2021’de Ölüm Cezası: İran ve Suudi Arabistan’da infazlardaki sert artışla birlikte devlet eliyle öldürmelerin sayısı arttı
- İran, 2017’den beri bilinen en yüksek sayıda ölüm cezasını uyguladı.
- Olumsuz gelişmelere rağmen 2021’de tüm dünyada kaydedilen infaz sayısı, Uluslararası Af Örgütü’nün en az 2010’dan beri kaydettiği en düşük ikinci sayı oldu.
- Covid-19 kısıtlamalarının gevşetilmesi, kayıtlı ölüm cezalarının sayısında artışa yol açtı.
- Myanmar’da sıkıyönetim döneminde en az 90 kişinin ölüm cezasına mahkum edildiği biliniyor.
2021’de Ölüm Cezaları ve İnfazlar raporunu yayımlayan Uluslararası Af Örgütü, infazlar ve ölüm cezalarında kaygı verici bir artış yaşandığını belirtti. Tüm dünyada en yüksek sayıda ölüm cezası uyguladığı bilinen ülkelerin 2021’de, Covid-19 kısıtlamalarından kurtulmasıyla mahkemelerde olağan işleyişe geri dönüldü.
ÖLÜM CEZASI VE İNFAZLAR
ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ 2021 YILI ÖLÜM CEZASI RAPORUGeçen yıl 18 ülkede en az 579 infazın gerçekleştirildiği biliniyordu. Bu sayı, 2020’de kaydedilen sayıya kıyasla %20’lik bir artışa işaret ediyor. İran’da 2017’den beri en yüksek infaz sayısı kaydedildi ve bu sayı 2020’de en az 246’dan 2021’de en az 314’e yükseldi. Küresel artıştaki en büyük paya sahip olan İran’daki bu durum kısmen uyuşturucuyla bağlantılı infazlardaki belirgin artışın bir sonucuydu. Uyuşturucuyla bağlantılı infazlar, kasten öldürme içeren suçlar dışındaki suçlar için ölüm cezasını yasaklayan uluslararası hukuku açıkça ihlal etti. Diğer yandan, Suudi Arabistan, infaz sayısını iki katından fazla artırdı. Mart ayında tek bir günde 81 kişinin ölüm cezasının uygulanmasıyla birlikte bu acımasız gidişat 2022’de de devam etti.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard konu hakkındaki açıklamasında, “İran ve Suudi Arabistan, 2020’de toplam infaz sayılarında kaydedilen düşüşün ardından geçen yıl, uluslararası insan hakları hukuku çerçevesinde uygulanan yasakları utanç verici biçimde hiçe sayarak ölüm cezası kullanımlarını tekrar hızla artırdı. Bu ülkelerin, infaz uygulayıcıları işe koşma iştahı 2022’nin ilk aylarında da azalma belirtisi göstermedi” dedi.
56 ülkede hakimler en az 2 bin 52 ölüm cezası verdi
Önceki yıl yargı süreçlerini geciktiren Covid-19 kısıtlamalarının adım adım kaldırılması sonucunda 56 ülkede hakimler en az 2 bin 52 ölüm cezası verdi. Bu, 2020’ye kıyasla yaklaşık %40’lık bir artışa tekabül ediyor. Bangladeş (en az 113’ten en az 181’e), Hindistan (en az 77’den 144’e) ve Pakistan (en az 49’dan en az 129’a) dahil bazı ülkelerde ölüm cezası sayısında sert artışlar kaydedildi.
“Az sayıda ülke, 2020’deki aranın sunduğu fırsatlardan yararlanmak yerine, acil ve süregelen küresel insan hakları krizlerinin ortasında bile yaşam hakkını hiçe sayarak, suçları caydırmak için etkin çözümler yerine ölüm cezasını seçmek yönünde tedirgin edici bir heyecan sergiledi.”
Agnès CallamardAgnès Callamard, “Az sayıda ülke, 2020’deki aranın sunduğu fırsatlardan yararlanmak yerine, acil ve süregelen küresel insan hakları krizlerinin ortasında bile yaşam hakkını hiçe sayarak, suçları caydırmak için etkin çözümler yerine ölüm cezasını seçmek yönünde tedirgin edici bir heyecan sergiledi” dedi.
Bu tabloya karşın, 2021’de tüm dünyada kaydedilen infaz sayısı, Uluslararası Af Örgütü’nün 2010’dan beri kaydettiği en düşük ikinci sayı oldu. En düşük, pandemi süreci olan 2020 yılına aitti.
