Birleşik Krallık şirketleri, Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri’ne çok yüksek miktarlarda silah satışını, sayıların açılanmadığı ve bu nedenle beş yıllık süre içinde tam olarak ne kadar silah satıldığını anlamanın imkansız olduğu, sözde “açık” ihracat ruhsatlarıyla gerçekleştirdi.
‘Unutulan savaş’ta Suudi Arabistan çok sayıda savaş suçu işlemiş olabilir
Yemen’de silahlı bir Husi grubunun 2015 başında başkent Sana’nın kontrolünü ele geçirmesinin ardından, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin öncülük ettiği ve çok sayıda ülkenin katıldığı askeri koalisyon, amacını ‘uluslararası toplumun kabul ettiği hükümetin gücünü yeniden tesis etmek’ şeklinde açıkladıkları bir müdahale ile Yemen’e girdi. Bunun üzerine Mart 2015’te silahlı çatışmalar başladı. Çatışmalar, sık sık, ülkedeki siviller açısından yarattığı korkunç sonuçlara rağmen dünyanın ‘unutulan savaşı’ olarak nitelendirildi.
Çatışmalar veya çatışmalardan kaynaklanan insani kriz nedeniyle 200 binin üzerinde Yemenli öldü; 29 milyonluk Yemen nüfusunun 20 milyondan fazlası ise hayatta kalabilmek için insani yardıma ihtiyaç duyuyor.
Birleşmiş Milletler ve Yemen merkezli sivil toplum örgütleri, çatışmanın tüm taraflarının işlediği ve savaş suçlarını da kapsayan çok sayıda ağır ihlali belgeledi. Doğrudan sivilleri hedef alan saldırılar, gelişigüzel ve orantısız saldırılar, keyfi gözaltı, zorla kaybetmeler, işkence ve diğer türde kötü muamele bu ihlaller arasında yer alıyor. Uluslararası Af Örgütü, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiğine işaret eden ve birçoğu savaş suçları kapsamına girebilecek olan en az 41 hava saldırısını belgeledi. Yalnızca bu saldırılarda 512 sivil öldürüldü, 433 sivil ise yaralandı.
Haberler
- Türkiye’deki Yüzlerce Eritreli Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- 22. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü Eylem Gözlem Raporu
- Hoşgeldin Onur Ayı: Fobilere Karşı Uçurtmalar Havaya
- “Deprem Ne Kadar Sürer?”: Uluslararası Af Örgütü’nden Şubat Depremlerinin yıldönümünde sergi ve söyleşi
- İran: Güvenlik güçleri “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarını cezasızlıkla bastırmak için tecavüz ve diğer türde cinsel şiddete başvurdu
- Rusya: “LGBT hareketini” aşırılık yanlısı olarak tanımlayan karar feci sonuçlar yaratacak
- Birleşik Krallık: Polis hafta sonu planlanan Gazze’de ateşkes yürüyüşünün yasaklanması yönündeki siyasi baskılara boyun eğmemeli
- Türkiye: Anayasa Mahkemesi’nin TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı ‘gecikmiş bir karar’