2022 FIFA Dünya Kupası ev sahibi Katar’da, göçmen işçilere verilen sözler havada kaldı
Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı açıklamada, 2022 FIFA Dünya Kupası'na sadece bir yıl kala Katar'ın, “kafala” adı verilen sponsorluk sistemini kaldırma ve göçmen işçileri daha iyi koruma sözünü yerine getirmesi için zamanının daraldığını hatırlattı. Af Örgütü, Katar'ın çalışma sistemini iyileştirme sürecinde kaydettiği ilerlemeye ilişkin, Reality Check 2021 başlıklı incelemesinde, geçen yıl boyunca ilerlemenin durduğunu ve işçilerin haklarını ihlal eden eski uygulamaların yeniden su yüzüne çıktığını kaydetti. Bu durumun ise “kafala” sisteminin en kötü unsurlarını canlandırdığını ve yakın tarihli reformların bazılarını zayıflattığını tespit etti. 2017'den bu yana yapılan yasal değişikliklere rağmen, ülkedeki birçok göçmen işçi için günlük hayat koşulları hâlâ oldukça sert.
Dünya Kupası yaklaşırken Katar'ın insan hakları siciline yönelik incelemelerin arttığı bu dönemde Uluslararası Af Örgütü, Katar yetkililerini, acilen harekete geçmeye ve reform sürecini hızlandırmaya çağırıyor.
“Yetkililerin kayıtsızlığı, binlerce işçiyi ilkesiz işverenler tarafından devamlı sömürü riski altında tutuyor; bu nedenle birçoğu işini değiştiremiyor ve ücret hırsızlığıyla karşı karşıya kalıyor."
Mark DummettUluslararası Af Örgütü Küresel Sorunlar Program Direktörü
Uluslararası Af Örgütü ayrıca Dünya Kupası organizatörü FIFA'yı turnuvayla bağlantılı insan hakları risklerini belirleme, önleme, azaltma ve bunlara ilişkin çözüm sağlama yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyor. Af Örgütü, oyunların yapılmasını kolaylaştırmak için fazlasıyla büyüyen konaklama ve ulaşım gibi sektörlerin çalışanlarına yönelik risklerin sürece dahil edilmesini ve FIFA’nın, Dünya Kupası'nın açılış maçından önce Katar hükümetine, çalışma sisteminde reform programını uygulaması için çağrılarda bulunmasını tavsiye ediyor.
Uluslararası Af Örgütü Küresel Sorunlar Program Direktörü Mark Dummett konu hakkında yaptığı açıklamada, "Zaman ilerliyor ama kağıt üzerindeki sözleri eyleme dönüştürmek için geç değil. Katar yetkililerinin cesur olup, çalışma sisteminde reform öngören programları tamamen hayata geçirmelerinin zamanı geldi. Katar, politikaların zayıf uygulanmasına razı olur ve işçi haklarını ihlal edenlerden hesap sormazsa, bugüne kadar elde edilen tüm ilerlemeler boşa gidecek” dedi. Dummet, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yetkililerin kayıtsızlığı, binlerce işçiyi ilkesiz işverenler tarafından devamlı sömürü riski altında tutuyor; bu nedenle birçoğu işini değiştiremiyor ve ücret hırsızlığıyla karşı karşıya kalıyor. İşçilerin çözüm, tazminat veya adalet konusunda çok az umutları var. Dünya Kupası'ndan sonra Katar'da kalan işçilerin akıbeti daha da belirsiz olacak."
Ağustos 2020'de Katar, göçmen işçilerin işverenlerin izni olmadan ülkeden çıkmalarına ve iş değiştirmelerine yönelik kısıtlamaları sona erdirmek için iki yasa çıkardı. Bu yasalar düzgün bir şekilde uygulansaydı, göçmen işçileri işverenlerinin takdirine bırakan “kafala” sistemine bir darbe vurulabilirdi. Ancak işçiler, Uluslararası Af Örgütü'ne, iş değiştirmede hâlâ önemli engellerle ve patronların itirazlarıyla karşılaştıklarını söylediler.
Beş yıldan uzun süredir Katar'da bulunan göçmen işçi Jacob (gerçek ismi değil) şunları aktardı, “Değişim kağıt üzerinde kaldı. Şirketlerin içine ve işçilerin arasına girdiğinizde görüyorsunuz, çok az bir değişiklik oldu. Durum hâlâ berbat."
Ya Çalışabilir Sertifikası ya “firari” damgası: İşçiler bırakmak istedikleri işlerde zorla tutulmaya devam ediyor
Katar, 2017'den bu yana göçmen işçiler yararına birtakım reformlar yaptı. Bunlar arasında, yatılı ev işçilerinin çalışma saatlerini düzenleyen bir yasa, adalete erişimi kolaylaştırması için iş mahkemeleri, ödenmemiş ücretlerin ödenmesini destekleyen bir fon ve asgari ücret yer alıyor. Katar ayrıca göçmen işçilerin sendikaya üye olma hakkını tanımamasına rağmen, iki önemli uluslararası insan hakları sözleşmesini imzaladı. Ancak uygulamadaki yetersizlik, sömürünün devam ettiği anlamına geliyor. Örneğin, Katar, birçok göçmen işçi için çıkış izni ve Çalışabilir Sertifikası alma zorunluğunu kaldırarak göçmen işçilerin ülkeden ayrılmalarını ve sponsor onayı olmaksızın iş değiştirmelerini mümkün kıldı; ancak bununla birlikte fiili bir Çalışabilir Sertifikası süreci ortaya çıktı ve “kafala” sistemi sorunlu yanlarıyla devam ediyor. Hak ihlallerinde bulunan işverenlerin halen göçmen işçilerin iş değiştirmelerini engelleyebilmesi ve yasal statüleri üzerinde söz sahibi olması buna dahil.