Önceki yıllarda olduğu gibi, tüm dünyada kaydedilen toplam ölüm cezası ve infaz sayısı, Uluslararası Af Örgütü’nün, Çin’de ölüme mahkum edildiğini veya infaz edildiğini düşündüğü binlerce kişiyi ve Kuzey Kore ve Vietnam’da uygulandığı düşünülen yüksek sayıda infazı kapsamıyor. Bu üç ülkedeki gizliliğe dayalı resmi uygulamalar ve bilgiye sınırlı erişim, infazları doğru bir şekilde gözlemlemeyi imkansız kılıyor. Diğer çok sayıda ülkede de kayıtlı toplam sayılar, asgari olarak değerlendirilmelidir.
Agnès Callamard, “Çin, Kuzey Kore ve Vietnam ölüm cezası kullanımlarını sır perdesi ardında tutmayı sürdürdü ancak her zamanki gibi, elimizdeki sınırlı bilgi de büyük bir endişe kaynağıdır” ifadelerine yer verdi.
İran suç tarihinde 18 yaşından küçük üç kişinin ölüm cezasını uyguladı
İran, belirli türde ve miktarda uyuşturucu bulundurma suçu için zorunlu ölüm cezası vermeyi sürdürdü. Uyuşturucuyla bağlantılı suçlar için uygulanan kayıtlı infaz sayısı 2021’de beş kattan fazla artarak 132’ye ulaştı. Bu sayı bir önceki yıl 23’tü. İnfaz edildiği bilinen kadınların sayısı dokuzdan 14’e yükselirken, İran yetkilileri, uluslararası hukuk yükümlülüklerine aykırı olarak, suç tarihinde 18 yaşından küçük olan üç kişinin ölüm cezasını uygulayarak çocuk haklarına yönelik korkunç saldırılarını da devam ettirdi.
Suudi Arabistan’da infazlarda görülen artışın yanı sıra (2020’de 27’den 65’e), Somali’de (en az 11’den en az 21’e), Güney Sudan’da (en az 2’den en az 9’a) ve Yemen’de de (en az 5’ten en az 14’e) 2020 sayılarına kıyasla belirgin artışlar yaşandı. 2020’de infaz uygulamayan Belarus (en az 1), Japonya (3) ve Birleşik Arap Emirlikleri (en az 1) 2021’de uyguladı.
Şu ülkelerde 2020’ye kıyasla ölüm cezalarında belirgin artışlar kaydedildi: Kongo Demokratik Cumhuriyeti (en az 20’den en az 81’e), Mısır (en az 264’ten en az 356’ya), Irak (en az 27’den en az 91’e), Myanmar (en az 1’den en az 86’ya), Vietnam (en az 54’ten en az 119’a) ve Yemen (en az 269’dan en az 298’e).
Ölüm cezası, devletin baskı aracı olarak kullanıldı
2021’de çok sayıda ülkede, ölüm cezası, azınlıklara ve protestoculara karşı devletin baskı aracı olarak kullanıldı. Bu ülkeler, ölüm cezasıyla ilgili olarak uluslararası insan hakları hukuku ve standartları çerçevesinde oluşturulan güvenceleri ve kısıtlamaları tamamen hiçe saydı.
Ordunun sivillerin davalarını yargılama yetkisini ivedi yargılama yoluyla ve temyiz hakkı olmaksızın askeri mahkemelere devrettiği Myanmar'da, sıkıyönetim kapsamında ölüm cezasına başvurulması konusunda endişe verici bir artış kaydedildi. 90'a yakın kişi keyfi olarak ölüm cezasına mahkum edildi. Geniş kesimlerce, siyasi muhalifleri ve protestocuları hedef alan planlı bir politikanın parçası olduğu düşünülen bu yargılamaların birçoğu yargılanan kişilerin gıyabında gerçekleşti.
Mısır yetkilileri, genellikle Olağanüstü Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde adil olmayan yargılamaların ardından işkence ve toplu infazlar uygulamaya devam etti. İran’da ise ölüm cezası, “Allah’a düşmanlık” gibi muğlak suçlamalarla etnik azınlıklara karşı orantısız şekilde kullanıldı. Kayıtlı infazların (61) en az %19’u, İran nüfusunun yaklaşık %5’ini oluşturan Beluci etnik azınlığa mensup kişilere uygulandı.
Suudi Arabistan’ın oldukça kusurlu yargı sisteminin mağdurları arasında, şiddet içeren hükümet karşıtı protestolara katılmakla suçlanan Şii azınlığa mensup Suudi Arabistanlı genç Mustafa El Derviş de vardı. Derviş, işkence altında elde edilen “itiraflara” dayanan ve hiçbir şekilde adil olmayan bir yargılamanın ardından 15 Haziran’da infaz edildi.
