AB şirketleri, Çin’de insan hakları ihlalleri işleyen taraflara gözetim teknolojileri satıyor

Uluslararası Af Örgütü’nün yeni araştırması, Avrupa Birliği (AB) merkezli teknoloji şirketlerinin, Çin’in kamu güvenliği ajanslarına dijital gözetim teknolojileri satarak, yaygın insan hakları ihlallerini körükleme riskini ortaya koyuyor. Araştırmanın bulguları, Avrupa Parlamentosu ve AB üyesi devletlerin, gözetim teknolojisi ihracatını düzenleyen gevşek kuralların sıkılaştırılması konusunu görüşmek üzere 22 Eylül’de Brüksel’de gerçekleştireceği önemli toplantı öncesinde yayımlandı.

Uluslararası Af Örgütü; Fransa, İsveç ve Hollanda merkezli üç şirketin, Çin’in kitlesel gözetim aygıtının en önemli birimlerine yüz tanıma teknolojisi ve ağ kameraları gibi gözetim sistemleri sattığını tespit etti. Bazı vakalarda, bu ürünler, Uygurlara ve Çin’in dört bir yanındaki çoğunluğu Müslüman etnik gruplara karşı kullanılma riskine rağmen doğrudan Çin’in gelişigüzel kitlesel gözetim programlarında kullanılmak üzere ihraç edildi.

Fransa ve İsveç’in de aralarında bulunduğu AB hükümetlerinin birçoğu, Avrupa şirketlerinin egemen olduğu biyometrik gözetim teknolojileri alanında insan haklarını korumaya yönelik güçlü tedbirlerin oluşturulması dahil olmak üzere, ihracat kurallarının güçlendirilmesi çağrılarına karşı koyuyor. 1 Temmuz’dan beri AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı yürüten Almanya ile Hollanda ise geçmişte insan haklarını korumak için daha güçlü tedbirlerin oluşturulması gerektiğini ifade etmişti; ancak şimdiye kadar bu konuyu AB düzeyinde başarılı bir şekilde ele alamadılar.

UAÖ: “Avrupa’nın biyometrik gözetim endüstrisi kontrolden çıktı”

Uluslararası Af Örgütü Teknoloji ve İnsan Hakları Birimi Kıdemli Politikalar Sorumlusu Merel Koning konu hakkında yayımladığı açıklamada, “Avrupa’nın biyometrik gözetim endüstrisi kontrolden çıktı. Çin’in güvenlik ajanslarına ve onları destekleyen araştırma kurumlarına yapılan satışlara ilişkin bulgularımız, milyarlarca dolarlık Avrupa endüstrisi söz konusu olduğunda buzdağının yalnızca görünen ucu. Bu endüstri, ürünlerini, hak ihlallerine son verilmesine yönelik hiçbir tedbir almadan insan hakları ihlalleri işleyen taraflara satıyor” dedi.

“Avrupa’nın biyometrik gözetim endüstrisi kontrolden çıktı. Çin’in güvenlik ajanslarına ve onları destekleyen araştırma kurumlarına yapılan satışlara ilişkin bulgularımız, milyarlarca dolarlık Avrupa endüstrisi söz konusu olduğunda buzdağının yalnızca görünen ucu. Bu endüstri, ürünlerini, hak ihlallerine son verilmesine yönelik hiçbir tedbir almadan insan hakları ihlalleri işleyen taraflara satıyor”

Merel Koning
UAÖ Teknoloji ve İnsan Hakları Birimi Kıdemli Politikalar Sorumlusu

“Çin’in dört bir yanında “Skynet” ve “Sharp Eyes” gibi kitlesel gözetim projeleri, insanları devamlı gözlem altında tutmak için kullanıma sokuluyor. Çin’in kamu güvenliği ajansları, gözetim uygulamalarının daha önce benzeri görülmemiş çapta yaygınlaşmasında başrol oynuyor. Uygurlara ve diğer etnik gruplara mensup yaklaşık 1 milyon kişinin “yeniden eğitim kampları” adı verilen gözaltı merkezlerinde tutulduğunun tahmin edildiği Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde biyometrik gözetim son derece yaygın.”

