2. Duruşma

İkinci duruşma 19 Ocak 2016 günü görüldü.

Sanıklar H.Ö.Ö. ve S.O.,  SEGBİS üzerinden katıldıkları duruşmada hazır bulundu.

Davaya müşteki vekili olarak katılma talebinde bulunan ancak talebi reddedilen avukat, kendilerine müşteki vekili olarak çağrı kağıdı tebliğ edildiğini, yine müştekinin Afganistan’da bir dağ köyünde yaşaması sebebiyle vekaletin alınmasında güçlük olduğu ve AİHM içtihadıyla da ortaya konduğu üzere mağdurun yokluğunda davanın yürütülmesinin usule aykırı olduğunu belirterek talebini yineledi.

Sanık S.O. SEGBİS aracılığıya alınan savunmasında;  olay tarihinde Van İl Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü’nde görev yaptığını, diğer sanıkla birlikte olay günü Van Gölü Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde bulunan yabancı uyrukluları Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürmek üzere araçla gittiklerini,  Merkez’de bulunan 7 yabancı uyruklu kişiyi alarak Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne geldiklerini aktardı. Sanık, ilk önce 5 çocuğu alarak hastaneye götürüp işlemlerini yaptığını, o sırada diğer sanık polis H.Ö.Ö.’nün aracı yanında kaldığını, daha sonra tekrar döndüğünde araçta kalan ve isminin Lütfillah olduğunu öğrendiği çocuğun kafasını öne eğmiş olduğunu ve tepki vermediğini fark ettikten sonra acil servise haber verdiklerinin ve Lütfillah’ı hastaneye kaldırdıklarını ekledi.

Tanık beyanlarını ise S.O., Lütfillah ile hiçbir diyaloğunun olmadığını kendisine tokat attığı iddiasının da doğru olmadığını söyleyerek reddetti. S.O. Lütfillah’ın lösemi hastası olduğunu hastaneye yattıktan sonra öğrendiğini iddia etti ve Yabancılar Şube Müdürlüğü’nün geri gönderme merkezindeki kameralarla ilgili olarak kendisine yöneltilen soruya, kameraların çalışıp çalışmadığını bilmediği ve kameralara müdahale etme durumunun olmadığı yönünde cevap verdi.

Sanık H.Ö.Ö. savunmasında; suç tarihinde Van İl Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü’nde polis memuru olarak çalıştığını, Lütfillah Tacik’in olaydan 3-4 gün önce Iğdır’dan 30-35 kişilik bir grupla birlikte geldiği, büyükleri Geri Gönderme Merkezi’ne, küçükleri de Edremit’te bulunan Çocuk ve Gençlik Merkezi’ne teslim ettiklerini, olay günü de kısaca ÇOGEM olarak bilinen merkez yetkililerinin, çocuklardan 5 tanesini kan testi, 2’sinin de beyanları ile görünümlerinin uyumlu olmaması nedeni ile yaş tespitini yaptırmalarını istediklerini aktardı. Sanık polis, olay günü diğer sanık polis arkadaşı S.O., kendisi ve şube müdür yardımcısı Bünyamin Bağcı ile Edremit’te bulunan Çocuk Gençlik Merkezi’ne gittiklerini, buradan Lütfillah’ın da aralarında olduğu 7 kişiyi teslim aldıklarını ve Erciş yolunda bulunan çalıştıkları şubeye gittiklerini ekledi.

Sanık H.Ö.Ö. devamla, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne geçtiklerini, burada önce kan testi yapıldığını, kan testi yapılanları Çocuk ve Gençlik Merkezi’ne götürdükten sonra yaş için kemik grafisi çekilenleri sona bıraktıklarını, S.O.’nun önden giderek kan testi için hastanede giriş işlemlerini yaptıktan sonra dönerek kan testi yapılacak 5 kişiyi aldıklarını,  S.O.’nun kan testi yapılan 5 kişiyi getirdikleri, minibüste Lütfillah ile Vahit isimli kişilerin kaldığı, minibüsün kapsını açtıklarında Lütfillah’ın kafasını öndeki koltuğa yaslamış olduğunu gördüklerini, kontrol ettiğinde ağzında köpükler görünce hastane görevlilerine haber verdiklerini söyledi.

H.Ö.Ö. Yabancılar Şube Müdürlüğü’nde Lütfillah ile arkadaşlarınn oldukları odanın kartlı giriş sistemi ile girilebilen bir oda olduğu ve içerde bir kamera olmadığını iddia ederek S.O.’nun bu odaya giriş veya çıkışına şahit olmadığını ileri sürdü.

Duruşmada dinlenen ve Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde (ÇOGEM) görev yapan birinci tanık, Lütfüllah Tacik ile kuruma getirilen tüm çocuklarla ilk geldikleri zaman ayrı ayrı görüştüğünü, Lütfüllah ile yaptığı görüşmede, onun daha önce TR’ye geldiğini fakat rahatsızlandığı için tekrar Afganistan’a döndüğünü, Afganistan’da da tedavi olamadığını kendisinden rahatsızlığı sorulduğunda midesinden rahatsız olduğunu ifade ettiğini beyan etti.

Daha sonra çocukların Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne götürülmeleri için teslim edildikleri ve Lütfüllah’ın hastalanarak hastaneye kaldırıldığını haricen öğrendiğini, tanık çocuklar tarafından Lütfüllah’ın polis tarafından darp edilmesinden sonra fenalaştığının anlatıldığını ekledi.

Sanık ve tanık beyanlarının tamamlanmasından sonra Mahkeme ara kararında;

  • Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan doktorların tanık olarak dinlenmesine, dosyadaki tıbbi rapor ve evrakların incelenerek tıbbi mütalaa yazılması için ATK’ya müzekkere yazılmasına,
  • Müşteki vekilinin katılma talebinin bir önceki duruşmada olduğu gibi ve aynı gerekçeyle reddine

karar verdi.

Duruşma, 10 Mart 2016 tarihine ertelendi.