Belarus: Ülkede adalet sistemi işlemiyor, uluslararası adalet mekanizmalarına ihtiyaç var
Belarus'ta geçtiğimiz yaz yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini Aleksandr Lukaşenko’nun yüzde 80,23 oy oranıyla kazandığının açıklanması ardından seçim sonuçlarına güvenmediğini ifade eden barışçıl protestocular sokaklara döküldü. Protestolar nedeniyle ülkede binlerce kişi gözaltına alındı, gözaltına alınanlara işkence ve kötü muamele uygulandı.
Uluslararası Af Örgütü’nün yeni raporu, Belarus yetkililerinin, muhalefete yönelik yaygın ve şiddetli baskıların bir parçası olarak, işkenceden sorumlu olanlar yerine işkenceye maruz bırakılanları cezalandırmak için adalet sistemini silah haline getirdiğini ortaya koyuyor.
"SİZ İNSAN DEĞİLSINİZ" BELARUS'TA DEVLET DESTEKLİ CEZASIZLIK VE PROTESTOCULARA KARŞI BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ POLİS ŞİDDETİ
RAPORU OKUBelarus’taki adalet arayışını ‘umutsuz’ olarak tanımlayan Uluslararası Af Örgütü, uluslararası topluma, işkenceye maruz bırakılanlara adalet sağlanması ve sorumlulardan hesap sorulması için etkin adımlar atma çağrısında bulundu.
Belarus yetkilileri protestoların başladığı Ağustos 2020’den bu yana polis tarafından işlenen ihlallere ilişkin 900’den fazla şikayet aldıklarını kabul ederken, kolluk yetkilileri hakkında tek bir ceza soruşturması bile açılmadı. Aksine, birçoğu işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz bırakılan barışçıl protestocular hakkında yüzlerce ceza soruşturması açıldı.
İşkence sorumlularının cezasız kalması, uluslararası adalet gereğinin altını çiziyor
Uluslararası Af Örgütü Doğu Avrupa ve Orta Asya Direktörü Marie Struthers konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Belarus’ta seçim sonrası protestoların başlamasının ardından insan hakları grupları, yüzlerce barışçıl protestocunun işkenceye maruz bırakıldığını gösteren kanıtlar topladı ve en az dört kişinin öldüğünü belgeledi. Sorumluları adalet önüne çıkarmak üzere etkin soruşturmaların yürütülmesi için defalarca çağrı yaptık, ancak memurların isimlerini saklayarak polisi korumakla kalmayan, aynı zamanda ihlallere maruz bırakılan kişilere ve tanıklara yönelik korkutma ve şiddeti de körükleyen bir sistemde bunun için pek umut yok” dedi.
“Belarus adalet sisteminin hesap verebilirliği sağlama konusunda tamamen başarısız olması, adaletin uluslararası çapta aranması gerektiği anlamına geliyor."
Marie StruthersUAÖ Doğu Avrupa ve Orta Asya Direktörü
Struthers, sözlerini şöyle sürdürdü, “Belarus adalet sisteminin hesap verebilirliği sağlama konusunda tamamen başarısız olması, adaletin uluslararası çapta aranması gerektiği anlamına geliyor. Hükümetler ve uluslararası ve bölgesel örgütler insan haklarına yönelik bu saldırılara son verilmesi için Belarus yetkilileri üzerinde baskı oluşturmak üzere tüm güçlerini kullanmalıdır. Ayrıca, uluslararası toplumu, Belarus’ta adaleti sağlamak için mümkün olan tüm tedbirleri almaya davet ediyoruz.”
Barışçıl protestocular keyfi şekilde gözaltına alındı ve işkenceye maruz bırakıldı
Uluslararası Af Örgütü, “Belarus: Siz İnsan Değilsiniz” başlıklı yeni raporunda, barışçıl protestocuların toplu halde gözaltına alındığını, işkenceye maruz bırakıldığını, çırılçıplak soyulduğunu, acımasızca dövüldüğünü, zorlu pozisyonlarda durmaya zorlandığını ve günlerce yiyecek, su ve tıbbi bakımdan yoksun bırakıldığını gösteren korkunç tanıklıklar içeriyor.
Belarus kolluk kuvvetleri, protestolar sırasında ve sonrasında, ülkenin dört bir yanındaki barışçıl protestocuları keyfi şekilde gözaltında tutmak için onlarca gözaltı merkezini kullandı. Minsk’teki kötü şöhretli “Akrestsina” merkezi de bunlar arasındaydı.
