2019 Martin Ennals Ödülü’nün sahibi Sudanlı mülteci aktivisti Abdul Aziz Muhamat oldu

Cenevre (13 Şubat 2019) – 2019 Martin Ennals Ödülü Sudanlı mülteci hakları aktivisti Abdul Aziz Muhamat’a verildi. Dünyanın önde gelen on insan hakları örgütünden oluşan jüri geçen Ekim ayında üç finalist belirlemiş, Muhamat ile birlikte Kolombiya’dan Marino Cordoba Berrio ve Türkiye’den Eren Keskin ödüle aday gösterilmişti. Üç insan hakları savunucusu 13 Şubat’ta Cenevre Kent Konseyi tarafından düzenlenen törenle onurlandırıldı.

Abdul Aziz Muhamat yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bu ödül, Avustralya hükümetinin son derece sert mülteci politikasına ışık tutuyor. Bunun yanı sıra, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme’ye uyduğunu iddia eden ülkeler de dahil olmak üzere uluslararası toplumun dikkatini, dünyanın dört bir yanında mültecilerin karşı karşıya kaldığı tehlikelere ve kötü muameleye çeviriyor.”

Güvende ve özgür

Abdul Aziz Muhamat Darfur’daki savaştan kaçıyordu. Ekim 2013’te içinde bulunduğu botun Avustralya yetkilileri tarafından durdurulması üzerine ülkenin “deniz aşırı” mülteci politikası gereğince Papua Yeni Gine’nin Manus adasına zorla gönderildi. Aradan beş yıldan uzun bir süre geçmesine rağmen Muhamat halen yüzlerce mülteci ve sığınmacı gibi Manus adasında mahsur durumda ve mahrumiyet, taciz, aşağılanma ve şiddete maruz kalıyor. Martin Ennals Vakfı Başkanı Dick Oosting konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu genç adam Manus adasına vardığında daha yalnızca 20 yaşındaydı. O zamandan beri kendisiyle birlikte en temel haklarından yoksun bırakılanlar adına sesini yükseltmekten hiç vazgeçmedi. Her zaman, hatta bir polis memurunun onu bacağından vurmasından sonra bile barışçıl biçimde direnerek olağanüstü bir kararlılık ve cesaret sergiledi” dedi. Oosting, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avustralya hükümeti uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeli ve bu insanlık dışı uygulamalara son vermelidir.”

İnsan hakları örgütleri uzun zamandan beri Manus adasındaki yaşam koşullarının yetersizliğini vurguluyor. “Özellikle uygun sağlık hizmeti olmadığından insanlar ölüyor. Aralarında çocukların da olduğu bazı insanlar intihar ediyor. Güvende olmaya ihtiyacımız var, özgürlüğe ve umuda ihtiyacımız var. Bu şiddetli sisteme karşı çıkmak benim öz saygımı ve insanlık onurumu korumama yardımcı oluyor” diyen Muhamat şöyle devam etti: “Hepimiz güvende ve özgür olana kadar mücadele etmeyi sürdüreceğim.”

Toplum dışına itilen gruplar

2019 Martin Ennals Ödülü’nün finalistleri arasında diğer iki insan hakları savunucusu da bulunuyordu. Marino Cordoba Berrio (Kolombiya), haklarından ve topraklarından giderek daha fazla mahrum bırakılan Afro-Kolombiyalı topluluğun önde gelen isimlerinden biri. Berrio, yirmi yıldan beri mensubu olduğu etnik topluluk ile toplum dışına itilen diğer grupların hakları için mücadele ediyor ve bu mücadeleyi son iki senede 400’ün üzerinde kanaat önderi ile insan hakları savunucusunun öldürüldüğü bir ülkede kendi hayatını tehlikeye atarak sürdürüyor. Finalist Marino Cordoba Berrio yaptığı konuşmada şu sözlere yer verdi: “Bizler tarihsel olarak siyasi, ekonomik ve sosyal anlamda dışlandık. Barış anlaşması gereğince ve çabalarımız sayesinde etnik grupların hakları ve bu grupların korunması gerekliliği kabul edildi. Kolombiya hükümetinin verdiği sözleri tutmasının, topluluklarımızı etkileyen ve giderek tırmanan şiddete son vermesinin zamanı geldi.”

Bir diğer finalistler Eren Keskin ise 30 yıldan uzun bir süredir özellikle kadın hakları ile Kürtlerin ve LGBTİ+’ların hakları için mücadele eden bir avukattır. Keskin, yakın bir zamanda, kapatılan Özgür Gündem gazetesini desteklediği için on iki buçuk yıl hapis cezasına mahkum edildi. Yazılarında “Türklüğü aşağılamak” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek”le suçlanıyordu. Eren Keskin şunları söyledi: “Bugünlerde Türkiye’de ifade özgürlüğü ve düşünce özgürlüğü çok ağır biçimde cezalandırılıyor. Hükümet hiçbir muhalif sese hoşgörü göstermiyor. Biliyorum ki direnerek dünyayı değiştirebiliriz. Dayanışma ve desteğiniz bana mücadeleyi sürdürme cesareti verdi.”

Martin Ennals Ödülü 1994’ten beri insan hakları savunucularına veriliyor. İnsan haklarının geliştirilmesi ve korunmasına tüm tehlikelerine rağmen derin bir bağlılık gösteren kişileri onurlandıran ödül, bu kişilerin durumları ve çalışmalarına ışık tutmayı amaçlıyor. Ödül, ödüle layık görülen kişilere uluslararası tanınırlık ve koruma kazandırmanın yanı sıra faaliyetlerini sürdürebilmeleri için maddi destek de sağlıyor.

Martin Ennals 2019 Ödülü, Cenevre Kent Konseyi’nin desteğiyle, 13 Şubat 2019’da saat 18:00’de Cenevre’deki Salle Communale de Plainpalais binasında, kamuoyunun katılımına açık törende Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet tarafından takdim edildi. Üç finalistten ikisi törene katıldı. Ne yazık ki, Eren Keskin’e uygulanan seyahat yasağı nedeniyle Keskin törene katılamadı.

Martin Ennals Ödülünün jürisi, dünyanın önde gelen on insan hakları örgütünden oluşuyor: Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH), Human Rights First, HURIDOCS (Uluslararası İnsan Hakları Bilgi ve Dokümantasyon Sistemleri), İnsan Hakları Uluslararası Servisi, Brot für die Welt, Front Line Defenders, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Hukukçular Komisyonu ve İşkenceye Karşı Dünya Örgütü.