Merel Koning, “Şirketlerin insan hakları ihlallerini kolaylaştıran teknolojik araçları satmalarına izin verdikleri sürece AB hükümetlerinin Sincan’daki sistematik baskıları kınaması inandırıcı gelmiyor. AB’nin mevcut ihracat düzenleme sistemi çökmüştür ve hızla onarılması gerekir” dedi.

Uluslararası Af Örgütü açıklamasında ayrıca şu ifadeler yer aldı: Yüz tanıma yazılımları da dahil biyometrik gözetim araçları, hükümetlerin kişileri kamusal alanlarda tespit ve takip etmesine veya fizyolojik ya da davranışsal özelliklerine göre başkalarından ayırmasına izin veren dijital gözetim uygulamalarının en müdahaleci olanları arasındadır. Bu teknolojiler; gizlilik, toplanma, ifade ve din özgürlüğü ile ayrımcılığa uğramama haklarını açıkça tehdit etmektedir.

“Yüz tanıma teknolojisinin kullanımı, geliştirilmesi, üretimi ve satışı yasaklanmalı”

Çin’in kamu güvenliği ajansları ve Sincan’daki diğer birimler, insan haklarını ihlal eden yasaların sürdürülmesine katkı sağlıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün araştırması, bu birimlere üç farklı türde dijital gözetim teknolojisinin satıldığını belirledi.

Fransa merkezli çok uluslu bir şirket olan Idemia bünyesindeki Morpho isimli şirketin 2015’te Şangay Kamu Güvenliği Dairesi’ne doğrudan yüz tanıma ekipmanları satmak üzere bir sözleşme imzalamasına karar verildi. Şirket, yüz tanıma sistemleri ve diğer biyometrik kimlik tespiti ürünlerini de kapsayan güvenlik ve kimlik sistemleri konusunda uzman. Uluslararası Af Örgütü hem kamu ajansları hem de özel sektör şirketlerinin kimlik tespiti amaçları doğrultusunda yüz tanıma teknolojisinin kullanılması, geliştirilmesi, üretimi, satışı ve ihracatının yasaklanması çağrısında bulunuyor.

Çin’deki hak ihlali ile övünen İsveçli şirket: Axis Communications

Uluslararası Af Örgütü’nün araştırması, İsveç merkezli Axis Communications isimli şirketin, web sayfasında Çin’deki devlet gözetiminin yaygınlaştırılmasına katkı sağlamakla övündüğünü tespit etti. Axis, güvenlik gözetimi ve uzaktan gözlem konusunda uzmanlaşmış ağ kameraları geliştiriyor ve pazarlıyor. Teknolojik ürünlerini Çin’in kamu güvenliği aygıtına satan şirket, 2012 işe 2019 yılları arasında Çin’deki devlet gözetimine ilişkin ihale belgelerinde defalarca “tavsiye edilen marka” olarak listelendi.

Şirket, web sayfasında, Çin’in güneyinde yaklaşık 5 milyon nüfuslu Guilin şehrinde, 8 bin ila 30 bin arasındaki güvenlik kamerası ağını, Skynet gözetim programı kapsamında genişlettiğini belirtiyor. 360 derecelik açıya ve 300 ila 400 metre arasında değişen bir menzile sahip olan bu kameralar, hedefleri tüm yönlerden takip etmeyi mümkün kılıyor.

“AB yasama organı, insan haklarını ihlal eden bu ticareti durdurmalı”

Merel Koning, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu şirketler, korkunç insan hakları ihlalleriyle bağlantılı dijital gözetim teknolojilerinin satışından kar etmektedir. Şirketler, Çinli yetkililere yapılan satışların büyük risk taşıdığını biliyor olmalı; buna rağmen, ürünlerini insan haklarını ihlal eden tarafların kullanmasını ve incelemesini önlemek için hiçbir adım atmıyorlar. Bu da insan hakları yükümlülüklerinin gereğini yerine getirmedikleri anlamına geliyor. Bu nedenle, AB’nin yasama organı, insan haklarını ihlal eden bu ticareti durdurmak üzere harekete geçmelidir.”

