Nesrin Sutude'nin sağlığı ciddi risk altında
Barışçıl insan hakları faaliyetleri nedeni ile suçlanan Nesrin için harekete geç! İran yetkililerine insan haklarını savunmanın suç olmadığını söyle, imzacı ol!
Cezaevindeki insan hakları avukatı Nesrin Sutude’nin sağlığı ciddi risk altında. İran yetkililerinin siyasi suçlamalarla cezaevinde tutulan mahpusları tahliye etmemesi de dahil olmak üzere ceza adalet sistemindeki ihlalleri protesto etmek için açlık grevine başlayan Nesrin Sutude, sağlık durumunun ağırlaşması üzerine hastaneye yatırıldı. Bir doktor, Nesrin’in kalbiyle ilgili tıbbi müdahale gerektiğini söyledi, fakat buna rağmen İran yetkilileri Nesrin’i hastaneden cezaevine geri gönderdi.
Nesrin Sutude düşünce mahkumudur ve derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmalıdır.
Nesrin Sutude, açlık grevine başladığı 10 Ağustos 2020’de insan hakları aktivistlerine hitaben yayınladığı notta İran’daki insan hakları savunucularının uğradıkları hak ihlallerini şu ifadelerle açıklamıştı:
“İnsan hakları aktivistleri,
İran’ı ve tüm dünyayı saran koronavirüs krizi sürerken siyasi mahpusların koşulları öylesine zor ve meşakkatli bir hale geldi ki bu baskıcı koşullar altında tutukluluk hallerinin devam etmesi imkansız. Siyasi mahkumlara dair vakalar; casusluk, dünyada yolsuzluğu yaymak, ulusal güvenliğe aykırı hareket etmek, yolsuzluk, fuhuş ve Telegram kanallarında yasadışı gruplar kurmak gibi akla mantığa sığmayan suçlamalara dayanıyor. Davanın açılmasından karar çıkarılana kadarki süreç boyunca birçok sanığın bağımsız bir avukata erişimi veya avukatıyla serbestçe iletişim kurması engelleniyor. Devrim Mahkemesi hakimleri utanmazca ve devamlı olarak siyasi sanıklara yalnızca istihbarat ve güvenlik birimlerinin raporlarına dayanarak karar verdiklerini bildiriyor ve soruşturma görevlileri sanıklara kararı daha gözaltına alınır alınmaz söylüyor. Devrim Mahkemesi hakimlerinin hışmına uğrayan avukatlar cezaevine gönderiliyor. Akıl almaz derecede ciddi suçlamalarla karşı karşıya kalan sanıklar en yüksek hapis cezalarına, hatta bazı durumlarda en yüksek cezaların da üzerinde cezalara mahkum ediliyor. Sonrasında da bu haksız koşullarda cezalandırılan siyasi mahpuslar, yasal bir çıkış yolu umuduyla kuşku içinde beklemeye başlıyor.
Temyize başvurma hakkı, şartlı tahliye, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya infazların ertelenmesi, ayrıca asgari cezanın verilmesi gerektiğine vurgu yapan yeni yasayla ilgili sözler verildi; ancak hukuk dışı yargılamalarda bu yasal hakların tamamı soruşturma görevlilerinin takdirine bırakıldı ve böylece siyasi mahpuslara kalan son kapılar da kapatıldı. Bu mahpusların birçoğu mevcut durumda şartlı tahliyeye uygun, birçoğu da yeni yasanın uygulanmasıyla tahliye edilebilir; ancak mahpuslar halen böyle bir yasa çıkarılmamış ve bu yasal imkanlardan faydalanmaya hakları yokmuş gibi muamele görüyor. Mahpusların uygun yasal yollara başvuru dilekçeleri cevapsız bırakılıyor.
Yanıtsız bırakılan tüm başvurular ve siyasi mahkumların tahliye talepleri adına açlık grevimi sürdüreceğim. Ülkem İran’da adaletin sağlanması umuduyla.”
- Nesrin Sutude, Evin cezaevinin kadınlar koğuşu, 10 Ağustos 2020.
Nesrin Sutude Evin Cezaevi’nden hastaneye sevk edildikten sonra güvenlik güçleri nezaretinde hastanenin yoğun bakım ünitesine alındı. Güvenlik güçlerinden bazıları, mahremiyet gerektiren tıbbi muayeneler sırasında Sutude’nin gizliliğini ihlal edecek şekilde devamlı olarak odasında kaldı ve bununla ilgili herhangi bir yaptırım uygulanmadı.
Nesrin Sutude, 13 Haziran 2018’de Tahran’daki evinde tutuklanarak Evin Cezaevi’ne götürüldü ve o tarihten beri Evin Cezaevi’nde tutuluyor. 30 Aralık 2018’de 28 No’lu Tahran Devrim Mahkemesi’ndeki duruşması, yargılamaların adil olmadığı gerekçesiyle duruşmaya katılmayı reddeden Sutude’nin yokluğunda yapılmıştı ve Sutude’nin avukatına erişimi engellenmişti. Savcılık yetkilileri iddianamede Sutude’ye yedi ayrı suç isnat etti. Bunların dördü, zorunlu başörtüsüne karşı çıkmasıyla bağlantılı olan şu suçlardı: “Yolsuzluğu ve fuhşu teşvik etmek,” “başörtüsü olmadan halkın içinde görünerek açıkça günah işlemek,” “kamu düzenini bozmak” ve “kamuoyunu rahatsız etmek.” Diğer üç suçlama, yani “ulusal güvenliği bozma amacıyla grup kurma,” “sistem karşıtı propaganda yayma” ve “ulusal güvenliğe karşı suç işleme amacıyla toplanma ve işbirliği yapma” suçlamaları da yetkililerin “suç” saydığı barışçıl faaliyetlere dayandırıldı.
Bu faaliyetler, İnsan Hakları Savunucuları Merkezi ve Ölüm Cezasının Adım Adım Kaldırılması Kampanyası gibi insan hakları gruplarına üye olmayı da kapsıyor. Nesrin Sutude, Eylül 2016’daki ayrı bir davada, 28 No’lu Tahran Devrim Mahkemesi tarafından “ulusal güvenliğe karşı suç işlemek amacıyla gizli casuslarla işbirliği yapmak” suçundan beş yıl hapis cezasına mahkum edildi. Mahkeme, duruşma gününde Sutude’nin uygun İslami kıyafetler giymediği gerekçesiyle salona girmesine izin vermemiş ve duruşmayı onun yokluğunda yapmıştı. Daha fazla bilgi almak için tıklayın.
Acil Eylem
- İnsan Hakları Savunucusu Nimet Tanrıkulu Tutuklandı
- Eritreliler Zorla Geri Gönderilme Riski Altında
- Gezi Davası düşünce mahkumları serbest bırakılmalı!
- Galatasaray Meydanı tamamen açılsın
- İsrail ve Filistin’de Tüm Taraflar Ateşkes İlan Etmeli
- İran’da milyonlarca kız çocuğu zehirlenme tehlikesi altında
- İran’daki protestocular infaz riski altında
- Tehlike altındaki iki Gazzeli kadın korunmalı