Tüm dünyada ölüm cezasının kaldırılması yönünde olumlu işaretler kaydedildi
Bu kaygı verici gelişmelere rağmen, 2021 yılı boyunca ölüm cezasının kaldırılması yönünde küresel bir eğilimin varlığına ilişkin olumlu işaretler de kaydedildi. Uluslararası Af Örgütü’nün kayıt tutmaya başladığı tarihten bu yana, ölüm cezası uyguladığı bilinen ülke sayısı art arda ikinci yılda en düşük seviyedeydi.
Temmuz ayında, Sierra Leone’de tüm suçlar için ölüm cezasını kaldırmayı öngören yasa tasarısı parlamentoda oybirliğiyle kabul edildi, ancak henüz yürürlüğe girmedi. Aralık ayında, Kazakistan, tüm suçlar için ölüm cezasını kaldıran mevzuatı kabul etti. Yasa, Ocak 2022’de yürürlüğe girdi. Papua Yeni Gine hükümeti ölüm cezası konusunda ulusal bir müzakere süreci başlattı ve süreç, ölüm cezasını kaldıran yasa tasarısının Ocak 2022’de kabul edilmesiyle sonuçlandı. Yasa henüz yürürlüğe girmedi. Yıl sonunda, Malezya hükümeti, 2022'nin üçüncü çeyreğinde ölüm cezasına ilişkin yasal reformlar hazırlayacağını duyurdu. Orta Afrika Cumhuriyeti ve Gana’da milletvekilleri ölüm cezasını kaldırmak için hukuki süreci başlattı. Bu girişimler henüz sonuçlanmadı.
ABD’de Virginia, ölüm cezasını kaldıran 23. eyalet ve ilk güney eyaleti oldu. Ohio, art arda üçüncü yılda tüm infazları erteledi veya durdurdu. Yeni ABD yönetimi Temmuz ayında federal infazlara ilişkin geçici bir erteleme getirdi. 2021, ABD’de 1988’den beri en düşük sayıda infazın kaydedildiği yıl oldu (11 infaz, 18 ölüm cezası).
“Hâlâ ölüm cezası uygulamayı sürdüren az sayıda ülkeyi uyarıyoruz: Devlet eliyle öldürmenin olmadığı bir dünya mümkün, erişilebilir ve bizler bunun için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Hiç kimse ölüm cezasının gölgesinde bırakılmayıncaya kadar bu cezanın doğası gereği keyfi, ayrımcı ve zalimane niteliğini ifşa etmeye devam edeceğiz. En zalimane, insanlık dışı ve alçaltıcı cezanın tarih kitaplarında kalmasının zamanı çoktan geldi.”
Agnès CallamardUluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri
Gambiya, Kazakistan, Malezya, Rusya Federasyonu ve Tacikistan infazlara ilişkin resmi ertelemelere devam etti.
Agnès Callamard sözlerini şöyle sonlandırdı, “Hâlâ ölüm cezası uygulamayı sürdüren az sayıda ülkeyi uyarıyoruz: Devlet eliyle öldürmenin olmadığı bir dünya mümkün, erişilebilir ve bizler bunun için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Hiç kimse ölüm cezasının gölgesinde bırakılmayıncaya kadar bu cezanın doğası gereği keyfi, ayrımcı ve zalimane niteliğini ifşa etmeye devam edeceğiz. En zalimane, insanlık dışı ve alçaltıcı cezanın tarih kitaplarında kalmasının zamanı çoktan geldi.”
Basın Açıklamaları
- Türkiye: Onur Yürüyüşleri’ne yönelik hukuksuz yasaklamaların caydırıcı etkisine rağmen aktivistler mücadeleye devam ediyor
- İran: Yeni zorunlu başörtüsü yasası kadınlara ve kız çocuklarına yönelik baskıları artırıyor
- Küresel: Küresel düzenin çöküşü insan haklarını tehdit ederken Uluslararası Af Örgütü, adaletsizlikle mücadele etmek için mektup yazma kampanyası başlatıyor
- Türkiye: Gezi Davası’nda yargılananlar beraat ettirilmeli ve adaletsizliğe son verilmeli
- Suriye: Devlet Başkanı Esad yönetiminde onlarca yıldır devam eden ağır insan hakları ihlallerini sona erdirmek ve telafi etmek için tarihi fırsat değerlendirilmeli
- Uluslararası Af Örgütü’nün araştırmasına göre İsrail Gazze’de Filistinlilere soykırım uyguluyor
- Türkiye: Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yürüyüşüne getirilen yasak kaldırılmalı
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Netanyahu, Gallant ve El Masri kendilerine isnat edilen savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü UCM’de adalet önüne çıkarılmalı