Yüz tanımadan sonraki aşama ‘duygu tanıma sistemleri’ni Çin’e Hollanda satıyor

Hollanda merkezli Noldus Information Technology şirketi, Çin’de kamu güvenliği ve kolluk güçleriyle bağlantılı kurumlara duygu tanıma sistemleri’ sattı. Şirketin ‘FaceReader’ (YüzOkuyucu) yazılımı; kızgınlık, mutluluk, üzüntü, şaşırma ve tiksinme gibi duyguları anlatan yüz ifadelerinin otomatik incelenmesinde kullanılıyor. Bu yazılımın, Çin’de kamu güvenliği aygıtıyla bağlantılı üniversiteler ve polis teşkilatı ile Kamu Güvenliği Bakanlığı tarafından kullanıldığı tespit edildi. Çin’in hukuk sistemi birçok açıdan uluslararası standartların gerisinde kalıyor ve yetkililer tarafından sıklıkla insan haklarını sınırlandırmak için kullanılıyor.

Uluslararası Af Örgütü ayrıca Noldus şirketinin dijital gözetim teknolojilerini 2012 ile 2018 arasında Sincan’daki en az iki üniversiteye sattığını ortaya çıkardı. Buna 2012’de Shihezi Üniversitesi’ne satılan “The Observer XT” yazılımı da dahildir. Üniversite, Sincan Üretim ve İnşaat Topluluğu’nun (XPCC) yönetiminde. Bu topluluk, “ülkenin birliği ve Sincan’da toplumsal istikrarın sağlanması ve şiddet içeren terör suçlarının bastırılmasında” özel bir rol oynuyor.

Çin hükümetinin, Uygurların kültürel ve dini pratiklerini devamlı olarak terörle ilişkilendirdiği 2012’de biliniyordu. Sonraki yıllarda, Sincan’daki azınlıkların bastırılması konusunda teknolojiden faydalanıldığı daha net açığa çıktı.

Avrupalı şirketler Af Örgütü’nün sorularını yanıtlamadı

AB şirketlerinin soruşturulan ihracatları, insan haklarına yönelik büyük bir risk oluşturmaktadır. Şirketlerin hiçbiri, Uluslararası Af Örgütü’nün, satışlar tamamlanmadan önce insan haklarına özen yükümlülüğünün yerine getirilmesi için hangi adımların atıldığında dair sorularına net yanıtlar vermedi. AB’nin neden derhal harekete geçmesi gerektiğini gösteren nedenlerden biri de budur.

Uluslararası Af Örgütü’nün raporu, AB’nin mevcut ihracat düzenleme çerçevesi olan Çift Kullanım Düzenlemesi’ndeki başlıca eksiklikleri ortaya koyuyor. Uluslararası Af Örgütü, AB Parlamentosu’na, tüm dijital gözetim teknolojisi ürünlerini ihracat düzenleme çerçevesine dahil etme, ihracat kararlarında insan hakları güvencelerini güçlendirme ve tüm şirketlerin insan haklarına etki değerlendirmesi yapmasını sağlama çağrısında bulunuyor.

“Axis Communications, Uluslararası Af Örgütü’ne cevaben, Çin’deki kitlesel gözetim programlarında kullanılacak kameralar için ihracat ruhsatı almaları gerekmediğini belirtti. AB’nin mevcut ihracat düzenleme çerçevesindeki sorun tam olarak budur. AB hükümetleri yükümlülükleriyle yüzleşmeli ve bu denetimsiz endüstriyi kontrol altına almalıdır” diyen Merel Koning, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“AB denetimi sağlanana dek, bu şirketlerin, Çin hükümetinin işlediği insan hakları ihlallerindeki olası sorumlulukları hakkında yanıtlamaları gereken ciddi sorular var.”