Konaklama sektöründe çalışan Ayşe, yeni bir sözleşme imzalamayı reddedip, iş değiştirme talebinde bulunduğunda işvereni tarafından tehdit edildiğini anlattı. Ayşe’ye Çalışabilir Sertifikası alabilmesi için aylık maaşının beş katından fazlasına denk gelen 6 bin Katar Riyali (16 bin 500 TL) ödemesi gerektiği, aksi takdirde ülkesine gönderileceği söylendi. Kanun değişikliğine göre Ayşe’nin serbestçe iş değiştirebilmesi gerekiyordu; ancak İdari Kalkınma, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı'na konuyla ilgili yaptığı şikayet reddedildi. Ayşe, Uluslararası Af Örgütü’ne şunları anlattı, “Bu durumun benim ve ailem üzerinde büyük bir etkisi oldu çünkü ailenin asıl geçimini sağlayan kişi olarak bu durumla başa çıkmak kolay değil. Bazen sabahları uyanmak istemediğimi hissediyorum.”
Doha'da göçmen işçileri destekleyen kuruluşlar ve büyükelçilikler, Çalışabilir Sertifikası’nın yasayla kaldırılmış olmasına rağmen, mevcut işverenin herhangi türde bir yazılı onayı olmaması durumunda, iş değişikliği taleplerinin reddedilme oranının arttığını fark etti. Böylece, “Çalışabilir Sertifikası ticareti” bazı kötü niyetli işverenler için kârlı bir iş haline geldi.
Sömürüye dayalı diğer uygulamalar arasında, çalışanların işten ayrılmasını zorlaştırmak için maaşların ve sosyal yardımların ödenmemesi yer alıyor. Ayrıca göçmen işçiler hâlâ Katar'a girmek ve Katar'da kalmak için işverenlerine bağımlı durumdalar. Bu da işverenlerin işgücünü kontrol etmek için başvurduğu "firar" suçlamalarında artışa ve oturma izinlerinin iptaline yol açıyor.
Sömürü ve cezasızlık çok büyük ölçekte devam ediyor
Uluslararası Af Örgütü ayrıca ücretlerinin geç ödenmesi, hiç ödenmemesi ve sözleşmeye dayalı diğer yardımların ödenmemesinin, Katar'daki göçmen işçilerin maruz kaldığı en yaygın emek sömürüsü biçimlerinden biri olduğunu saptadı. Ne var ki göçmen işçilerin adalete erişimleri hâlâ sınırlı, hakları için mücadele etmek üzere örgütlenmeleri ise yasak.
Ağustos 2021'de, Uluslararası Af Örgütü, erken ölümler ve güvenli olmayan çalışma koşulları arasındaki bağlantıyı gösteren kanıtlara rağmen, Katar yetkililerinin binlerce göçmen işçinin ölümünü soruşturmadığını belgeledi. İşçiler için bazı yeni korumalar getirilmesine rağmen temel riskler devam ediyor. Örneğin, yeni düzenlemeler, üstlenilen işin iklimle veya işin türü ile orantılı olarak zorunlu dinlenme süreleri içermiyor. Dahası, yetkililer, açıklanamayan ölümlerin boyutlarını araştırmak için çok sınırlı adımlar attı.
“Katar dünyanın en zengin ülkelerinden biri ve ekonomisi orada yaşayan iki milyon göçmen işçiye bağlı. İşçilerin her birinin işyerinde adil muamele görme ve suistimale maruz bırakıldığında adalete ve tazminata erişim hakkı var” diyen Mark Dummett sözlerini şöyle sonlandırdı, “Katar, emek sömürüsüne müsamaha gösterilmeyeceğine dair açık bir mesaj vererek, yasaları çiğneyen işverenleri cezalandırarak ve işçi haklarını koruyarak hep birlikte kutlayacağımız bir turnuvayı mümkün kılabilir. Ama bu henüz başarılamadı.”
Basın Açıklamaları
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı
- Ukrayna: Rusya’nın savaş suçu kapsamına giren saldırılarında çocuklar öldürülmeye ve yaralanmaya devam ediyor
- ABD, İsrail’in insani yardımları engellemesine karşılık ABD yasalarını uygulamıyor
- Türkiye: “Etki ajanı” olarak bilinen yasa teklifinin geri çekilmesi sivil toplum için önemli bir kazanım
- Küresel: FIFA 2034 Dünya Kupası adaylık sürecini durdurmalı ve 2030 için güvenilir bir insan hakları stratejisi talep etmeli
- COP29: Liderler adil iklim finansmanı sağlamayı ve fosil yakıtlardan tamamen uzaklaşmayı taahhüt etmeli
- Uluslararası Af Örgütü ABD Başkanlığına seçilen Trump’ın ikinci döneminde de insan haklarını savunacak
- Türkiye: ‘Etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi sivil topluma yönelik bir saldırıdır ve reddedilmelidir