13-14 Ağustos 2020 gecesi, Akrestsina’da gözaltında tutulan kişilerin yakınları, aralıksız süren ve sokaktan net biçimde duyulan dayak sesleri ile merhamet dileyen ve acı içinde çığlık atanların seslerini kaydetti. Minsk’te yaşayan 25 yaşındaki doktor, 10 Ağustos 2020’de keyfi şekilde gözaltına alındı ve Akrestsina’ya gönderildi. Güvenlik nedeniyle ismi gizlenen doktor, Uluslararası Af Örgütü’ne şunları söyledi: Her kim çığlık atıyor, memurlara kendisini dövmemeleri için yalvarıyorsa o daha da beter dövülüyordu.
Orşa şehrindeki bir polis merkezinde beş gün alıkonulan Mikalai (gerçek ismi değil), gözaltında tutulan diğer kişilerle birlikte 50 kadar polis memurunun oluşturduğu ‘koridordan’ geçmeye zorlandıklarını ve bu sırada memurların onları coplarla dövdüğünü anlattı. Mikalai başına ve bacaklarına defalarca darbe aldı ve aldığı darbeler nedeniyle bacakları mosmor oldu.
Keyfi şekilde gözaltına alındıktan sonra Akrestsina ve Belarus’taki diğer gözaltı merkezlerinde tutulan protestocuların sayısı halen net olarak bilinmiyor. Ancak BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin bildirdiğine göre bu sayı Aralık 2020 itibariyle 27 bini aştı. Keyfi gözaltılar o tarihten sonra da devam etti.
Cezasızlık, korkutma ve misillemeler
Belarus yetkilileri protestolar sırasında kolluk görevlilerinin işlediği ihlallere ilişkin 900’den fazla şikayet aldıklarını kabul ederken, bu şikayetlere yönelik tek bir ceza soruşturması bile açılmadı. Şikayet sahipleri şiddetli misillemelerle karşı karşıya kalmanın yanı sıra bürokratik zorluklar, geciktirme taktikleri ve onları caydırmak ve korkutmak, şikayetlerini ve kanıtlarını ise geçersiz kılmak ve görmezden gelmek için tasarlanmış bir sistemin yarattığı engellerle de karşılaştı.
Akrestsina’da gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılan bir kadın Uluslararası Af Örgütü’ne, şikayetinin kayıt altına alınmasını ve yaralarının resmi bir adli tıp uzmanı tarafından muayene edilmesini başardıktan sonra soruşturma görevlisinin ona “yukarıdan emir gelmedikçe” resmi soruşturma başlatamayacağını söylediğini aktardı.
Belarus Başsavcısı, insan hakları ihlallerinde sorumluluk taşıdığından şüphe edilen kişilerin yargılanmasını sağlamak yerine, 28 Ekim 2020’de protestocular hakkında 657 ceza davası açıldığını, 200’ün üzerinde kişinin ise kitlesel ayaklanma ve polis memurlarına karşı şiddet suçlarından soruşturulduğunu açıkladı. Sivil toplum örgütleri, barışçıl protestocular hakkında siyasi güdümlü ve uydurma suçlamalarla açılan onlarca davayı belgeledi.
Uluslararası adalet çağrısı
Uluslararası hukuk gereğince Belarus, ülkedeki herkesin insan haklarını korumakla yükümlüdür. İşkencenin mutlak surette yasaklanması ve sorumlulara karşı soruşturma açılması ve yaptırım uygulanması buna dahildir.
“Süregelen insan hakları ihlallerinin benzersiz boyutları ve sorumluların ülke içinde tamamen cezasız kalması, soruşturma ve yargılama için uluslararası mekanizmaların devreye sokulmasını veya kurulmasını gerektiriyor”
Marie StruthersUAÖ Doğu Avrupa ve Orta Asya Direktörü
“Süregelen insan hakları ihlallerinin benzersiz boyutları ve sorumluların ülke içinde tamamen cezasız kalması, soruşturma ve yargılama için uluslararası mekanizmaların devreye sokulmasını veya kurulmasını gerektiriyor” diyen Marie Struthers, sözlerini şöyle sonlandırdı, “Uluslararası toplum bu duruma seyirci kalamaz.”
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir